5 Aralık 2013 Perşembe

Hastalık mevsimi

Havaların soğumasıyla çocukların hasta olma durumlarında artış başladı. Arda kreşe gittiği için sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. Okula başlayan çocuklarda ilk yıl genelde böyle olur zaten. Dora'yı korumak için kalabalık ve klimalı yerlerden uzak tutmaya çalışıyoruz Arda'da zaten hastayken yaklaşmıyor. Grip aşısı 6. aydan itibaren yapılabiliyor ama bu ara çok aşısı olduğu için Dora'ya yapmadım, onun dışında tüm aile aşılandık.
Grip aşısı tüm soğuk algınlıklarından korumasa da ciddi enfeksiyon geçirilmesini önlüyor. Bu nedenle Eylül-Ekim aylarında bu aşıyı yaptırmak önemli. Seneye de Doracık da payına düşeni alacak...
 
 
Çocuklarda kış hastalıkları
Çocuklarda mevsimler hastalıklar açısından önem taşır. Havaların serinlemesiyle kalabalık ve kapalı alanlarda daha uzun zaman geçirilmeye başlanması kış hastalıklarının daha kolay yayılmasına neden olur. Bu hastalıkları tanımak, birbirinden ayırmak ve uygun tedaviyi yapmak önemlidir. En sık rastlanan hastalıklar soğuk algınlığı, grip, farenjit, tonsillit, krup ve bronşit gibi genelde solunum sistemini ilgilendiren hastalıklardır.

Soğuk algınlığı:
Tüm yaş gruplarında en sık görülen virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. En sık etkenler rhinoviruslar ve adenoviruslardır. İnsanlardan bulaşması kolay olduğundan kreş ve okul çocuklarında yaygın olarak görülür. Halsizlik, burun akıntısı, hapşırık ve öksürük ile başlar. Ateş genellikle çok yükselmez. Astım, sinüzit gibi kronik hastalığı olan çocuklarda bu hastalıkların aktifleşmesine neden olabilir. Tedavi semptomatik olmalıdır, istirahat önemlidir. Ateş düşürücüler ve burun tıkanıklığı için serum fizyolojikli damlalar yeterlidir. Eklenen bakteriyel hastalık yoksa ve doktoru önerisi olmadan antibiyotik kullanılmamalıdır.

Grip:
İnfluenza virüsun neden olduğu, küçük çocuklarda ve yaşlılarda ağır seyreden, sistemik semptomlar yapan bir hastalıktır. Toplu alanlarda kolayca yayılır. Eylül-ekim aylarında yapılan aşıyla korunma sağlanabilir. Halsizlik, iştahsızlık, ateş, eklem ve kas ağrıları, baş ağrısı gibi belirtilerle başlar. Boğaz ağrısı, burun akıntısı, gözlerde yanma ve öksürük ilerleyen günlerde eklenir. Özellikle çocuklarda karın ağrısı ve ishal ile birlikte olabilir. Tedavisi soğuk algınlığı gibi semptomatiktir, antibiyotik kullanılmaz, dinlenmek esastır, bulaştırıcılığı da azaltacağından salgınlar açısından da önleyicidir. Virüs eşyaların yüzeylerinde de uzun süre canlı kalabildiğinden temizlik ve hijyen korunma da önemlidir.

Farenjit:
Farinks denilen ağız ile soluk borusu arasındaki bölgenin iltihabıdır, genellikle virüsler etkendir. Boğazda  ağrı-yanma, yutma güçlüğü, öksürük ve ateş gibi belirtiler ile başlar, boyundaki lenf bezlerinde şişme olabilir. Genellikle virüsler nedeniyle oluştuğu için semptomatik tedavi yeterli olur, aşırı sıcak ya da soğuk yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Doktor tarafından bakteriyel etken düşünülüyorsa antibiyotik başlanabilir.

Tonsillit:
Bademcik diye bilinen, boğazdaki tonsil denilen lenf bezlerinin iltihabıdır. Viral ya da bakteriyel kaynaklı olabilir. Boğazda şişlik-ağrı ve yutma zorluğu şiddetlidir. Bakteriyel kaynaklı olma ihtimali nedeniyle doktor kontrolü gereklidir. Halka arasında “beta mikrobu” diye bilinen A grubu beta hemolitik streptokok bakterisi nedeniyle oluşan tonsillit sonrasında ortaya çıkabilen Akur romatizmal ateş tablosu kalp ve eklemleri tutan ciddi bir hastalıktır ve antibiyotik tedavisi ile engellenebilir.

Krup:
6 ay-3 yaş arasındaki çocuklarda bahar ve kış aylarında sık görülen, salgınlar oluşturabilen ve gürültülü bir tablo ile seyrettiğinden korkutucu olabilen bir hastalıktır. Etkeni parainfluenza virüstür. Üst solunum yollarında iltihabi reaksiyon ve ses tellerinde ödem nedeniyle solunum sıkıntısı ve “havlar tarzda” öksürük kliniği ile ortaya çıkar. Öksürük özellikle geceleri şiddetlenir. Ailenin ve çocuğun sakin olması önemlidir, temiz hava ve soğuk buhar rahatlama sağlayabilir.

Otit:
Orta kulağın iltihabi hastalığıdır. Üst solunum yolu hastalıkları ve alerjik hastalıklarla birlikteliği sık görülür. Kulak ağrısı ateş ve akıntı şikayetleriyle ortaya çıkar. Yakın takiple antibiyotik kullanmadan geçirilebilir ancak genellikle antibiyotik tedavisi gerekir. Biriken iltihabı boşaltmak gerekebilir.

Sinüzit:
Yüz kemikleri arasındaki sinüs denilen boşlukların iltihaplanmasıdır. Genellikle solunum yolu enfeksiyonlarına eşlik eder. Baş ağrısı, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı ile kendini gösterir, solunum yolu enfeksiyonu 10 günden sonra devam ediyorsa düşünülmelidir. Yeterli tedavi edilmediğinde ya da yapısal anomali varlığında kronikleşebilir, görüntüleme yöntemleri ile tanı konulabilir. Anfeksiyonun tam olarak tedavi edilmesi önemlidir, gerekirse cerrahi yöntemlere başvurulabilir.

Pnömoni:
Zatürre olarak bilinen akciğerlerdeki hava keselerinin iltihaplanmasıdır. Hayatı tehdit edici bir enfeksiyondur. Çeşitli etkenlerle oluşabilir. Solunum sıkıntısına sebep olur. Halsizlik, ateş , şiddetli öksürük, bulantı-kusma, karın ağrısı belirtileri ile başlar, ilerledikçe çocuk hızlı soluk alıp vermeye çalışır. Mutlaka doktora başvurmak gerekir. Etkene göre uygun tedavi ve destek tedavisi uygulanır.

Bronşit:
Bronş adı verilen hava yollarının iltihaplanmasıdır., tedavi edilmezse pnömoni gelişebilir. Genelde viral etkenlerle oluşur. Üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ortaya çıkması sıktır. Burun akıntısı, öksürük, hafif ateş ile seyreder. Doktor tarafından tanı konulup tedavi edilmesi gereklidir. Sigara dumanı şikayetleri ve tekrarlama riskini arttırır.
Çocuklardaki solunum yolu enfeksiyonlarının birbirinden farklı olduğu göz önünde bulundurulmalı, doktor kontrolü olmadan gereksiz antibiyotik kullanılmasının faydadan çok zarar getireceği unutulmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder