Gün geçtikçe daha fazla iletişim kurmaya başladı. Sabah
uyandığında kendi kendine mırıldanırken ben görünce yüzünde kocaman bir
gülümseme beliriyor, sonra heyecanlanıyor, kollarını, bacakları hızlı hızlı
hareket ettirmeye başlıyor. Saat kaç olursa olsun günün iyi başlaması için
yeterli oluyor bu durum zaten. Kucağıma alıyorum, önce sarılıyor, sonra etrafı
incelemeye başlıyor, yeni bir gün ve öğrenecek birçok şey…
Gelişimi hızla ilerliyor, dönmediği için
sabırsızlanıyordum, ayın ortasında sırtüstü yatarken yüzüstü dönmeye başladı,
artık tutamıyorum. Bıraktığım anda dönmüş oluyor. Destekle daha rahat
oturabiliyor, kısa süreli desteksiz duruyor ama henüz dengesini sağlayamıyor.
Artık ayaklarını kolayca ağzına götürebiliyor ve bundan büyük zevk alıyor.
Oyuncaklarına uzanmaya başlamıştı, şimdi istediği oyuncağı gözüne kestiriyor,
uzanıp tutuyor, ağzına götürüyor, sıkılınca da hızla atabiliyor. Hala en favori
oyuncağı benim, yatağında elinde bir şeyleri incelerken beni gördüğünde
elindekini atıp bana kocaman gülümsemesi içimi eritiyor. Odadan çıkarken
arkamdan beni görebilmek için kendini öyle zorluyor ki bırakmaya korkuyorum.
Artık sevgisini daha açık gösterebiliyor, bun kolayca
hissediyorum. Kollarını boynuma sarması, yüzünü göğsüme bastırması, bana
sokulması, elimi tutması, yüzüme dokunmaya çalışması o kadar mutluluk verici
ki. Artık güçlenmeye de başladı, parmaklarını tenime geçirirse ya da saçımı
tutarsa canımı acıtabiliyor. Anneanneyi, dedeyi görünce tanıyabiliyor,
gülümseyip kollarını bacaklarını sallamaya başlıyor ama Ayhan’ı görünce
gösterdiği mutluluk bir başka oluyor. Sabah gittiğinde de gözleri kapıda
kalıyor, neyse ki çabuk unutuyor. Yine de hala favori benim…
Son on gündük ek gıdalara geçiş en önemli gündemimiz.
Henüz sadece tatma aşamasında. İlk denemede istemiyor ama bir iki defadan sonra
alışabiliyor. Kaşığı sevmemişti, yavaş yavaş kabul ediyor. Henüz pütürlü besinleri
yutamıyor, meyve püreleri tamamen yumuşamışsa severek yiyebiliyor. İlk denemede
sevmediği yoğurt şu sıralar favorisi, her gün ona devam sütünden taze yoğurt
mayalıyorum, bir kaseyi bitiriyor. Kabul etmesi için bekliyorum, zorlamadan
tekrar tekrar denemeyi planlıyorum.
Gün
geçtikçe birbirimizi daha iyi tanıyoruz, büyüdükçe onunla zaman geçirmek daha
keyifli hale geliyor. Şükrederek yaşıyorum. Şimdiden çalışmaya başlayıp ondan
ayrı kalacağım günlerin sıkıntısını hissediyorum. Çok takılmamaya çalışıyorum,
önümüzde birlikte geçireceğimiz ilk tatilimiz var, ona odaklanıp hazırlıkları
yapıyorum. güzel günlerin bizi beklediğini umuyorum…
Altıncı ay aşılarını da oldu. Artık aşıları benim için
daha zor. Bana gülüp oyunlar yaparken birden canı acıyor, yüzüme hayal
kırıklığına uğramış gibi öyle kötü bakıyor ki, çok üzülüyorum. Sanki yardım
ister gibi bir hali oluyor, ya da bana öyle geliyor. Bu ay üç iğne; karma,
pnömokok, hepatit B ve bir de ağızdan OPV var, biraz zorlayıcı oluyor. Kızamık
yapılmıyor artık, salgın nedeniyle bir süre altıncı aya çekilmişti, zaten
güvenli de değildi. 9. ayda MMR yapılacak, üç ay kızamık için koruması yok ve
salgın var, dikkatli olmak zorundayım, bu konuda endişeliyim, bakalım nasıl
geçecek…
6.ay bebek gelişimi
Bu
ayın sonunda yarı yaşını tamamlamış olan bebek hayatının en heyecanlı günlerini
yaşamakta. Bu sıralarda her bebek geçici olarak farklı şeylere odaklanır. Kimi
bebek emeklemeye odaklanırken; bir diğeri ses çıkarmaya yoğunlaşabilir; bir
başka bebek ise dakikalarca elindeki oyuncağı incelemek isteyebilir. İlerleyen
haftalarda bebeğin tüm ilgisi bir faaliyetten diğerine kayıp duracaktır.
Kimsenin hareket etmenin inceliklerini bebeğe öğretmesine gerek yoktur. İçinden
gelen merakla her şeyi kendi araştırıp bulmak ve bağımsızlık dürtüsü
geliştikçe, her şeyi kendi yapmak isteyecektir. Bu ay bebekler emeklemeye başlayabilir,
ancak elleri ve dizleri üzerinde durmaya henüz hazır değildir. Öne doğru
gidemeden arkaya doğru gidebilir. Ara sıra değişik teknikler de deneyebilir,
onun için önemli olan şimdilik bir noktadan diğerine gidebilmektir.
Bebeğin
kuvvetinin çoğu hala kollarındadır. Altı aylık çocuğun kol ve bacak kaslarını
güçlendirmek için şınav hareketi yaptığını fark edilebilir. Yüzükoyun halden
sırtüstüne doğru dönebildiği için yuvarlanmak da onun için eğlenceli oyunlardan
birisidir. Altıncı ayın sonunda, birçok bebek tek başına oturabilir, ancak çoğu
bebek bu dönemde sadece destekle oturabilir. Eğer oturma pozisyonunda
ileri-geri veya yanlara düşüyorsa henüz desteksiz oturmaya hazır değil
demektir.
Bebekler
ayağa kalkmak için çok büyük bir istek duyduğundan, bu dönemde kaza riski çok
fazladır. Dikkatini çeken nesnelere uzanma isteği, bazen oturduğu yerden
düşmesine neden olabilir. Emniyetine özen göstermek ve çok dikkatli olmak kazaları
önlemek açısından önemlidir. Bebek artık daha hareketli olduğundan, oyun
oynadığı alanları da güvenli hale getirmek gerekir. Merdiven başına kapı takmak
ve kaloriferleri saklamak en önemli güvenlik önlemleri olmakla beraber, sehpa
ve kitaplıkların kenarlarına da plastik koruyucu koymak uygun olabilir.
Artık
bebek zaman zaman da olsa kendi yemeğiyle başa çıkmayı becerebildiğinden, yemek
yemek onun için hayli ilginç bir faaliyete dönüşecektir. Örneğin bir parça muzu
ağzına götürebilir veya yemek kaşığı ile oynayabilir. Ağzına aldığı parçalar
boğazına kaçıyorsa daha hazır değil demektir, bir iki hafta daha beklemek
gerekir. Bebek yemeğin sadece tadına bakmak değil, onu avuçlamak, parçalamak ve
onunla oynamak ister. Bu dönemde temiz ve düzenli olması beklenmemeli, ortam
sık sık kirlenecek ve temizlemek gerekecektir. Temizliği kolaylaştırmak için mama sandalyesinin
altına örtü atılabilir.
Bebekler
değişik gıdalar aldıkça farklı besinlerden farklı vitaminler alır ve vücudunun
ihtiyacı olan süt miktarı azalmaya başlar. Anne sütü ile beslenen bebek süt
alımını kendi kendine azaltacaktır. Formül süt alan bebeğin ise biraz yardıma
ihtiyacı olabilir.
Bebek
uzanma, tutma ve kavramada artık daha başarılıdır, ancak tuttuklarını çabucak
bırakır. Oyuncaklarını bir elinden diğerine aktarabilir. Bu dönemde küçük
parçalar çok hoşuna gider. Onları tutmaya çalışır ancak tüm elini
kullandığından başarılı olamaz, henüz parmaklarını kullanamaz. Ancak büyük
nesneleri başarıyla kavrar ve bazen elinde iki ayrı nesne tutup birbiriyle
kıyaslar. Bu ayın sonunda, eğer daha önce birilerini yaparken izlemişse,
kendisi de bir küpü diğerinin üzerine koyabilir.
Bebek
eline geçen her şeyi sallar ve bazılarının ses çıkarıp bazılarının
çıkarmadığını anlayabilir. Oyuncakları birbirine çarpar veya yere fırlatır,
sonra da çıkardığı sesleri dinler. Hem çıkardığı sesleri dinlemek, hem de her
seferinde aynı sesleri çıkarıp çıkarmadığını anlamak için onları tekrar tekrar
yere atar. Bu alıştırmaların sonunda elinin değil oyuncakların ses çıkardığını
öğrenecektir. Oyuncakların hemen ses çıkarmamasına veya elinden alınmasına
sinirlenir. Şekil değiştiren oyuncaklar çok ilgisini çeker. Onların canlı veya
cansız olduğunu anlayamaz, bu yüzden konuşmaya çalışır. Artık sessiz harflerin
çoğunu çıkartabiliyor ve değişebilen ruh halini göstermeyi öğreniyordur. Her ne
kadar sadece mutluluk ve sıkıntısını gösterebilse de diğer hislerini de
anlatmaya çabalar. Duyduğu ses tonlarından konuşmaları anlamaya çalışır ve
seslerin kızgın, sakin veya onaylayıcı olanlarına değişik yüz ifadeleriyle
tepki verir. Bebek pasif olarak kelime hazinesini geliştirmektedir, yani bu
kelimeleri söyleyemese bile anlamlarını bilir. Ay sonunda adını söylediğiniz
birkaç nesneyi gözleriyle işaret edebilir.
Bu
ay ayrıca ruh halinin de ani değişim gösterdiği bir dönemdir. Bazen
hoşlanmadığı bir duruma sinirlenebilir, ancak ilgisi başka bir yöne
çekildiğinde hemen sakinleşebilir. Bu durum birkaç ay daha devam eder ve daha
sonra bebek yavaş yavaş hislerini kontrol altına almayı öğrenir. Ancak ondan henüz
çok fazla bir şey beklenmemeli. Bu durum en azından ana okul dönemine kadar
devam eder.
Anne
odadan çıktığında bebek takip edemez, ancak evin başka bir yerinde çıkardığı
seslerden yakınlarda olduğunu bilir ve dikkatini çekmek için sık sık sesler
çıkartır, anneden de tepki vermesini bekler. Annenin yüzü artık onun için çok
şey ifade etmektedir. Her açıdan yüzünü incelemeye ve her fırsatta dokunmaya çabalar;
parmaklarını gözlerine, burnuna ve ağzına koymaya çalışır; saçlarını kulaklarını
çeker. Bu hareketlerle annesini iyice tanımaya çalışmakta ve ondan farklı bir
insan olduğunu kavramaktadır.
Bebek
artık herkese gülmez, sadece yanında olmaktan hoşlandığı kişilerle oyun oynar.
Oyun oynadığı kişi aniden giderse ağlar. Birinci yarı yılın sonunda, bazı
ebeveynler çocukları karşılaştırma eğilimi gösterir. Eğer bebek hareketliyse,
biri mutlaka çıkıp onun erken yürüyeceğini söyler. İşin doğrusu bebek, kendini
hazır hissettiğinde yürüyecektir, bu, "erken" ya da "geç"
olabilir. Önemli olan bebeğin kendini hazır hissetmesidir.
Ya varya sanki Kuzeyimi okudum. Gözlerim dolu dolu, yüzümde gülen bir ifade... Ellerine sağlik canim.
YanıtlaSilCanım benim, Dora'nın Kuzey'e yakın büyümesini isterdim çok. İkinizi de kocaman öpüyorum.
YanıtlaSil