30 Ekim 2014 Perşembe

Grip aşısı

Grip aşısı benim eskiden pek pirim vermediğim bir aşıydı, vücuda giren yabancı maddelere sıcak bakmadığım ve çok riskli bir hastalık olduğunu düşünmediğim için uygulamıyordum. Son yıllarda özellikle okula giden çocukların sık enfeksiyon geçirdiğine ve aşılananların daha hafif atlattıklarına tanık olduğum için hastalarıma önermeye, kendim de yaptırmaya başladım. Geçen yıl olduğu gibi bu ay balşında tüm aileyi aşıladım. Bu yıl farklı olarak Dora’da gruba eklendi. Geçen yıl küçük olduğu, kreşe gitmediği ve sık aşı olmak durumunda kaldığı için ona uygulamamıştım. İlk defa aşılandığı için o ik kez olmak durumunda kaldı tabi.
 
Grip aşısı uygulandığı insanlarda %70 ile %90 oranında gribe karşı bir bağışıklılık sağlar %10 ve %30 arasında da herhangi bir etkinlik göstermeyebilir. Milyonlarca insanın 1 yıl içinde bu hastalığa yakalandığı ve özellikle çocukların ve de yaşlıların ciddi biçimde etkilendikleri düşünülürse grip aşısının gerçekten gerekli olduğu ortaya çıkar.
 Grip aşısı uygulandığı insanlarda %70 ile %90 oranında gribe karşı bir bağışıklılık sağlar, bu kişinin burada verilen aşıya karşı bağışıklık oluşturabilme yeteneğiyle ilişkilidir. Grip aşısı her ne kadar bağışıklık oluşturmasa da özellikle yaşlı bireylerde etkinliği gribe bağlı oluşacak komlikasyonlar üzerinde çok belirgindir. Özellikle yaşlılarda görülen zatüre, kalp krizi, felç ve ölüme kadar götüren hastalıklar için önemli ölçüde koruma sağlar.
 O yıl için uygulanan grip aşısı son bir yıl içinde gelişmiş grip virüslerine karşı oluşturularak hazırlanır. Normalde grip virüsü çok hızlı biçimde mutasyona uğrayarak kendinin şeklini ve yapısını değiştirir. Dolayısıyla bir yıl öncesinde saptanmış ve oluşabilecek grip virüslerine karşı hazırlanmış aşılar ancak o yıl için etkili olabilir bir sonraki yılda grip virüsü değişik bir yapıya bürüneceği için yeniden grip aşısına gereksinim vardır.
Grip aşısının özellikle uygulaması gereken hastalık gruplar içinde sağlıklı çocuklar sayılmıyor. Bu grupta, hamileler, 50 yaş veya daha yaşlı kimseler, kronik hastalığı bulunan kişiler, sağlık alanında çalışan doktor, hemşire ve sağlık personelinin tümü yer alıyor. Ayrıca aşı içindeki maddelere karşı allerjisi olanlara ve aşı sonrası otoimmun hastağı gelişenlere ise uygulanmıyor. Ateşli dönemde iken grip aşısı uygulanmaması ve bu dönemin üzerinden tam iyileşme sağlandıktan ve 1 hafta geçmesinden sonra grip aşısı uygulanması uygun kabul ediliyor.
 8 yaşından küçük çocuklarda eğer ilk kez grip aşısı uygulanıyorsa grip aşısının 2 ayrı dozda uygulanması gerekir. Bunun nedeni de çocuk yaşlarda gribal enfeksiyona karşı bağışıklık sisteminin uyarılmasının ve buna karşı oluşacak bağışıklamanın gecikmesinden kaynaklanmaktadır. Bir ay arayla 2 doz uygulanır.
 Grip aşısı olsak da olmasak da her şıkta gribe karşı ve diğer virüslere karşı kendimizi koruma olasılığımız mevcuttur. Bunun en temel uygulaması hijenik şartlara iyi uymamızdan geçer. İyi bir hijyenik uygulama bizim bulaşıcı hastalıklara karşı en önemli defansif mekanizmamızdır. Bunun için ellerin sabunla yoğun biçimde yıkaması, gözlere, burna ve ağıza çok fazla ellele dokunulmaması, gribal enfeksiyonun salgın olduğu dönemlerde kalabalıkların içinde bulunmaktan kaçınmak, öksürürken veya hapşırırken mutlaka ağız ve burnumuzu bir mendil ile kapatmak gibi basit önlemler alınması yerinde olacaktır.

 
Grip aşısı yapılmış olsa dahi vücüda giren grip virüsünun grip aşısında kullanılanlardan farklı tipte olması halinde gribe yoğun biçimde yakalanma şansı mevcuttur. Belirtileri hafifletmek amacıyla; bol miktarda sıvı gıda almak, hastayken alkol ve sigara kullanmamak önemlidir. Gribal enfeksiyonda tedavinin çok büyük bir anlamı olmadığı için belirtilere yönelik tedavi uygulanmaktadır. En önemli belirtileri için, genelde ağrı ve ateş düşürücü olarak parasetamol, çok şiddetli eklem ağrıları ve kas ağrıları varsa bu durumda da içinde ibubrufen ihtiva eden ilaçlar kullanılabilir.

Grip aşısı uygun aldıktan sonra yaklaşık 15 gün ile 21 gün sonrasında gerçek anlamda koruma sağlayabilir. Bu dönemde aşının koruması altında olmadığı için gribe yakalanma riski vardır.

Hem zor bir hastalık olduğu için, hem de komplikasyonlara yol açma riski bulunduğundan ben sık solunum yolu enfeksiyonu geçiren hastalarıma her yıl grip aşısı yaptırmalarını öneriyorum. Dora ciddi bir enfeksiyon geçirmediği halde okula başlamasını planladığım için ona da uyguladım. Hastalığı engelediği ya da en azından semptomları hafiflettiği net olduğu için yapmanın uygun olduğunu düşünüyorum. Aşı Eylül-Nisan ayları arasında yapılabilse de mevsim itibariyle en uygun zaman Eylül-Kasım ayları arasında yapılması oluyor.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Birlikte büyüyoruz

Çok sık tatil yapamadığımız için bayramları tatil için kullanıyoruz. Aslında bu onayladığımız bir durum değil tabi ama zaten çok kalabalık bir aile olmadığımızdan ve sık görüştüğümüzden tatil yapmak cazip geliyor. Bu defa yakın bir yer seçip Ayhan’ın uzun zamandır görmek istediği İğneada’ya gittik. Doğası muhteşem bir yer, deniz, orman, göletler... Üçümüz bir güzel gezdik.


Bu bayram tatili bize bir çok şey öğretti. Üçümüz tatil yapmayı daha önce deneyimlemiştik ama bu kez ilk defa Dora için besin hazırlığı yapmadan çıktık. Henüz günlük yemeklere alışmadığından, evde onun için özel yemek piştiğinden başlangıçta çekinmiştim. Aslında bu doğru değil, bir yaşından sonra evde pişen her yemeği yemeli çocuk, hastalarıma da bunu öneriyorum. Ama ne yazık ki her zaman mümkün olmuyor. Bu defa oldu, sadece suyunu ve sütünü evden götürdük ve üç gün otel yemeğiyle besleyebildik. Tabi seçme şansımızın olması avantaj ama bu kadarı bile beni çok mutlu etti.

Sosyalliği açısından da güzel adımlar attığımız bir dönemeç oldu. Şimdiye kadar sadece benimle beraber sosyal ortamlara girebilen kızım, benim minik bebeğim, Mini Club’da tam 30 dakika yanlız kaldı. Benim için çok önemli tabi ki, her anne gibi. Evet bu kadar küçük yaşta kreşe giden çocuklar olduğu doğru, belki bebekken bu duruma alışmaları daha kolay olabilir ama bana en düşkün olduğu bu dönemde sorunsuz geçiş yapmak beni çok mutlu etti. Animasyon ekibinin ısrarları souncunda “bir bakmak” için gittik Mini Club’a... Önce bir durdu, ablaları, arkadaşları ve özellikle boya kalemlerini görünce isteyerek gitti. En küçük o olmasına rağmen biz 10 dakika izledikten sonra telefonumuzu bırakıp ayrıldık. 20 dakika sonra döndüğümüzde boya yapmaya devam ediyordu, beni görünce eliyle çağırıp “anne, gel gel” dedi sadece ve devam etti. O halini görünce hem mutlu oldum hem de bu kadar hızlı büyüdüğü için endişelendim.
 

O kadar hızlı değişen bir dönem ki çocuğun büyüme süreci, ayak uydurmakta zorlanıyoruz. Bizim için bazen aylar,  yıllar bile aynıyken onların günden güne gelişim göstermesi şaşırtıcı olduğu kadar da ürkütücü aslında... Bir “yetişememe” hali oluyor çoğu zaman. Son zamanlar ben biraz daha “durdum”. Yeni bir şeyler öğrenmesinden çok mutlu olmasını ve eğlenmesini istiyorum son zamanlarda. Bu yüzden kurslara, derslere bir süre ara verdik. Beraber parklara, kırlara, deniz kenarına gidiyoruz. Gülüyoruz, eğleniyoruz, sarılıyoruz ve birbirimizi öpüyoruz. Dora öpmeyi öğrendikten sonra bizi bol bol mutlu ediyor, günler güzel gidiyor...