Dora’yı ilk defa ameliyathanede tuttular göğsüme, daha
doğalı birkaç dakika olmuştu, emmeye çalıştı, süt gelmedi ama minik sincabım
bir iki çekip bıraktı. İlk günümüz ve gecemiz Dora’ya meme ucunu tutturmaya
çalışmakla geçti, yavaş yavaş tutmaya başlamıştı ama ağlıyordu. Eve gelip
pompayla henüz hiç süt olmadığını görünce bebeğime çok üzüldüm ve mama ile
karnını doyurdum. Huzurla uyuduğunu hatırlıyorum. Yılmadım, süt oluşsun diye
boş boş pompa yapmaya başladım. Üçüncü günün akşamında uzun uğraşlar sonucu 30
cc süt çıkarabilmiştim, gururla verdim Dora’ya, Ayhan’la evde küçük çaplı bir
kutlama yaptık hatta.
Dora emdikten sonra pompa ile uyarmaya devam ettim, süt
artsın diye, çünkü bebeğim çok güçsüz emiyordu. Çıkan sütü de ona verdim
sürekli. Birinci haftanın sonunda Dora’yı doyuracak kadar süt çıkmaya başladı
ama bunun çoğunu biberonla alıyordu. “Anne sütü alsın da, nasıl alırsa alsın”
diye pompaya devam ettim. Bebeğinin emmediğinden şikayet eden tüm annelere bunu
öneriyorum zaten. Çevreden baskılar gelmeye başladı tabi, hepsi de “sen daha
iyi bilirsin ama” ile başlıyordu, sonra “biberona alışırsa memeyi istemez”,
“emerse daha rahat edersin”, “ona emdiği yetiyordur” gibi cümlelerle devam
ediyordu.
İlk üç haftamız kısa süreli emzirme denemeleri, Dora’nın
memeyle savaşması, iyi günündeyse 15-20 dakika sakince emmesi, sinirliyse bana
yumruk sallayıp memeyi itmesiyle ama sonuçta benim pompa ile buluşmam ve çıkan
sütle ikimizin de mutlu olmasıyla bir döngü halinde devam etti.
Dora ilk günler çok iştahlı değildi, sağdığım sütleri
bitiremiyordu, sonra birden iştahı arttı, sütler az gelmeye başladı, mama
takviyesi verdik. Benim canımı sıktı bu durum, strese girdikçe süt daha az
gelmeye başladı, mama oranları arttı, ben gerildim, etrafı germeye başladım.
Sonra kendi kendimi sakinleştirmeyi denedim. Sonuçta bebeğim alabileceğinin en
fazlası anne sütü alıyordu, eksikliği en fazla bir iki günde bir 60 cc mama ile
kapatıyordu, karnı doyduğu için huzursuzluk yapmıyordu ve iyi tartı alıyordu.
Bu durumda bu kadar az mama almasının onun için bir zararı yoktu. Böyle
düşününce rahatladım, “süt yoksa mama veririm” dediğim her gün bebeğim uslu
uslu sütünü bekledi, pek de mamaya ihtiyacımız olmadı. Hala da Dora’yı
emzirmeyi deniyor ama çok zorlamıyorum, dolapta süt varsa kendimi daha iyi
hissediyorum, yoksa mama tezgahta duruyor. Dora süte bayılıyor ama biberondan
içmeyi tercih ediyor. Yine de kucağıma aldığımda emmeyi deniyor ben de buna
bayılıyorum, hemen emmesi için ona veriyorum, yorulunca bırakıyor biberona
geçiyoruz. Bu döngünün en sıkıcı tarafı pompayla olan kısmı, günde 5-6 saatim
bu şekilde geçiyor ama kızımın anne sütü alması için katlanıyorum. Kendisi
emmeye çalışsa bu kadar çekemeyecek biliyorum ve daha huzursuz olacak. Şu
aralar karnı tok, mutlu ve bol bol uyuyor. Benim süt savaşlarım pompayla devam
ediyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder