27 Mart 2015 Cuma

Kitap kurdu

Bizim hayatımızda kitaplar çok büyük bir yer kapladığı için Dora’da da öyle olur diye düşündüm. Bebekken çok severdi kitapları, köşelerini yiyecek kadar... Resimlere bakmak hoşuna giderdi, kendince bir şeyler anlatırdı. Ama şimdi ona kitap okumamızı çok sevmiyor. Sabırsız, hemen bir sonraki sayfaya geçmeye çalışıyor, yeni hikayeler istemiyor. “Aç Tırtıl” ve “Sevimli Baykuşlar” gibi bir kaç hikaye var, sürekli onları okuyoruz. Ezberledi her kelimeyi ama yine de sadece o bir kaç kitabı istiyor. Yaşı gereği alışkanlıklarına ve düzenine bağlı olduğunu düşünüyorum ama kitapları sevmesi için de elimden geleni yapıyorum. Genelde eve yakın olan D&R’da zaman geçiriyoruz. Geçen yıl, henüz çok küçükken Kidsnook’a gitmiştik, o zaman çıkmak istememiş, bir çok kitap almıştık. Daha çok bebek kitapları olduğu için onlara ilgisi azaldı. Bir süredir tekrar gitmeyi planlıyordum. Kitaplara bakmakla birlikte aktiviteleri de merak ediyordum. Dora’nın ateşlendiği gün için “Very Hungry Caterpillar Sensory Storytime” aktivitesine gidecektik ama olmadı. Ancak bu hafta sonu “Five Little Ducks” aktivitesini görünce denemeye karar verdim.



Kızımla başbaşa gittiğimiz bir aktivite oldu bu hafta sonu. Kitapları görünce heyecanlanması beni çok mutlu etti. Önce bir süre kitapları inceledik, kendimize kitaplar seçtik. Belki okulda ingilizce hikayeler dinledikleri için daha cazip gelebilir diye ingilizce kitapları da denemek istedim. Sonra da aktivite bölümüne geçtik. Aslında üst üste bir kaç hafta devam ediyor “Sensory Story Time” aktivitesi. Dora’nın da hoşuna gitti, eğlendi, hatta tekrar gelmek istediğini söyledi, mümkün oldukça devam etmeyi planlıyorum. Aktivite sonrası meşhur ağaç evde ve kafede zaman geçirdik, keklerimizi yedik. Mutlaka akılda tutulması gereken bir yer olduğunu tekrar düşündüm...
 






Dora’nın kitaplığı;
İlk hayvanlar kitabım; uzun süredir resimlerine bakmayı seviyor,
Her güne bir masal
Mışıl mışıl masallar
Aç tırtıl
Annemin çantası
Bil bakalım seni ne kadar seviyorum
Cici pisi tedi
Doğum günü hediyesi
Kim korkar kırmızı başlıklı kızdan
Küçük ayının uzun yolculuğu
Marmelat ve dört mevsim
Mevsimlere güzelleme
Yavru ahtapot olmak çok zor
Yavru baykuşlar
Üç kedi bir dilek
Küçük hasır şapka
Duck goes potty; şu aralar favorim, bu işi artık bitirmeliyiz.
 
















 

16 Mart 2015 Pazartesi

Masal evi

Çocukların iki yaşından sonra müze gezmeleri gerektiğini düşünüyorum. Sergilenen eserlerin tamamını anlamasalar da ortamı görmeleri, algılamaları açısından iyi bir deneyim olacaktır. Dora’yı da bir süredir müzeye götürmeyi planlıyordum ama başlangıcı hangi müzeyle yapacağıma karar verememiştim. Hala aklımda kalabalık bir liste var ama açılışı yaşına uygun olan bir müzeyle, “Oyuncak Müzesi”yle yaptım. Aslında üç buçuk yaşındaki oğlunu müzeye götürdüğünde tecrübelerini anlatan bir arkadaşım oyuncak müzesinin çocuklar için uygun olmadığını düşünmeme sebep olmuştu. Küçük afacan önce ilgilenmiş, oyuncaklara dokunmak, onlarla oynamak istemiş ama sadece görebileceğini öğrenince sıkılmış ve ilgisi azalmış. Bu nedenle müze gezmenin yanında birr aktivitenin olmasının da çocukların ilgisini biraz daha uzun tutmak için gerekli olduğunu düşünüyordum. Hafta sonu oyuncak müzesinde “tahta oyuncak boyama atölyesi”nin olduğunu öğrenmem karar vermemde oldukça etkili oldu.
 

 

 
Tüm aktivitelerde olduğu gibi Dora’nın uyku ve beslenme saatlerini düşünerek öğleye doğru gittik. Önce müzeyü gezdik. Sunay Akın’ın ailesinden kalma beş katlı eski bir köşk, çok etkileyici bir bina, masal gibi. Dora’dan çok biz etiklendik. Çocukluğumuzu hatırlatan oyuncakların benzerlerini görmek heyecan vericiydi. Dora meraklı meraklı bakıp sorular sordu. Oyuncak olduklarını algıladı ama çok da oynamak istemedi, sergilenenlerin değerli olduğunu anladı sanki... En komiği “müze” kelimesi onun için bir şey ifade etmediğinden ses çağırışımıyla müziği hatırlatmış. Ne söylesem fark etmedi, sürekli “anne müzik niye yok?” diye sorup durdu.

 
Müzedeki oyuncakların sayısı ve çeşidi konusunda sınır bulunmuyormuş. Oyuncak müzesinden içeri adımınızı attığınız anda sizi masalsı bir dünya bekliyor. Evcilik oynadığınız bebeğiniz, kurşun askerleriniz, metal arabalarınız, çocukluğunuz, anılarınız... Sunay Akın, yurt içinden ve yurt dışından yaklaşık dört bin adet antika oyuncak toplamış. En eski oyuncak 1817 yılına ait, Fransa`da yapılan bir oyuncak keman… 1820 yılında Amerika`da yapılan bir bebek, yine aynı ülkeden 1860 yılına ait misketler, Almanya`da yapılan yüz yaşında teneke oyuncaklar ve porselen bebekler müzenin en eski eserleri arasında.


Müzeyi gezdikten sonra katıldığımız oyuncak boyama atölyesinde kendimize birer tahta oyuncak alıp keyfimizce boyadık. Dora bu kısımdan çok hoşlandı. Kendi boyadağı oyuncağı elinden bırakmadı, tüm gün. Böyle şeylere değer vermesi beni çok mutlu ediyor. Beraber keyifli bir gün geçirmek için harika bir fikirmiş...