28 Mayıs 2012 Pazartesi

Sinema

Kuzuyu sinemaya götürdük… Bir süredir hayatımızdaki karmaşa nedeniyle kendimize vakit ayıramadığımız için kaçamak iyi geldi. Günün anlam ve önemini belirten bir film tabi ki… Bebek sahibi olmak, gebelik ve doğum konularını birbirine paralel birkaç aile için anlatan hafif ve eğlencelik bir film. Endişe dozum yüksek olduğundan olayı eğlenceli gösteren bir şeyler izlemek iyi geldi, bolca güldük, birbirimize sarıldık, eğlendik. Bizim durumumuz için cazipti, hayatlarında “bebek” fikri olmayanlara sıkıcı gelebilir tabi.

 
Şimdi biraz daha kaçamak zamanı, 2 hafta sonra “kalp atışlarını” duymaya gidene kadar biraz kafa dinleyeceğiz. Endişeliyim, geçirdiğim şu günlerin bebeğin gelişimi için çok önemli ve geri dönülmez olduğunu bilmek sürekli düşünmeme ve korkmama neden oluyor. Bir de içtiğim ilaçlar var, onların yanında bilgisayar, telefon, televizyon, alışveriş merkezlerindeki güvenlik kapıları, yediğim, içtiğim her şey endişe kaynağı şimdi. İlk üç ay geçtikten sonra belki azalır diye düşünüyorum ama o zaman da tetkikler zorlaşacak. Olumlu olmaya çalışıyorum, bu gün biraz daha pozitifim. Kafa dinlemek iyi gelecek. Her şey güzel olacak…

25 Mayıs 2012 Cuma

İlk karşılaşma



Minik kuzuyu gördük, leblebi tanesi kadardı. Bunu yaşamak güzelmiş gerçekten… Aslında onu hayal etmek…Sabah bankada kısa bir işimizi hallettikten sonra hastaneye gitmeyi planlamıştık. Bankaya girerken bir ağrı hissettim, sonra gittikçe arttı. Acıdan çok korku vardı, ikimizde de. Bilmek zor, Ayhan’a “gidiyor mu?” dediğimde, kısık bir sesle “başka neden olabilir ki, bilmiyorum” diye cevap verdi. Saçmasapan içtiğim ilaçların ona zarar verebilme ihtimali ikimizin de aklındaydı çünkü. Günlerdir  okuduğumuz yazılardan ve doktorumun söylediklerinden sonra ilaçlardan etkilendiyse gideceğini, kalırsa sağlıklı olacağını düşünüp duruyorduk.
Korktuğumuz gibi olmadı. Ağrılarımı anlattığımda doktor bebeği görmek istedi. Çok minik olduğu için biraz ağrılı da olsa onu görebildim. 5w1d olarak ölçüldü. SAT’a göre benim hesabımda 5 hafta 3 gün zaten… Yerleşimi iyi, görünümü iyi, tek gebelik… Önerilerimizi dinleyip çıktık. “İyi” olduğunu gördükçe endişelerimiz azalıyor, havada uçar gibi döndük eve ve “ilk resmi” buzdolabının üzerinde yerini aldı. Umarım hep böyle gider ve ona sağlıkla kavuşuruz, bu aralar tek dileğimiz bu…


23 Mayıs 2012 Çarşamba

Devam

957,32!!! İki gün için oldukça iyi bir artış.
 
Sabah bir heyecanla yeniden β-HCG baktırmaya gittik, zor geçen iki saatten sonra sonuç mutluluk vericiydi. Bir de menstruasyon başladığını düşünerek içtiğim ilaçlar için doktorumun “önemli değil, plasenta daha oluşmadı, etkilenmez” demesi içimi rahatlattı. Aylardır planlayıp hazırlık yaparken “hamile olduğunu bilmeden ilaç içme” bana ne kadar uzaktı oysa. Geçen ay atak geçirmem, bu ay beklentimin az olması ve negatif test “benim için sürpriz olamaz, aylardır bekliyorum”u resmen sürprize çevirdi. Yok, artık büyük konuşmamayı öğrenmeliyim sanırım, bu konuda beklediğim hiçbir şey olmuyor.

Sıkıntılar dışında, çok mutluyuz. Bu gün yavaş yavaş inanmaya başladık. Günlerdir sürekli birbirimize tekrarlıyoruz. Planlar yapıyoruz ki, bu bile çok eğlenceli. Tabi ki daha çok erken. Oluşan gebeliklerin %25’inin düşükle sonuçlandığı, ilk ayda daha varlığını bile bilemeden kaybedilenlerle bu oranın %30-40’ a ulaştığı düşünülürse hayal kırıklığı yaşamamak için biraz daha beklemek gerekiyor.

 
Gebelikte ilaç kullanımı çok sıkıntılı bir konu. Aslında folik asit ve vitaminler dışında hiçbir şey kullanmamak gerekiyor ama meğer bilmeden ilaç içen ne çok kadın varmış. İlaçların hepsi kötü etkiler sergilemiyor tabi ama hiç içmemek en iyisi…
 
Gebelikte ilaç kullanımı

Gebelik ve emzirme döneminde ilaç kullanımı her zaman için bir takım endişelere yol açmıştır. Amerikan gıda ve ilaç dairesi (FDA) gebelik ve emzirme döneminde ilaç kullanımı ile ilgili bir takım kılavuzlar yayınlamışsa da bu kılavuzlarda söz konusu hastalıkları tedavi etmeli mi etmemelimi veya hangi ilaçları kullanmalı şeklinde bir yönlendirme yoktur.
FDA klasifikasyonunda ilaçlar potansiyel teratojenik potansiyellerine göre beş gruba ayrılmaktadır.

A Kategorisi
Hamile kadınlarda yapılan kontrollü çalışmalarda gebeliğin ilk üç ayda kullanıldığında fetüste herhangi bir risk oluşturduğu gösterilememiş (örneğin folik asit, levotiroksin) ilaçlar.

B Kategorisi
Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde fetal risk ortaya çıkarmayan ancak insanlarda kontrollü çalışma yapılmamış olan ilaçlar ya da hayvanlarda risk göstermesine rağmen bu bulgunun insanlar üzerinde yapılan kontrollü çalışmalarda saptanmadığı ilaçlar.   (örneğin amoksilin, seftriakson)

C Kategorisi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda istenmeyen etkiler saptanan ancak insanlarda kontrollü çalışma yapılmamış olan ilaçlar ya da hayvan ve insanlar üzerinde hiç çalışılmamış ilaçlar. ( örneğin nifedipin, omeprazol)

D Kategorisi
Fetüs üzerinde olumsuz etki riski yarattığı konusunda kanıtlar olan ancak gebe kadınlarda kullanımından elde edilecek yararın bilinen bu riske karşın kabul edilebilir olduğu ilaçlar.(örneğin propilthiouracil)

X Kategorisi
Hayvanlarda ya da insanlarda yapılan araştırmalarda fetal anomalilere neden olduğu kanıtlanmış ya da deneyim ve gözlemlerde fetüste risk yarattığı konusunda kanıtlar bulunan ilaçlar ile gebelikte kullanımında ortaya çıkabilecek olan zararın olası yararından fazla olduğu bilinen ilaçlar (örneğin misoprostol, warfarin, isotretinoin). Bu tür ilaçlar gebe ya da gebelik şüphesi olanlarda kesinlikle kontrendikedir.

Gebelikte kullanılan ilaçların çoğu kategori B veya C dedir. Kategori A da olan ilaç sayısı oldukça azdır, zira gebe kadınlarda yapılmış kontrollü çalışmalar nadirdir. Etik olarak ta gebe bir kadında, etkileri tam bilinmeyen bir ilacı denemek mümkün değildir.

18 Mayıs 2012 Cuma

Pozitif

Hayatımın değiştiği günler yaşıyorum. Mecburi hizmet bitti, İstanbul’a döndük, yeni eve taşınma aşamasındayız.  Silifke’den bizi çok güzel uğurladılar, meğer ne çok dost biriktirmişiz orada. Odaklanacak çok konu vardı bu ay, birçok kişiden duyduğum gibi; stresin olmadığı, başka şeylere yoğunlaştığım ve pek de gebelik beklentisine girmediğim bir ay oldu. Ama sonunda o “iki çizgi”yi gördüm. Aslında “Ultra erken gebelik testi” diye pazarlanan testi yapmış ve negatif olduğunu görmüştüm. Bu yüzden ilaç da içtim, alkol de, evi taşırken çok rahat davrandım, kocaman kolileri kaldırdım, saatlerce ev yerleştirdim. Dün ağrı ve kanama olunca menstruasyon başladığını düşündüm ama “normal” değildi. Test yaptım ve bingo; “çift çizgi”… İnanmamız için iki idrar testi daha yapıp, gece yarısı acilde β-HCG baktırmamız gerekti. Sonucun 258,22 olduğunu görünce hissettiğim çok da belirgin bir şey değildi.

Bu sabah iki gün önce “denedik ama olmadı” demek için randevu aldığım doktora “galiba hamileyim” demek için gittim. Daha çok erken (4 hafta 3 gün) olduğu için muayene etmedi ama ağrı ve kanamanın iyi olmadığını söyleyerek Progestan (progesteron=gebelik hormonu) başlayarak yatak istirahati önerdi. İki gün sonra β-HCG kontrolü sonrası durumun kontrol edilmesi gerekiyor, bir aksilik olmazsa da haftaya ultrason ile görebilecek. Tanının “düşük tehdidi” olması can sıkıcı, tüm gün yataktaydım, annemle Ayhan yeni evimizi yerleştirmeye çalıştı. Şimdilik içimde bir boşluk hissiyle bekliyorum, hayatımdaki değişikliklere alışmaya çalışıyorum.





Düşük Tehdidi
Erken gebelik haftalarında görülen rahim ağzında açılma olmadan ağrılı veya ağrısız vajinal kanama düşük tehdidi olarak adlandırılır. Tüm gebeliklerin %20 ile %30’unda görülür. İstatistiklere göre düşük tehdidi geçiren hastaların gebeliklerinin yaklaşık yarısı gebeliğin kaybı ile sonuçlanırken, yarısında da gebelik devam etmektedir.

Düşük tehdidinin nedenleri nelerdir?
Birçok hastada sebep bulunamamaktadır. Düşükle ilişkili olmayan enfeksiyon, hormonal değişiklikler, endometriozis, cinsel ilişkiye bağlı servikal inflamasyon, polipler, kist ve myomlar gibi birçok sebep kanamaya yol açabilir.

Düşük tehdidi tanısı nasıl konur?
Gebelik ve vajinal kanama şikayeti ile başvuran hastada yapılması gereken vajinal muayeneyi takiben erken haftalarda vajinal ultrasonografi ile detaylı değerlendirmedir.
Vajinal muayenenin ve vajinal ultrasonografinin düşüğü arttırıcı etkisi yoktur.
Spekulum muayenesi ile kanamanın rahim içinden gelip gelmediği tespit edildikten sonra pelvik muayene yapılarak uterusun boyutu ve servikal açıklık olup olmadığı değerlendirilir.
Ultrasonografik olarak veya doppler ile bebeğin kalp atımları değerlendirilir.

Düşük tehdidi tedavisi nasıl yapılır?
Kanama miktarı minimal olduğu ve bebek de sağlıklı olduğu taktirde bekle ve gör yaklaşımı uygundur. Aktivite kısıtlanır, cinsel ilişki yasaklanır. Kanamanın derecesine göre aktivite kısıtlamasının derecesi de artabilir. Hastanın ağır yük kaldırmak ve ağır iş yapmaktan kaçınması gerekir
Progesteron hormonunun düşük olduğu bilinen hastalarda 2.trimestere kadar progesteron desteği yapılabilir.