Her şeyde
olduğu gibi ek gıdalara geçerken de bir hazırlık dönemim oldu. Önce bilgilerimi
tazeledim, bir yıla yakın bir süredir hasta bakmadığım için emin olmak istedim.
Zaten bebek yemekleri çok zor değil. Yoğurt ya da muhallebi yapmak için aşçı
olmak gerekmiyor elbette. Sonra malzeme arayışına geçtim, Dora için sağlıklı
besinlere ihtiyacım olduğundan organik ürünlere ulaşabileceğim yerler
araştırdım. Önce pazarları aradım, eve yakın, cuma günleri kurulan bir ekolojik
pazar buldum. İki hafta önce bir keşif ziyareti yaptım, beğendim, sebze meyve
yanında, bakliyat, temizlik ürünleri ve kahvaltılık malzemeler de bulabileceğim
bir yerdi, ayrıca tüm ürünlerin organik sertifikaları da vardı. Tek sıkıntı ben
pazar alışverişini sevmem, hadi ona kızım için katlandım diyelim, Dora ile
yalnız kaldığımda ya da çalışmaya başladığımda benim için zor olacaktı. Bakliyat,
yoğurt, peynir gibi paketli gıdalar için büyük marketlerin organik reyonları
var, onları tamamladım. Tam da bu günlerde organik ürünler satan bir şirketten
mail geldi. İnternetten satış yapıyorlar, şubeleri yakın eve teslim de
ediyorlar, markette gördüğüm markanın ürünleri olduğu için ilk siparişimi hemen
verdim. Ertesi gün istediğim saatte teslim ettiler, çok da güzel paket
yapmışlar. Böylelikle sebze meyve ihtiyacımı nasıl halledeceğim belli oldu.
Dora’yı
ek besinlerle tanıştırmada ilk olarak yoğurtla başladım. Devam sütünü marketten
aldığım organik yoğurtla mayaladım. Devam sütüne alışkın olduğu için kabul
edeceğini düşündüm ama ilk denemede pek beklediğim gibi olmadı. Hoşlanmadı,
püskürttü, kaşığa alışamadı. Aslında üç gün kuralını beklemem gerekiyordu ama
yoğurdu tanıdık mamayla yaptığım için aynı gün öğleden sonra elma suyunu da
denemek istedim. Bir hevesle cam rendeyle rendeledim, az biraz su çıktı. Beklediğimden
zor bir işmiş. Ne yazık ki minik kızım elma suyuna da yüz vermedi. Biraz tadına
baktı sadece. Bebekler için hazırlanan file emzikle denedim, elmanın tadına
ulaşamadan itti. En sonunda bir dilim elmayı ağzına tuttum, sonunda onu emmeye
başladı. Damağını da kaşımaya yardımcı olduğu için bir süre devam etti de ben de
mutlu oldum. Üç gün elmayla uğraştıktan sonra yoğurda ve elmaya biraz daha
alıştı. Sıra şeftaliye geldiğinde sanırım biraz da mama ve sütten farklı
yiyecekler olabileceği fikrine alıştı, tabi şeftalinin tatlı olması da yardımcı
oldu, sorunsuz şekilde hem suyunu içti, hem de emerek de olsa biraz şeftali
yedi. Sırada havuç, patates ve tabi pirinç unuyla yapılmış muhallebi var.
Beklediğim
gibi kızımın ek gıdalara geçişi zor olacak. Daha tatma aşamasında olduğumuz
için de acele etmek istemiyorum. Ben hazırlığımı yaptım, kafamda
deneyebileceğim yiyeceklerin listesi var. Şimdilik ana besinimiz anne sütü ve
formül mama olarak devam edecek, doyabileceği kadar ek gıda yiyebilmesi için
biraz daha zamana ihtiyacı var ama bebekler o kadar hızlı gelişim gösteriyor ki
beni hızlı bir şekilde şaşırtabilir. Şimdilik sakin olup Dora’nın alışmasını
bekleyeceğim…
Ek gıdalara geçiş
Ek gıdalara
geçişte 6. ayın tamamlanması beklemek bebeğin sindirim sisteminin yeni
besinleri kabul edebilecek kadar gelişmesi açısından önemli, ayrıca ilk 6 ay
sadece anne sütünün bebekler için en iyi besin olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Altıncı
ay tamamlandıktan sonra ek gıdalara yavaş ve kademeli olarak geçilebilir. Bebeğin
ek gıdasına günde 1-2 öğünle başlanır. İlk seferde bir çay kaşığının yarısı
kadar verilmelidir, ilk ek besinlerde bir kaç çay kaşığı yeterli olacaktır,
eğer diliyle itmiyor ve istiyorsa bir kaç çay kaşığı daha verilebilir. Ek
gıdalara geçişte “üç gün kuralı” geçerlidir. İlk üç gün hep aynı besin verilirse
alerji açısından gözlem kolaylaşır. Her yeni besine geçişte üç gün farklı bir
gıda verilmeden izlenmelidir.
İlk
denemeler başarısız olabilir, bunu normal kabul etmek gerekiyor. Bebek bir
besini reddettiğinde onu sevmediğine kanaat getirmeden, birkaç gün sonra tekrar
denemek farklı bir tepkiye neden olabilir, hatta severek yiyebilir. İlk deneme
için bebeğin ve annenin keyfinin iyi olması önemli, bebeğin çok aç ya da çok
yorgun olmaması gerekiyor. Bebek kucağa alınmalı ya da oturtulmalı. Küçük bir
kaşıkla bir parça mama alıp bebeğin dudaklarına değdirilmeli, ilgilenip
ilgilenmediğine bakılmalı. Eğer çok ilgili görünmüyorsa, bebeğin mamayı
koklaması ve tadını alması için beklemek gerekebilir. Mama ağzına verildiğinde
yutabiliyorsa, ek gıdaya hazır hale gelmiş demektir. Eğer mamayı yutmakta
güçlük çekerse, bir kaç gün daha bekleyip tekrar denenebilir.
Ek
gıdaya geçişte ilk besinlerin meyveler olması öneriliyor. Aslında kimisi önce
pirinç unuyla kimisi sebzeyle kimisi meyveyle başlıyor ama meyveler kabul edilebilirlik
açısından daha uygun görünüyor. İlk denemelerde meyve suyu verilmesi daha uygun,
meyve suyunu cam rende ile rendeleyerek vermek metalden kaynaklanan
oksitlenmeyi önleyerek vitaminlerin bozulmasını engelliyor. Elma başlamak için
uygun bir meyve. Bebek reddetmezse buharda hafifçe pişirilip ezilerek püre
haline de getirilebilir. Püreleri anne sütü ya da su ile yumuşatmak kabul
etmesini kolaylaştırabilir. Armut, şeftali ve muz da başlangıçta verilebilecek
meyvelerden. Alerjik yapıları nedeniyle çilek ve kivinin bir yaş sonrasına
bırakılması öneriliyor.
Havuç,
patates, kabak gibi sebzeler buharda pişirilip püre haline getirilebilir, su
ile seyreltip çorba yapmak da mümkün. Çorbaya bir tatlı kaşığı zeytinyağı
eklenmesi bebeğin gelişimi için gerekli olan yağ asitlerini alması açısından
önemli.
Yoğurt
ek gıdalara başlarken önemli bir besin. İlk yıl inek sütü önerilmese de
mayalandığı için yoğurt daha kabul edilebilir. Ancak, formül mama ve yeterli
miktarda varsa, anne sütü ile de yoğurt yapılabilir.
Muhallebi
su ve pirinç unuyla hazırlanabilir, formül mama ya da anne sütü ile karıştırıldığında
tok tutucu bir besin olarak özellikle gece öğününde verilebilir. Başlangıç gıdası
olarak da kullanılabilir, bebekler açısından kabul edilebilirliği yüksek. İlk öğünlerde
oldukça seyreltip alıştıkça kıvamı arttırılabilir.
Salçasız,
tuzsuz ve baharatsız olarak hazırlanan tarhana çorbası da anne sütü ya da
formül mama ile yumuşatılarak bebeğe verilebilir.
Zamanla
bebeğin yediği besinlerin çeşitliliği ve miktarı arttırılacaktır. Önemli olan bu
geçiş döneminde sabırlı olmak ve bebeğe alışması için zaman vermektir. Sonuçta
onun için hayatını değiştirecek büyük bir adım atıyor, kabul etmek gerek…