8 Aralık 2013 Pazar

Yaşa bir kala...

Yaşımızı tamamlamamıza son bir ay kaldı. Kuzu 11 aylık oldu. Bu ay pek fazla görüşemedik. Yoğun çalışmanın zorluklarını iyice hissettim. Gün boyunca kızımı sadece bir kaç saat görebilmek çok üzücü. Çok özlüyorum, onun da beni özlediğini fark ediyorum. Sarılmayı öğrendi bu hafta, akşam sırayla bir bana bir Ayhan'a sarılıyor, minik kuş, çok tatlı oldu.

Sürekli daha aktif hale geliyor. Bu ay oyun parkı yetmez oldu. Çıkıp evin içinde dolaşmak istiyor. Gymboore'den sonra emeklemenin güzelliğini keşfetmişti ama çabuk vaz geçti, tutunarak yürüyebiliyor artık. Evde istediği yeri kafasına koyunca mutlaka ulaşıyor. Oturup kalkması da daha kontrollü, eskisi gibi kendini bırakmıyor, kontrol ederek yavaşça oturuyor. Sadece yerden bir şey alacaksa oturmadan eğilip alabiliyor.

Yemek yemekle aramız iyi bu aralar, yemek saatinde sofrada oturmasının tek yolu elinde yiyecek bir şeyler olması. Bisküvi, kek, meyve, salatalık fark etmiyor, yiyebileceği bir şey varsa bitene kadar sakince onunla uğraşıyor. Ortalığı batırıyor, yere çok düşürüyor ama kendini beslemeye çalışması çok güzel, masada olmaya da alışıyor böylelikle.
 
İşaret parmağı bu ay başrolde, sürekli bir şeyleri gösterip, istiyor. Oyuncak, yemek, gitmek istediği yer, hiç fark etmez. İşaret parmağını uzatıp sadece "ıh, ıh" diyerek komutlar veriyor. Söylenenleri eskiye göre çok daha iyi anlıyor, canı isterse yapıyor. Kendi başına daha uzun zaman geçirebiliyor, odada yalnız kalmak eskisi kadar korkutmuyor artık. Küçük ayrıntıları daha fazla fark ediyor, değişiklikler dikkatini çekiyor.

İnsanlara karşı tavrı da biraz daha netleşti bu ay. Kalabalık ortama girdiğinde önce içerdekileri ve çevreyi inceliyor. Yavaş yavaş yaklaşıyor. Temas etmezlerse insanlarla iletişim kuruyor, gülücükler, sesler olabiliyor ama güvenli alanını geçip yaklaşmaya çalışanlara hemen tepki verip huysuzlanıyor. Bence çok da kötü bir şey değil bu, sözel ve davranış olarak iletişim kurabiliyor ama temas edilmesinden hoşlanmıyor.

Uykuları genel olarak düzenli devam ediyor. Ben eve geldiğimde akşam yemeğini yemiş oluyor. Bazen meyvesini yedirip onunla oynuyorum, belki kitap bakıyoruz. Sonra sütünü içiyor, odasında sallanan koltukta kucağımda uyuyor. Sabah ben çıkarken uyanmamış oluyor. Gün boyunca onu görebildiğim sadece akşam bir kaç saat. Umarım bu durumdan olumsuz etkilenmiyordur. Annemi her zaman gördüğü için ona tepki göstermiyor ama beni yeterince göremiyor. Evde olduğumda uyuyana kadar onunla ilgilenmeye çalışıyorum. Bazen yemeğimi bile o uyuduktan sonra yiyebiliyorum.

Minik meleğim çok hızlı büyüyor, çok değişim gösteriyor. Çok değil bir ay sonra artık bebeklikten çıkıp çocuk kabul edilecek. Çok değerli, çok güzel günler bunlar, kıymetini bilmek gerek...

11. ay bebek gelişimi
Bu ayda bebek artık rahatlıkla ayakta durabilir ve bunu yaparken her türlü yardımı reddeder. Ayrıca, ayakta iken yavaş yavaş eğilip, düşmeden oturma pozisyonuna geçebilir. Bunu yaparken arada durur ve eğilip iki bacağının arasından bakar. Etrafını farklı açılardan görmek onu heyecanlandırır. Bebekler ortalama olarak 11 aylıkken, sehpa kenarına tutunarak yürüyebilirler. Ancak bu her bebekte değişen bir durumdur ve bazen de bunu daha erken ya da daha geç becerebilir. Sehpa kenarında çok rahat yürümeye başladıktan sonra yavaş yavaş ellerini bırakacaktır veya tutunmayı aniden unutacaktır. Tek ayağının üzerinde ve parmak ucunda yürümeyi deneyecektir. Tüm desteğini tek eline vererek eğilip yerden bir oyuncak almaya çalışabilir.

Bebekler ayağa kalkıp, tutunarak da olsa yürümeye başladığında ayakkabı giymeye hazır demektir. Ancak ayak kaslarının güçlenmesi için ev içinde mümkün olduğunca çorapla yürümelidir. Bebek çok iyi yürümeye başlayana dek ayakkabılar yumuşak ve elastik olmalıdır. Birçok anne, bebeğinin kalın ve sert tabanlı ayakkabı giymesi gerektiğini düşünür, ancak bu yanlış bir kanıdır. Sert ayakkabılar ayağının burkulmasına neden olabilir.

Merdivenler hemen hemen tüm çocukların ilgisini çeker. Çoğu bebek yukarı çok rahat çıkar ve merdiven başına vardığında nasıl ineceğini bilemediğinden korkarak ağlamaya başlar. En az bir sonraki aya kadar merdiven inmeyi beceremeyecektir. Bebekler merdiven çıkmayı öğrendiğinde sürekli olarak gözetim altında olmalıdır. Tüm bunları denerken birçok kez düşecektir. Eğer bu düşmelere çok büyük tepkiler gösterilmezse, bebek de, çok canı acımadığı sürece, tepki vermez. Eğer bir düşme sonrasında, ağlayacak gibiyse ona sarılmak ve sanki çok komik bir hareket yapmış gibi gülmek, onu da güldürmeye çalışmak yerinde olacaktır.

Bebeğin uyku düzeni de bu ay değişebilir. Uykuları gün içinde kısalıp, geceleri uzayabilir. Ya da gün içinde iki uykuyu birleştirip bir kez, ancak uzun süreli uykuya yatabilir. Bu gibi durumlarda bebek tüm öğleden sonra uykusuz kalacağından akşam yemeğine doğru huysuzlaşabilir. Bu yüzden belki de en iyi yol, öğle yemeğini erken verip, hemen yemek sonrasında uyumasını sağlamak, yani tek uykuyu mümkün olduğunca geçe almaktır. Bebek geceleri uykuya dalmakta zorlanıyorsa, banyosunu gece yaptırmak denenebilir. Ilık bir banyo, onun tüm gece boyunca uyumasına yardımcı olacaktır.

On birinci ayda bebek fiziksel gelişiminin yanı sıra diğer birçok alanda da gelişim gösterir. Örneğin, mutfaktan gelen ses ve kokulardan, akşam yemeğinin hazırlanmakta olduğunu anlar. Bunu önceden anlayarak, fazla "sabır" gösteremese de, herhangi bir şey için bekleyebilmeyi öğrenir. Bazı zamanlarda yaptığı işle o kadar meşgul olur ki söyleneni duymaz, cevap vermek istemez.

Birinci senesinde çok az bebek kelime söyleyebilir ve bilinenin aksine konuşma bir zeka belirtisi değildir. Birçok bebek pasif kelime hazinesine sahiptir, yani söyleyemese bile yaklaşık on nesnenin anlamını bilir ve istediğinde basit talimatlara uyabilir. Talimatlara "lütfen" ve "teşekkür ederim"i eklemek için en uygun zamandır. Bebek konuşmaya başladığında, bu kelimeler doğrudan konuşmasına yansıyacaktır.
Bebek artık çok düzgün olarak nesneleri kavrar ve parmaklarını daha iyi kullanabilir. Başparmak ve işaret parmağı ile nesneleri daha kolay tutar; örneğin bir muz parçasını ustalıkla tabaktan alabilir. Keşfetmeye yönelik davranışları onu oyuncak ve diğer nesneleri sınıflandırmaya yönlendirir. Bebek sürekli olarak şekil ve ebatları inceler; örneğin plastik bir kap ile cam bardağın arasındaki farkı anlamaya çalışır. Küçük bir kabın büyüğün içine gireceğini, ama tam tersinin olamayacağını bilir.

Bebeğe kitap okumak ve resimler göstermek bebeğin etrafındaki nesneleri daha iyi tanımasını sağlar. Ancak ona bu dönemde harf veya kelime öğretmeye çalışmak yerine kitaba bakmayı sevimli bir oyun haline dönüştürmek daha önemlidir. Bu dönemde bebek "oyuncak nerede?" oyununu oynamaya bayılır. Saklanan oyuncağı daha ustalıkla arayabilir. Eğer oyuncak daha önce saklanan yerde değilse bile mutlaka başka bir yerde gizlenmiş olduğunu bilir ve aramaya devam eder.

Anne ve babanın bebekle ilişkileri farklıdır, ancak her ikisi de çok değerlidir. Farklı görünüşler, farklı fikirler ve farklı iletişim bebeğin insanları ve çevresini daha rahat anlamasını sağlar. Anne bebeğini tek başına büyütüyorsa, karşı cinsten insanlarla iletişim kurmasına olanak tanımalıdır. Bebeğiniz hala daha annenin desteğinize ihtiyaç duyar. Ona her sarıldığında veya ilgi beklediğinde karşılık göreceğinden emin olmalıdır.

2 yorum:

  1. Hani annelik daimi iç sızısı denir ya, çalışan anneler için bu iç sızısı nasıl yoğun hissediliyor kimbilir. Benim daha şimdiden doğum sonrasında ücretsiz izin alamazsam maksimum 3 aylık oğlumu anneanne, babaanneye bırakıp işe dönmek zorunda kalacağımı düşündükçe içim sızlıyor.
    Sağlıkla büyüsünler de katlanacağız artık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, kızımdan önce çok kolay işe dönebileceğimi düşünüyordum ama hiç öyle olmuyormuş, 9 ay yanında kaldım, aslında uygun bir süre ama onu özlemek, eve gelince özlediğini görmek çok zor...

      Sil