1 Şubat 2013 Cuma

Süt savaşları

Emzirme fikri bana her zaman uzak gelmişti, eylem olarak yani, tuhaf, sevimsiz… Hamile kalınca ister istemez fikrim değişti ama sütten kesmeye çalışan arkadaşlarımın ve minik bebeklerinin yaşadıkları travmaları gördükçe, emzirme işini çok da uzatmayacağımı düşündüm. Tabi ki hastalarıma iki yaşına kadar emzirmeyi öneriyorum ama uygulamaya gelince ne kadar kararlı olabileceğimi kestiremiyordum.

Dora’yı ilk defa ameliyathanede tuttular göğsüme, daha doğalı birkaç dakika olmuştu, emmeye çalıştı, süt gelmedi ama minik sincabım bir iki çekip bıraktı. İlk günümüz ve gecemiz Dora’ya meme ucunu tutturmaya çalışmakla geçti, yavaş yavaş tutmaya başlamıştı ama ağlıyordu. Eve gelip pompayla henüz hiç süt olmadığını görünce bebeğime çok üzüldüm ve mama ile karnını doyurdum. Huzurla uyuduğunu hatırlıyorum. Yılmadım, süt oluşsun diye boş boş pompa yapmaya başladım. Üçüncü günün akşamında uzun uğraşlar sonucu 30 cc süt çıkarabilmiştim, gururla verdim Dora’ya, Ayhan’la evde küçük çaplı bir kutlama yaptık hatta.
Dora emdikten sonra pompa ile uyarmaya devam ettim, süt artsın diye, çünkü bebeğim çok güçsüz emiyordu. Çıkan sütü de ona verdim sürekli. Birinci haftanın sonunda Dora’yı doyuracak kadar süt çıkmaya başladı ama bunun çoğunu biberonla alıyordu. “Anne sütü alsın da, nasıl alırsa alsın” diye pompaya devam ettim. Bebeğinin emmediğinden şikayet eden tüm annelere bunu öneriyorum zaten. Çevreden baskılar gelmeye başladı tabi, hepsi de “sen daha iyi bilirsin ama” ile başlıyordu, sonra “biberona alışırsa memeyi istemez”, “emerse daha rahat edersin”, “ona emdiği yetiyordur” gibi cümlelerle devam ediyordu.
İlk üç haftamız kısa süreli emzirme denemeleri, Dora’nın memeyle savaşması, iyi günündeyse 15-20 dakika sakince emmesi, sinirliyse bana yumruk sallayıp memeyi itmesiyle ama sonuçta benim pompa ile buluşmam ve çıkan sütle ikimizin de mutlu olmasıyla bir döngü halinde devam etti.
 
Dora ilk günler çok iştahlı değildi, sağdığım sütleri bitiremiyordu, sonra birden iştahı arttı, sütler az gelmeye başladı, mama takviyesi verdik. Benim canımı sıktı bu durum, strese girdikçe süt daha az gelmeye başladı, mama oranları arttı, ben gerildim, etrafı germeye başladım. Sonra kendi kendimi sakinleştirmeyi denedim. Sonuçta bebeğim alabileceğinin en fazlası anne sütü alıyordu, eksikliği en fazla bir iki günde bir 60 cc mama ile kapatıyordu, karnı doyduğu için huzursuzluk yapmıyordu ve iyi tartı alıyordu. Bu durumda bu kadar az mama almasının onun için bir zararı yoktu. Böyle düşününce rahatladım, “süt yoksa mama veririm” dediğim her gün bebeğim uslu uslu sütünü bekledi, pek de mamaya ihtiyacımız olmadı. Hala da Dora’yı emzirmeyi deniyor ama çok zorlamıyorum, dolapta süt varsa kendimi daha iyi hissediyorum, yoksa mama tezgahta duruyor. Dora süte bayılıyor ama biberondan içmeyi tercih ediyor. Yine de kucağıma aldığımda emmeyi deniyor ben de buna bayılıyorum, hemen emmesi için ona veriyorum, yorulunca bırakıyor biberona geçiyoruz. Bu döngünün en sıkıcı tarafı pompayla olan kısmı, günde 5-6 saatim bu şekilde geçiyor ama kızımın anne sütü alması için katlanıyorum. Kendisi emmeye çalışsa bu kadar çekemeyecek biliyorum ve daha huzursuz olacak. Şu aralar karnı tok, mutlu ve bol bol uyuyor. Benim süt savaşlarım pompayla devam ediyor…
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder