27 Haziran 2012 Çarşamba

Kanama

Her şeyi de tecrübe etmem mi gerekiyor? Kanama görüp panikle acile gitme durumunu da deneyimledim. Çok can sıkıcı. Bebek iyi, belirgin bir kanama odağı ya da sebebi yok ama uterus içinde küçük bir hematom var ve sanırım kanama devam edecek. Tedavi dinlenmek ve tabi ki Progestan… Her şeyi bilmeye imkan olmadığı için Kadın Doğum uzmanı arkadaşım Demet’i aradım, Silifke’deki destekçimi, çok kötü bir şey olmadığı konusunda içimi rahatlattı ve tabi o da dinlenmemi önerdi, bir de Progestanın bebeklerde “sadece” tüylenme yaptığını söyledi. Sadece tüylenme ama bu tüylü bir bebeğimiz olacağı fikri bile benim hiç hoşuma gitmedi.
Minik kurbağa çok tatlı, bu gün ilk defa “bir şeye” benzettik, kafası, burnu, elleri, ayakları seçilebiliyor. Elini oynatıp bize el bile salladı, iki defa yattığı yerde zıplayarak doktor amcanın bile “seninki biraz yaramaz çıktı” yorumunu yapmasına sebep oldu, tabi baba da mest oldu. Bundan sonra işe başlayacağı için kontrollere gelmesi zor olacak, onun için üzülüyorum, bu eğlenceyi kaçıracak. Obsesif duygularım nedeniyle kan tetkiklerimi, özellikle enfeksiyonla ilgili olanları tekrarlayacağım, ilk 10 hafta bitti, iyi olduğuna ve dikkatlerimin sonucunda bir enfeksiyon almadığıma emin olmak istiyorum. Sonra da iki hafta sadece dinleneceğim, o hematomu bir daha ki kontrole görmemek umuduyla…

26 Haziran 2012 Salı

İtalya

Bebekle ilk tatilimizi yaptık, karnımda da olsa yanımızdaydı. Güzeldi, zordu, farklıydı… İtalya muhteşem, görmek gereken çok yer var. Ama gebeliğin ilk üç ayında gidince her şey farklı oluyor. Yorulmamak için dikkat ettim, yediklerim için dikkat ettim, temizlik için dikkat ettim, ettim de ettim. Eskisi gibi çok yürüyemediğim için bazı şeyleri göremedik, asansörü olmayan kulelere çıkamadık, Pisa dahil. Yediklerimde çok hassas olduğum için bir çok lezzeti kaçırdık, temizlik sıkıntısı İtalya’da biraz fazla, sürekli elimi yıkayacak yer arayışındaydım, bir de korkunç sıcak tabi ki, litrelerce su içtim…


David’in muhteşem heykelini, Aşk çeşmesini, Collesium’u, Pisa’yı, Floransa’yı, Venedik’i , Vatikan’ı görmek harikaydı. Gondola bindik, Aşk çeşmesine “üçümüz” yeniden Roma’ya gelebilmeyi dileyerek para attık, bol bol pizza ve dondurma yedik. Güzel bir tecrübeydi, belki gebelik için iddialı bir seçimdi ama denemiş olduk. Gerilimimden biraz uzaklaştım, evden olmak daha çok düşünmeye ve de gerilmeye sebep oluyor, biraz gevşedim. Şimdi biraz dinlenmek bizim için en iyisi…


 
Gebelikte seyahat
 
Hamilelikte seyahat etmek için en uygun dönem 14. ile 28. haftalar arası yani ikinci trimesterdir. Bu dönemde sabah bulantıları geride kalmış, uyku hali kaybolmuş, düşük yapma olasılığı azalmış ve hamileliğe psikolojik yönden de alışıldığı için gebelik artık keyif verici bir hal almıştır. Bu nedenle bu dönemde gezmek, dolaşmak ve hamileliğin keyfine varmak için tüm şartlar uygundur.
 
Gebelikte genel olarak yatak istirahatinin önerildiği kanamalı gebelik durumları olanlar ile erken doğum veya düşük risklerini taşıyanlarda kesin olarak seyahat engeli vardır.
 
Gebelik genel olarak kesinlikle, seyahat etmeyi ve özgürlüğü tamamen kısıtlayan bir süreç değildir. Yalnız, belirli kurallara uymak kaydıyla…
 

10 Haziran 2012 Pazar

Bulantı

Bulantım başladı, çok yoğun değil, kusturmuyor ama özellikle Progestan’ı içtikten sonra rahatsız ediyor. Dün oldukça yoğundu, pek bir şey yiyemedim. Bazı yiyeceklere karşı hassaslaştım da, sarımsağa dayanamıyorum, düşünmek bile midemi altüst ediyor. Eskiden sevdiğim bazı yiyeceklere yüz vermiyorum, çikolataya bile, kaşıklayarak yediğim fındık ezmesi günlerdir duruyor. Tuzlu şeyler daha cazip geliyor. Benim bulantılarım da Ayhan’ı mutlu ediyor, şikayet ettiğimde “bu bebişin iyi olduğunu, büyüdüğünü gösteriyor” seviniyor.
Bu gün minik kuzuyu amcasıyla tanıştırdık. Bir süredir sık sık konuşuyorduk zaten bu konuyu, biz onlardan onlar bizden bekliyorduk. Biz önce davrandık, darısı onların başına. Bize güzel bir İstanbul turu yaptırdılar, iki yıla yakın uzak kalınca çok iyi geldi. Açık havanın, deniz havasının bana iyi geldiğini hissettim. Bulantım da, diğer sıkıntılarım da bu gün daha azdı. Bu İtalya için de umutlanmamı sağladı, galiba çok sıkıntılı olmayacak, dün oldukça gözüm korkmuştum. İyiyim, mutluyum, hamileyim…

 

8 Haziran 2012 Cuma

8. hafta; kalp atışı:dım-dım-dım


Yine heyecanlı bir kontrol günü, sabah erkenden hastanenin yolunu tuttuk, olması gerekenden bile erken… Sabırsız bir bekleyiş sonrası ultrason probunu koyduğu anda doktorumuzun “iyi, kalbi atıyor” demesiyle büyük bir rahatlama yaşadım. O minik kalbin dolup boşaldığını görmenin bana hissettirdiği gerçekten rahatlamaydı. Çok fazla odaklanmışım buna. Ölçümleri, gelişimi oldukça iyiydi, hoş bana kalbinin atıyor olması yetmişti zaten. 1,13 cm olmuş, bir fasulye kadar ve fasulyeye benziyor. Burnu, ağzı, akciğerleri ve parmakları oluşuyor olmalı bu hafta.
Progestanla aram iyi değil, beni mutsuz ediyor, bulantı, şişkinlik, ağrı, uyku ve daha bir sürü sıkıntı yapıyor ama ondan kurtulamadım. “Düşük tehlikesi” yaşadığım için 3 ay devam etmem gerektiğini söyledi, 5 hafta daha demek bu da. Huysuz hasta profili yaratmamak için sadece “tamam” dedim.
 
İyi olan, önümüzdeki hafta gitmeyi planladığımız İtalya tatilini korkarak sorduğumda doktorumun verdiği “tatilinizi yapın, tatil iyidir, size iyi gelir” yanıtıydı. Mutlu oldum, en iyi ihtimal “önermem ama illa ki gidecekseniz dikkatli olun” demesini bekliyorduk. Tabi ki dikkatli olacağız, yurtdışı tatillerimizde yaptığımız o uzun keşif yürüyüşleri bu defa olmayacak, yediklerime çok dikkat etmem gerekecek. Ama bize iyi geleceğini düşünüyorum. Bu minik fasulyemizle ilk tatilimiz olacak, sabırsızlıkla bekliyorum…

3 Haziran 2012 Pazar

Uyku, uyku yine uyku...

Her zaman uykuya düşkün biriydim zaten, şimdi iyice arttı. Favorim aktivitem uyku bu aralar. Boncuk 6 hafta 5 günlük oldu. Şu sıralar elleri ve ayakları oluşuyor olmalı. Benim hissettiğim ise yorgunluk ve uyku. Cuma kalp atışlarını görmeye gideceğiz, bu da bize bir adım daha ilerlediğimizi gösterecek, umarım her şey yolunda gider.

 
Zor bir dönemmiş, benim en sık hissettiğim duygu endişe. Bilmenin zararını ilk defa bu kadar yoğun görüyorum. Enfeksiyon risklerini düşünerek geçiyor günüm, tabi uyumak dışında. Merak ediyorum, hayal kuruyorum ama daha erken olduğunu düşünerek vazgeçiyorum. Umarım her şey yolunda gidecek…
 
İnternette artık her türlü bilgiye ulaşmak çok kolay, ben dahi obstetri ile ilgili bilgilerime güvenmeden birçok şeyi araştırıyorum. Günümün bir bölümü de endişelerimi araştırarak geçiyor. Çok iyi siteler var gebelik.org bana çok yardımcı oluyor. Beklenen doğum tarihinin 22 Ocak 2013 olduğunu öğrendim, hesaplamak nedense zor gelmişti, “ocakta” diyordum. Çok heyecan verici…

Gebelikte enfeksiyonlar

Önceden var olan ya da gebelikte geçirilen enfeksiyonların gebelik ve bebek üzerinde önemli etkileri olabilir. Rubella (kızamıkçık) gibi bir enfeksiyon etkeni bebekte çeşitli anomaliler oluşmasına yol açabilirken bazı enfeksiyonlar birincil olarak etkisini annede gösterebilir (idrar yolu enfeksiyonları gibi). Bazı enfeksiyonlar da gebelik esnasında bebekte bir probleme yol açmazken doğum eylemi başladığında doğum kanalından geçerken bebeğe bulaşabilir (HSV enfeksiyonu gibi).

Gebeliğinizi derinden etkileyebilecek bu enfeksiyonlar konusunda doktorun ve annenin yapabileceği şeyler olduğundan bilgili ve tedbirli olmak önemlidir.