Tıp
fakültesini tercih ederken, hep bilinen iş görüşmesi sıkıntılarını çekmemek de
önemli bir faktördü benim için. Bu durumdan çekiniyordum. O dönemde doktor
olursam çok fazla iş görüşmesi yapmayacağımı düşünüyordum. Tabi ki beklediğim
gibi olmadı. Son bir yılda o kadar çok iş görüşmesi yaptım ki, bu korkum ne
zaman ortadan kalktı emin olamıyorum. Yaptığım her görüşmenin sonunda “Ne zaman
başlayabilirsiniz?” diye sormalarının bunda payı büyük elbette. Belki
şanslıyım, belki başka nedenlerden, özel sektörde çalışacağım hastaneyi her
defasında kendim seçme lüksüm oldu. Her zaman da birden fazla seçeneğim...
Evime
yakın olduğu için çok mutlu olarak başladığım hastanede, çalışma saatlerinin
uzunluğu ve yoğunluk nedeniyle daha fazla devam edemeyeceğime karar verince
yeniden kamuya dönmek için başvurdum. Atandığım Kanuni Sultan Süleyman Eğitim
ve Araştırma Hastanesi’ne başlamak için istifa verdim. Hazırlıkları yaparken
karşı konulamaz bir fırsat çıktı. Çok önceleri bana, “doğum için hangi
hastaneyi önerirsin?” diye soran yakınlarıma verdiğim cevap “sağlık sigortası
ve Amerikan Hastanesi” olmasından ve İstanbul’daki en iyi hastaneler
sıralamasında çok yukarılarda bulunduğunu bildiğimden, “bir gün belki
çalışırım” dediğim hastanede, bir de üzerine ortak çalışılacak Koç Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nde görev alma şansıyla birlikte çıkan bu fırsatı reddetmem
mümkün olamazdı.
Sonuçta,
Amerikan Hastanesi’nde çalışmaya başladım, Eylül ayında üniversite açıldığında
oraya geçeceğim. Umarım bu defa emekli olacağım iş yerimi bulmuşumdur. Ne kadar
sıkılgan olduğum açık olsa da çok önemli bir sebep çıkmadıkça başka bir
hastanede çocuk uzmanı olarak çalışmak için ayrılacağımı düşünmüyorum. Bakalım
zaman neler gösterecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder