25 Ocak 2014 Cumartesi

Çok sosyal medya...

Dora'nın anne bebek dergilerinde yer almasından sonra medyanın bize ilgisi arttı sanki. Komik ama aynı hafta bir fuar organizasyonundan bir de televizyon programından uzman konuşmacı olmak için teklif aldım. Çocuk uzmanı olmam cazip geldi tabi ki.

Fuar zaten bol bol tecrübe ettiğim anne bebek fuarı, geçen yıl da "anneysen" sitesi için konuk olmuştum. Bu defa "Bebeğim ve Biz" dergisi standında annelerle buluştuk. Güzeldi ama benim için süpriz Dora'nın kapak olduğu sayının kocaman basıldığı bir panonun önünde söyleşi yapmaktı. Hastane ekibi de beni yalnız bırakmayınca iyi bir gün geçirdik.


Ertesi gün Star TV sabah haberlerinde emzirmeyle ilgili bir söyleşi için teklif geldi. Kısa ama keyifliydi. Hazırlanma aşaması hariç tabi, o kısmı sıkıcıydı... Bu tarz şeylerin faydalı olacağını düşünüyorum. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek...

Kapak kızı

Güzel kızımın kapak kızı olması maceralı bir sürece dayanıyor, ona kalıcı olması için doğum günü ayında bir dergide yer almasının hoş olacağını düşündüm. Daha önce yazı yazdığım siteler ve blog nedeniyle görüştüğüm, kapaklarına okuyucu fotoğraflarını yarışmayla seçen bir kaç derginin editörüne Dora'nın fotoğraflarını gönderdim. Olumlu geri dönüşler neticesinde bir dergide kapakta olmasına, bir diğerinde de Dora’yla ilgili bir yazının yayınlanmasına karar verildi. Onun doğumu için yazdığım yazının olmasını tercih ettim.

Yazı iyiydi de Dora'nın bana bile poz vermesi çok zorken tanımadığı insanlarla fotoğraf çekimi yapılacak olması beni korkuttu. Bir kaç gün hazırlık yaptık, güzel giysiler aldık. Aslında bizim için zor olan ama önceden ayarlandığı için değiştiremediğimiz bir günde annemi de alarak gittik çekime. Ben fotoğraf çekerken çok katkısı olduğu için annemin de yanımızda olmasını istedim.

Bir holding binasının alt katındaki stüdyo Dora'ya ilginç geldi. Çok anlayışlı olan ekibe bir süre özel alanına girmeden uzaktan iletişime geçerlerse daha az huysuzlanacağını söyledim. Çocuklarla çalışmaya alışkın oldukları için nasıl yaklaşmaları gerektiğini biliyorlardı. Dora huysuzlanmadı, ilk pozlarda çok rahattı, güzel kareler çıktı. Hatta sonlara doğru yaramazlığı ele aldı. Korkmak bir tarafa, koyduğumuz yerde durmadı, etrafla ilgilendi, şımardı ve sürekli güldü. Şaşırdım ama boşa endişelendiğimi görünce mutlu oldum.

Ocak ayının gelmesini sabırsızlıkla bekledik. Sürpriz olacağı için hastanedeki arkadaşlarımdan başka kimse bilmiyordu. D&R'da dergiyi ilk gördüğümde gerçekten "iyi" hissettim. Yazının yayınlandığını ise annemlerden öğrendim. Fotoğraf seçimleri ve tam sayfa olması çok hoşuma gitti. Aslında doğum gününde sadece Dora'nın kapak olduğu dergiyi vermeyi planlıyordum ama aile birliğinin kararıyla iki derginin de hatıra olarak verilmesine karar verildi.

 
Dergileri temin süreci de eğlenceliydi. Ben D&R'dan sipariş vermeyi teklif ettim ama Ayhan'la babam bir gecikme ihtimaline karşı kendileri almak istedi ve iki günde otuzar dergiyi toparladı.

Partide misafirler ilk gördüklerinde benim Dora için hazırlattığım bir dergi olduğunu sandılar ama ulusal olarak tüm Ocak sayılarının aynı olduğunu öğrenince şaşırdılar. Sanırım hoşlarına da gitti. Eğlenceli ve güzel bir anı oldu. İkisini de çerçeveletip Dora'nın odasına astım, umarım büyüdüğünde onun da hoşuna gider. Nihayetinde her şey onun için...

Party time!

Yeni yıl çok hızlı başladı, yetişememe duygum had safhada. Ama bir o kadar güzel ve keyifli günler geçiriyorum. Çok beklediğim, çok hazırlandığım Dora'nın ilk yaş partisini yaptık. Bence çok güzeldi, sanırım konuklar da benim gibi düşündü. Yorucu ama eğlenceli, unutulmaz bir gündü.

Organizasyon için ilk araştırmalara başladığımda Dora daha 4 aylıktı. Hamilelikteki korkularımdan doğum odasını süslemeyi çok abartmamıştım, yine çok güzeldi ama araştırdıkça neler buldum neler... Doğumdan sonra da hem kış olmasından hem de bir çok sıkıntıdan, bir kutlama ya da mevlit yapamadık. İlk dişini tatilde Bodrum'da çıkarınca diş buğdayını da orada yaptık, onun için de kutlama yapma şansımız olmadı. İlerde, kızıma onun aramıza katılmasıyla ne kadar mutlu olduğumuzu anlatmanın yolunun güzel bir doğum günü partisiyle olabileceğine karar verdim.

Mekan çok erkenden netleşti. Dora tüm yazı neredeyse sitenin içindeki kafede geçirdi. Orada daha iyi uyuyor, daha güzel yemek yiyordu. Birçok güzel parti de izledik kafede. Dora'nın doğum gününü de aynı yerde kutlamaya bu şekilde karar verdik. Her gittiğimizde kafamda bir şeyler yerleştirmeye çalıştım.

Çocuk doğum günü organizasyonu yapan bir çok şirket var, hatta çok yakın bir arkadaşım da bu işe merak sarıp Dora'nın doğum günü organizasyonuna talip oldu ama hem onu yorup sıkmak istemedim, hem de profesyonel bir çalışma  olması için bir çok firmayı aylarca araştırdım. Partileri inceledim. Artık çocuk doğum günleri bir tema çerçevesinde yapıldığı için ilk olarak temayı belirlemek gerekiyordu. Önce doğum odasındaki gibi melek temalı bir parti olabileceğini düşündük Ayhan'la, ama sonra ne kadar klasik de olsa prensesimize, prenses temalı bir parti olmasına karar verdik. İkinci sırada parti renklerini belirlemek gerekiyordu. Çocukken sevdiğim, Dora'dan önce uzaklaştığım pembe, kızımla birlikte, özellikle ona çok yakıştığı için, sıcak gelmeye başladı. Yanına gümüş ve siyahı koyunca renkler de netleşti.

Firmaya, hatıralık hediyelere, sunulacak ikramlara, giysilere karar vermek haftalarımı aldı. Çalışırken fırsat buldukça araştırdım ve kaydettim. Doray'la ilgili, Dora'yı hatırlatacak şeyler olmasını istedim. Çikolataların üzerine "Doralata", şekerlere "pamuk şekerim"  yazıldı. Hediye olarak üzerinde Dora'nın silueti olan kokulu taşlar ve Dora'nın fotoğrafı olan kitap ayraçları hazırlandı. Peçetelere, servislere, sulara... her şeyin üzerine Dora'nın fotoğrafı ve ismi kondu.

Her şey güzeldi ama daha özel, daha kalıcı bir hatıra olmasını istiyordum. Dora güzel bir bebek olduğu için yine onun görselinin olduğu bir şeyler... Anne bebek dergilerinin kapaklarındaki bebekler gibi... Bu şekilde bir kaç bebek dergisinde yer alması bana çok çekici geldi. Benim bağlantılarım ve önceden yaptığım işler sayesinde ve tabi kendi güzelliğiyle, Dora bir dergide kapak oldu, bir diğerinde de onun doğumunda yazdığım yazı yayınlandı. Bu şekilde içime sindi, fotoğraf çekimi çok maceralı geçse de, istediğim gibi olmuştu.

Parti günü sabahı gergindim, çok hazırlandığım için aksiliklerden korktum. Nurhayat Silifke'den, anneannemle dayım Ankara'dan gelmişti. Müzikler, video gösterisi uzun emeklerle oluşturulmuştu. Organizasyon, fotoğrafçılar ayrı bir çaba... Annem torununun partisinde kendi sunumları da olsun diye birçok yiyecek hazırladı... Her şey ama her şey çok emek gerektirdi. Misafirler gelmeye başladıktan sonra sakinleştim. Hızla geçen bir üç saatte sürekli kızımla birlikteydim. Çok huysuzlanmadı, yemek istemedi, altı değişmedi ama o hep gülümsedi. Sonuna doğru yorulduğu ve uykusu geldiği için fotoğraflar çekilirken benim boynuma gömülmüş şekilde poz verdi. Annem onu eve götürüp banyo yaptırdı, doyurup uyuttu ve iki saate yakın uyudu... Kuzucuk, onun günüydü ama farkında olmadan bitirdi, belki de olmuştur...

İlk doğum günlerini anneler kendileri için yaparmış. Çocuk hatırlamayacağı için çok abartmamam gerektiğini söyleyenler oldu. Aslında ben bir yıl sonra kızımın dünyaya gelişini kutlayabildim, birçok kişiyle ilk o gün tanıştı. Bu yüzden ne kadar coşkulu olsa az diye düşündüm. Mutlu oldum, eğlendim, sevdiklerimle güzel bir gün geçirdim... Kızım kocaman 1 oldu...















7 Ocak 2014 Salı

Prenses 1 yaşında...

Prensesim doğalı tam bir yıl oldu. Mutlulukla, merakla, heyecanla, sabırsızlıkla, ona bir şey olursa endişesiyle, sağlıkla doğması için dua ederek geçen 37 hafta 6 günden sonra geçen yıl bu gün kucağıma alabildim pamuk şekerimi... Çok istedim, çok bekledim, hayal ettim... Hayallerimden bile güzel bir melek girdi hayatıma...

Varlığı her gün şükrederek uyanmama sebep olan, bir gülüşü dünyalara değen, uyurken özlediğim güzel kızım iyi ki bizi seçmiş, iyi ki bizim kızımız olmuş. Ondan farklı bir bebek düşünemiyorum, sanki benim için yaratılmış. Gelişiyle her yer aydınlandı, daha iyi, daha mutlu, daha huzurlu, daha inançlı, daha şefkatli bir insan oldum onunla...


Beni özlemesi, görünce kocaman gülümsemesi, heyecanla el çırpması, öğrendiklerini arka arkaya sıralamaya çalışması, alkış alınca tekrarlaması, ilk gülüşü, ilk adımı, ilk kelimesi... Hayatımın en özel, en güzel yılını yaşamama sebep oldu. Aklımın hep onda olduğu, kendimden önce onu düşündüğüm, yanımdayken huzur bulduğum, her hareketine aşık olduğum, ondan öncesini bana unutturan, güzeller güzeli minik prensesimi ve hayatıma kattığı güzellikleri çok seviyorum.
Günler geçtikçe, kızım büyüdükçe, bana bağımlılığı azaldıkça, kendi kendine idare etmeye başladığında bu yılı çok özleyeceğim. Kucağımda uyuduğu, yatağına koyduğumda ağlayarak bana uzandığı, alınca hemen uykuya daldığı, ulaşamadığı şeyler için benden yardım beklediği, banyo yaptırırken sevinç çığlıkları attığı, yemek yedirirken yüzüme püskürtüp sonra güldüğü, elleriyle yüzümü tutup kendine çekip öpmeye çalıştığı, onu taklit edince kahkahalar attığı, bana birçok güzellikler yaşattığı bu günler çok hızlı geçiyor. Onunla geçen her gün, her an birbirinden değerli ama ilk yılının unutulmaz olacağını düşünüyorum. Açlık ve uyku dışında tepki vermeyen minik bebeğim artık kendi tercihleri olan, ilgisini, kızgınlığını, sevgisini, sevincini gösteren küçük bir insan haline geldi ve ben bu değişimi, gelişimi an an izledim. Yoruldum, üzüldüm, mutlu oldum ama hep şükrettim. Bizimle olduğu için, bu kadar uysal, bu kadar mutlu, güleç, sabırlı, akıllı, meraklı, güzel bir bebek olduğu için, bu kadar harika bir bebek olduğu için çok ama çok mutluyum...



4 Ocak 2014 Cumartesi

Adım adım

İlk yılların çocukların zeka gelişimi için çok önemli olduğunu bildiğimden Dora'ya hep onu bu yönde destekleyecek oyuncaklar almaya çalıştım. Gelişim basamaklarını bildiğim için seçmek zor olmadı. Ama artık büyüdüğü için biraz daha ayrıntılı araştırma gerekmeye başladı. Yazın dışarda vakit geçirdiği için daha kolaydı ama kışın genelde evde olacak ve onunla annem ilgilenecek. Annem de neler yapması, ne öğretmesi gerektiğini bilemediği için zorluk yaşıyordu.
Hamileyken gittiğim bir fuarda tanıştım, Adım adım eğitim setleriyle... O dönemde ilgimi çekmişti. Ayrıntılı araştırma yapınca denemeye karar verdim. Dokuzuncu aydan itibaren başlıyor. Çocuğun ayına göre gelişimini takip etmeye yarayacak bilgileri ve gelişimini destekleyecek aktiviteleri içeren kutular her ay eve gönderiliyor. Bu ay hangi oyuncağı almalıyım sorularına da çözüm oluşturuyor. Ufak ufak materyaller var o ayki aktiviteleri desteklemek için. Ayrıca oyun ve eğitim önerilerini içeren bir de kitap gönderiliyor her ay.

Dora zaten kitaplara meraklı bir bebek olduğu için ilgisini çekti ilk ay. Yalnız aktiviteler ona biraz basit geldi. Dokuzuncu ay için öğretilmek istenen birçok şeyi zaten uzun zamandır yapabildiğinden kitabı çabucak bitirdi. Yine de tüm bebekler gibi tekrarlamaktan hoşlandığı için kitap ay boyunca elimizden düşmedi. Annem için de çok yardımcı oldu. Zaten en önemli amacı çocuklarla kaliteli vakit geçirmeyi desteklemek. Çünkü ailelerin en önemli sorunu çocukla birlikteyken ne yapacağını bilememek...
İnternet sitesinde verilen bilgiler çok etkileyici, şu anda dördüncü aydayız, bakalım devamında Dora'nın ilgisi nasıl olacak. Eğitim setleri dört yaşa kadar devam ediyor. Dora'nın tepkilerine göre yenileyip yenilememeye kara vereceğiz...

1 Ocak 2014 Çarşamba

Oto koltuğu seçerken...

Oto koltuğunu değiştirmek için geç bile kaldığımız söylenebilir. Henüz maksimum tartıya ulaşmadı ama uzun boylu bir bebek olduğu için ana kucağı biraz zorluyor kızımı. Olabilecek en uzun süre arkaya dönük ana kucağında kalmasını istediğim için biraz geciktirdim aslında oto koltuğuna geçiş sürecini.

Bir süredir araştırıyorum. Markalar ve modellerle ilgili okudum, forumları gezdim, arkadaşlarıma sordum. Bir çok marka ve model olmasına rağmen öne çıkan bir kaç oto koltuğu vardı aslında. Öncelikli seçimimiz hangi boy almamız gerektiğiydi.
 
 
Tartıya göre gruplanabiliyor oto koltukları: Gr0+ (doğumdan itibaren 12 aya kadar 0-12 kg), Gr1(9ay-4 yaş, 9-18 kg), Gr2-3 (4-12 yaş, 15-36 kg) ve Gr1-2-3 (9 ay-12 yaş, 9-36 kg) en yaygın bulunan gruplardı. Dora iri bir bebek olduğu için Gr 1-2-3 almak önce mantıklı geldi ancak biraz okuyunca aynı oto koltuğunun 6 yıldan fazla kullanılmasının uygun olmayacağını öğrendim. Gr 1-2-3 oto koltukları uzun süre kullanılabilir, hatta 9 aydan 12 yaşa kadar çok uzun süre, ama 6 yıldan sonra güvenlik risklerinin oluşacağını 10 yıldan sonra kesinlikle kullanılmaması gerektiğini öğrenince önce Gr 1, dört yaş civarında da Gr 2-3 almanın daha uygun olacağına karar verdim.

Marka için çok düşünmedim açıkçası, her okuduğum yerde Britax Römer açık ara öne çıktı. Sadece araba markamızın bizim model için ürettiği oto koltuğunu araştırdım. Arabamızın güvenliği konusunda şüphem olmadığı için oto koltuğu için de güvenebileceğimi düşündüm, ayrıca görünümü çok daha şıktı ama sadece 15-36 kg arasına uygun olduğu için onu ertelemek zorunda kaldım.

Britax Römer Almanya kaynaklı bir marka. Güvenlik testleri açısından çok başarılı. Gr 1 için bir çok modeli var, biz en yeni ve en gelişmiş modeli olan Trifix'e karar verdik. İsofixli ve gayet güven verici bir model. İsofix arabanın metal aksamına sabitlediği için kemerle bağlanmaya göre çok daha güvenli oluyor. Konu Dora olunca ödün vermek gibi bir durum söz konusu olamıyor tabi ki. Güzel renkleri vardı, arabayla uyumlu olması açısından yeni rengi "stone grey" bize çok çekici geldi. Umarım güvenliğini hiç test etmek zorunda kalmayız ama en kötü ihtimali düşünerek hareket etmek gerekiyor.

Bir çok arkadaşım bebekleri arabada ana kucağında huzursuz olduğundan erken dönemde oto koltuğuna geçmek zorunda kaldı. Öne bakar şekilde gitmek çoğunu rahatlattı. Bir yaşından önce omurga gelişimi, öne bakar şekilde oturmak için yeterli düzeyde olamayacağından ben ertelemeyi tercih ettim. Zaten Dora'da huysuz bir bebek olmadığından, arabaya bindiğinde kısa sürede uyuduğundan çok zorluk da çekmedim. Şimdi öne bakar şekilde oturmak onu şaşırttı ama aynı zamanda çok da hoşuna gitti. Sürekli babasına sesleniyor. Artık araba yolculuklarımız daha keyifli olacak gibi...
 

Oto koltuğu seçerken
Bir oto koltuğu almak, bebeğin güvenliği konusunda yapabilecek sadece ilk adımdır, ama önemli olan bir diğer konu da oto koltuğunu arabaya doğru bir şekilde yerleştirilmesi olacaktır. Yapılan araştırmalara göre; oto koltuklarının %85’i doğru yerleştirilmemektedir. Bu yüzden kullanım talimatının iyi okunması gerekir. Oto koltuğu aracın koltuğuna mümkün olduğunca sıkı bir şekilde yerleştirilmelidir. Bir kez yerleştirildikten sonra, koltuğu mümkün olduğunca yerinden oynatmamak gerekir.

Koltuğa bebeği oturttuktan sonra oto koltuğunun emniyet kemerleri omuzlarından ve omuzlarının altından bebeği kavramalıdır. Emniyet kemerleri rahat ve düzgün bir şekilde durmalıdır.

Oto koltuğuyla ilgili dikkat edilmesi gereken noktalar
Yolculuk çok kısa bile olsa her zaman oto koltuğunuzu kullanılmalı.
Oto koltuğunu arabaya doğru biçimde yerleştirmek için kullanım kılavuzundaki talimatları iyi bir şekilde okunmalı.
Alınacak oto koltuğunun araba koltuğuyla uyumlu olup olmadığını kontrol edilmeli.
Oto koltuğunun test edilmiş ve standartlara uygun olmasına dikkat edilmeli.
Her araba yolculuğundan önce oto koltuğunun iyi bir şekilde yerleşip yerleşmediğinden emin olunmalı.
6 yıldan daha eski oto koltuğu değiştirilmeli. 10 yıl ve daha fazla eski olanlar kesinlikle kullanılmamalı.
Araba hareket halindeyken bebek koltuktan çıkartılmamalı.
En az 1 yaşına kadar ve 9 kg'a ulaşıncaya kadar bebeğin yüzü arkaya dönük biçimde 45°lik açıyla oturtulmalı. Bebek 1 yaşın altındayken; kemikleri, yüzü öne dönük pozisyonda omuriliği korumak için yeterince güçlü değildir. Ama bebek 1 yaş civarındayken, kemikler güçlenmeye başlar ve bebek daha az incinir.
5 nokta kemer sistemi en iyi korumayı sağlar, çünkü kemerler bebeğin hem omuzlarından hem de kalçasından tutacak şekilde kavrar. Kemer en iyi korumayı sağlamak için rahat biçimde durmalıdır, bebeği çok sıkmamalıdır.

 
Oto koltuğu alırken nelere dikkat edilmelidir?
Bebek mağazalarında çok çeşitli oto koltukları olduğundan dolayı, anne babalar hangisini alacaklarına karar verirken büyük bir sıkıntı çekiyorlar. Çünkü, doğal olarak bebeklerine maksimum korumayı verecek olan ürünü almak istiyorlar.

Bebeğin yaşına ve ağırlığına göre çeşitli oto koltukları vardır.

1) 0-9 kilo arasındaki bebekler için:
Sadece yüzü arka koltuğa dönük şekilde kullanılır.
Bebeklerin kemiklerinin gelişimi henüz tamamlanmadığı için yatar pozisyonda kullanılmalıdır.
Yüzü arkaya dönük biçimdeyken omuzlarından ve omuzlarının altından geçen emniyet kemerleri vardır.
Taşınabilir parçaları ve elde taşımak için bir sapı olan modelleri de mevcuttur. (Arabayı kullanırken taşıma sapının aşağıda ve kilitli pozisyonda tutulması gerekir.)

2) 9-18 kilo arasındaki küçük çocuklar için:
Yaş olarak yaklaşık 9 aylıktan 4 yaşına kadar küçük çocuklar için kullanılabilir. Bu yaşlardaki çocuklar oturabilir, ama güvenli oturma yüzeyine ihtiyaç duyar, bu nedenle bu koltuklara çocuk güvenlik koltuğu denir.
Yüzü öne dönük olarak kullanılmaya başlandığında, kemerleri yukarı hareket ettiren kuvvetlendirilmiş delikleri vardır.
Çocuğu 18 kg ye ve 90cm oluncaya kadar yüzü öne dönük kullanımda korur.

3) 15-22 kilo arasındaki çocuklar için:
Yaklaşık 3-7 yaş arası çocuklar için kullanılabilir.
Bu yaşlardaki çocuk serbestçe oturtulabilir, ancak yetişkinler için düşünülmüş emniyet kemeri, tek başına çocuk için gerekli, güvenceli yolculuğu sağlamaz. Bu nedenle çocuk güvenlik koltuğuna ihtiyacı vardır.

4) 22-36 kilo arasındaki çocuklar için:
Yaklaşık 6-12 yaş arası çocuklar için kullanılabilir.
Yetişkinler için tasarlanan emniyet kemeri yalnız başına gerekli güvenli yolculuğu sağlamaz. Bu nedenle çocuk güvenlik koltuğuna ihtiyacı vardır.

5) 15-36 kilo arasındaki çocuklar için:
Yaklaşık 3-12 yaş arası çocuklar için kullanılabilir.
Çeşitli aparatlarla yaşına uygun hale getirilebilir.

6) 9-36 kilo arasındaki çocuklar için:
Yaklaşık 9 ay-12 yaş arası çocuklar için kullanılabilir.
Çok uzun süreli kullanım olanağı sağlayan bu modeller çocuğun yaşına göre değiştirilebilir. Kullanım süresini uzun olması güvenlik sorunlarına neden olabilir.

7) Booster koltukları:
Sadece yetişkin kucağındayken ve omuz kemeri ile kullanılır.
Çocuk 18 kg civarındayken ve 36 kg ye gelene kadar kullanılır.
 

İlk biten yıl...

Güzel kızım yaşını tamamlamasına 7 gün kala ilk yılbaşını da yaşadı. Ağaç süslendi, hindi yendi, noel anne kostümü giyildi, hediye paketleri açıldı… Hepsi bir yana çocukların mutlu olması her şeye değer. Annemlerde girdik yeni yıla, Arda ve Dora çok keyif aldı, biz mutlu olduk…

2013 bize güzellikler getirdi ama birçok değeri, sevdiklerimizi götürdü. Kızımın doğduğu yıl bitti, benim için özeldi. Birlikte sağlıkla, mutlulukla günler geçirmeyi dileyerek girdik yeni yıla, umarım iyilik ve güzelliklerle dolu bir yıl olur…