29 Haziran 2013 Cumartesi

Tatlı dönemeç...

Sonunda o önemli dönemece geldik. Çevreden gelen tüm baskılara rağmen ek gıdaya erken başlamamak için direndim. Kızım da benimle aynı fikir de olsa gerek su verdiğimizde bile midesi bulandı. Yutmak istemedi, tiksindi, hiç sevmedi. Aslında bu durum bende ek gıdalara geçiş için bir korku yaratmadı değil. Besinlere de aynı tepkiyi gösterirse ne yaparım diye düşünüyordum bir süredir. En nihayetinde altı ayının tamamlanmasına bir hafta kala yavaş yavaş tattırmaya karar verdim…
 

Her şeyde olduğu gibi ek gıdalara geçerken de bir hazırlık dönemim oldu. Önce bilgilerimi tazeledim, bir yıla yakın bir süredir hasta bakmadığım için emin olmak istedim. Zaten bebek yemekleri çok zor değil. Yoğurt ya da muhallebi yapmak için aşçı olmak gerekmiyor elbette. Sonra malzeme arayışına geçtim, Dora için sağlıklı besinlere ihtiyacım olduğundan organik ürünlere ulaşabileceğim yerler araştırdım. Önce pazarları aradım, eve yakın, cuma günleri kurulan bir ekolojik pazar buldum. İki hafta önce bir keşif ziyareti yaptım, beğendim, sebze meyve yanında, bakliyat, temizlik ürünleri ve kahvaltılık malzemeler de bulabileceğim bir yerdi, ayrıca tüm ürünlerin organik sertifikaları da vardı. Tek sıkıntı ben pazar alışverişini sevmem, hadi ona kızım için katlandım diyelim, Dora ile yalnız kaldığımda ya da çalışmaya başladığımda benim için zor olacaktı. Bakliyat, yoğurt, peynir gibi paketli gıdalar için büyük marketlerin organik reyonları var, onları tamamladım. Tam da bu günlerde organik ürünler satan bir şirketten mail geldi. İnternetten satış yapıyorlar, şubeleri yakın eve teslim de ediyorlar, markette gördüğüm markanın ürünleri olduğu için ilk siparişimi hemen verdim. Ertesi gün istediğim saatte teslim ettiler, çok da güzel paket yapmışlar. Böylelikle sebze meyve ihtiyacımı nasıl halledeceğim belli oldu. 


Dora’yı ek besinlerle tanıştırmada ilk olarak yoğurtla başladım. Devam sütünü marketten aldığım organik yoğurtla mayaladım. Devam sütüne alışkın olduğu için kabul edeceğini düşündüm ama ilk denemede pek beklediğim gibi olmadı. Hoşlanmadı, püskürttü, kaşığa alışamadı. Aslında üç gün kuralını beklemem gerekiyordu ama yoğurdu tanıdık mamayla yaptığım için aynı gün öğleden sonra elma suyunu da denemek istedim. Bir hevesle cam rendeyle rendeledim, az biraz su çıktı. Beklediğimden zor bir işmiş. Ne yazık ki minik kızım elma suyuna da yüz vermedi. Biraz tadına baktı sadece. Bebekler için hazırlanan file emzikle denedim, elmanın tadına ulaşamadan itti. En sonunda bir dilim elmayı ağzına tuttum, sonunda onu emmeye başladı. Damağını da kaşımaya yardımcı olduğu için bir süre devam etti de ben de mutlu oldum. Üç gün elmayla uğraştıktan sonra yoğurda ve elmaya biraz daha alıştı. Sıra şeftaliye geldiğinde sanırım biraz da mama ve sütten farklı yiyecekler olabileceği fikrine alıştı, tabi şeftalinin tatlı olması da yardımcı oldu, sorunsuz şekilde hem suyunu içti, hem de emerek de olsa biraz şeftali yedi. Sırada havuç, patates ve tabi pirinç unuyla yapılmış muhallebi var.

Beklediğim gibi kızımın ek gıdalara geçişi zor olacak. Daha tatma aşamasında olduğumuz için de acele etmek istemiyorum. Ben hazırlığımı yaptım, kafamda deneyebileceğim yiyeceklerin listesi var. Şimdilik ana besinimiz anne sütü ve formül mama olarak devam edecek, doyabileceği kadar ek gıda yiyebilmesi için biraz daha zamana ihtiyacı var ama bebekler o kadar hızlı gelişim gösteriyor ki beni hızlı bir şekilde şaşırtabilir. Şimdilik sakin olup Dora’nın alışmasını bekleyeceğim…
 
Ek gıdalara geçiş
Ek gıdalara geçişte 6. ayın tamamlanması beklemek bebeğin sindirim sisteminin yeni besinleri kabul edebilecek kadar gelişmesi açısından önemli, ayrıca ilk 6 ay sadece anne sütünün bebekler için en iyi besin olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Altıncı ay tamamlandıktan sonra ek gıdalara yavaş ve kademeli olarak geçilebilir. Bebeğin ek gıdasına günde 1-2 öğünle başlanır. İlk seferde bir çay kaşığının yarısı kadar verilmelidir, ilk ek besinlerde bir kaç çay kaşığı yeterli olacaktır, eğer diliyle itmiyor ve istiyorsa bir kaç çay kaşığı daha verilebilir. Ek gıdalara geçişte “üç gün kuralı” geçerlidir. İlk üç gün hep aynı besin verilirse alerji açısından gözlem kolaylaşır. Her yeni besine geçişte üç gün farklı bir gıda verilmeden izlenmelidir.

İlk denemeler başarısız olabilir, bunu normal kabul etmek gerekiyor. Bebek bir besini reddettiğinde onu sevmediğine kanaat getirmeden, birkaç gün sonra tekrar denemek farklı bir tepkiye neden olabilir, hatta severek yiyebilir. İlk deneme için bebeğin ve annenin keyfinin iyi olması önemli, bebeğin çok aç ya da çok yorgun olmaması gerekiyor. Bebek kucağa alınmalı ya da oturtulmalı. Küçük bir kaşıkla bir parça mama alıp bebeğin dudaklarına değdirilmeli, ilgilenip ilgilenmediğine bakılmalı. Eğer çok ilgili görünmüyorsa, bebeğin mamayı koklaması ve tadını alması için beklemek gerekebilir. Mama ağzına verildiğinde yutabiliyorsa, ek gıdaya hazır hale gelmiş demektir. Eğer mamayı yutmakta güçlük çekerse, bir kaç gün daha bekleyip tekrar denenebilir.

Ek gıdaya geçişte ilk besinlerin meyveler olması öneriliyor. Aslında kimisi önce pirinç unuyla kimisi sebzeyle kimisi meyveyle başlıyor ama meyveler kabul edilebilirlik açısından daha uygun görünüyor. İlk denemelerde meyve suyu verilmesi daha uygun, meyve suyunu cam rende ile rendeleyerek vermek metalden kaynaklanan oksitlenmeyi önleyerek vitaminlerin bozulmasını engelliyor. Elma başlamak için uygun bir meyve. Bebek reddetmezse buharda hafifçe pişirilip ezilerek püre haline de getirilebilir. Püreleri anne sütü ya da su ile yumuşatmak kabul etmesini kolaylaştırabilir. Armut, şeftali ve muz da başlangıçta verilebilecek meyvelerden. Alerjik yapıları nedeniyle çilek ve kivinin bir yaş sonrasına bırakılması öneriliyor.

Havuç, patates, kabak gibi sebzeler buharda pişirilip püre haline getirilebilir, su ile seyreltip çorba yapmak da mümkün. Çorbaya bir tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmesi bebeğin gelişimi için gerekli olan yağ asitlerini alması açısından önemli.

Yoğurt ek gıdalara başlarken önemli bir besin. İlk yıl inek sütü önerilmese de mayalandığı için yoğurt daha kabul edilebilir. Ancak, formül mama ve yeterli miktarda varsa, anne sütü ile de yoğurt yapılabilir.

Muhallebi su ve pirinç unuyla hazırlanabilir, formül mama ya da anne sütü ile karıştırıldığında tok tutucu bir besin olarak özellikle gece öğününde verilebilir. Başlangıç gıdası olarak da kullanılabilir, bebekler açısından kabul edilebilirliği yüksek. İlk öğünlerde oldukça seyreltip alıştıkça kıvamı arttırılabilir.

Salçasız, tuzsuz ve baharatsız olarak hazırlanan tarhana çorbası da anne sütü ya da formül mama ile yumuşatılarak bebeğe verilebilir.

Zamanla bebeğin yediği besinlerin çeşitliliği ve miktarı arttırılacaktır. Önemli olan bu geçiş döneminde sabırlı olmak ve bebeğe alışması için zaman vermektir. Sonuçta onun için hayatını değiştirecek büyük bir adım atıyor, kabul etmek gerek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder