28 Ağustos 2012 Salı

20. hafta- Herkes bilsin…

Biz iyiyiz… Böyle söylemeyi seviyorum, kuzucuk 20. haftasına girdi, kontrolüm vardı bu gün. Tam 280 gr olmuş, artık karnımda yatamıyor, oturuyordu. Alanı daralıyor tabi, o büyüdükçe. Yüzünü göstermedi, doktor amcasının ısrarına rağmen sürekli arkasını döndü, profilden bir görüntü alabildik ama el salladı yine, sevimli ufaklık. Çok güzel görünüyor, inanılmaz geliyor hala bana. Ölçümleri, görüntüleri iyiydi, sıkıntılı bir durum yok gibi görünüyor. Ben de iyiyim, 1 kg daha tartı almışım, yarıdayız, toplamda 3 kg oldu. Oldukça iyi gidiyorum. Yeni hedefimiz ikinci düzey US, bu haftalarda onu yaptırmamız gerekiyor, doktorum da önerdi, ben de planlıyordum zaten. Biraz daha uzun sürede iç organların incelenmesinin yapıldığı bir tetkik, önerilen bir perinatoloğun yapması, İstanbul’da olmayı seviyorum böyle durumlarda, önümüzdeki haftalarda yaptıracağım.




Uzak çevremize söylemek için hedefim 20. haftaydı. Zaten artık beni gören kimseden saklayabilmeme imkan yok, bir “göbek” şeklinde dolaşıyorum ortada. Saklamak da istemiyorum, herkes bilsin istiyorum. Bunun en kolay yolu da sosyal medya. Bir ilan gibi duyurabilirim sanırım.
 
Bu hafta biraz gerildim, bir gün otururken göbeğimin çok büyüdüğünü düşündüm, sonra onun içinde bir bebek olduğunu, benim bebeğim olduğunu… Evet, çok güzel bir şey, mutlu oluyorum, sonuçta planlı bir bebek ama tüm hayatımın değişeceği fikri geldi sonra aklıma, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bir başka canlının tüm sorumluluğunu almak korkutucu geldi. Önceliklerin değişmesi, şimdiye kadar tanımadığım birini çok sevmek, hayatın merkezine oturacağını ve hep orada kalacağını bilmek, değişik duygulara sebep oluyor. Ya ben çok büyütüyorum ya da insanlar çok hafife alıyor bu durumu, aynı şekilde hayatın devam etmesine imkan olabileceğini düşünemiyorum. Sanırım biraz da değişikliklerden fazla ürken biri olduğum için bana garip geliyor, mezun olmak, evlenmek, iş değiştirmek benim için travmatik durumlar, çocuk sahibi olmak ise en büyüğü… Neyse ki evde bu duyguları yaşayan sadece benim, Ayhan çoktan hazır gibi baba olmaya, sanırım bu durum da kişilikle ilgili. O uzun süredir çocuk sahibi olmayı istiyordu, erteleyen hep bendim. Geçen gün bana “bebeğimi çok seviyorum” dedi, “görmeden nasıl çok seviyorsun?” diye sordum, “ben o hiç var olmadan önce sevmeye başladım” diye cevap verdi. Böyle olduğu için çok şanslı olduğumu biliyorum, demek ki “baba olmak için bebekle biraz zaman geçirmek gerekir” teorisi her aile için geçerli olmuyor. Bu halim kısa sürdü tabi ki, planlar yapmaya ve onu görmek için sabırsızlanmaya kaldığım yerden devam ettim.
 
Bu hafta benim için bir konu da daha dönüm oldu, alışveriş… Altı aydan önce alışveriş yapmayı planlamıyordum ama alınacak çok eşya olduğunu ve sonra benim hareketlerimin de zorlaşacağını düşününce bir yerlerden başlamaya karar verdim. Tabi ki en eğlenceli kısmından, giysiler… Kız olduğunu öğrenen herkesin bana hatırlattığı “kız bebekler için çok güzel giysiler var, erkeklerinki hep aynı” söylemini kendim gözlemledim. Evet, kız bebekler için daha renkli, daha süslü, daha çeşitli giysiler var ama bence erkeklerinkiler de eğlenceli. İlk dönemler için alışveriş yaptığımızdan süsten çok rahat ve kullanışlı olmaları önemliydi. Bolca düz beyaz tulum, body, şapka, çorap, eldiven, battaniye… vs aldım ben. Sonra onları görünce babacık da heveslendi, bir kez de onunla çıktık, o ne kadar renkli, esprili giysi varsa onlara yöneldi, böylece dengelemiş olduk. Çok şirin şeyler aldık, onlara baktıkça gelmesi için daha da sabırsızlanıyorum. Bebek giysileri için Mothercare, Chicco favorim, ayrıca H&M’de esprili bodyler var, çok eğlenceli, Baby Gap’da görülmesi gerekenlerden. Bir süre giysi bakmayı düşünmüyorum, en azından ilk 3 ay için. Sonrası için alabilirim, dayanamazsam, hem o dönem için daha fazla seçenek var. Ayrıca Mothercare’den bir banyo seti alım, küvetle birlikte içinde havlu, sünger… vs’e var, o da çok şirin tabi ki, bir de manikür seti, çok şık bir çanta da tırnak makası, törpüsü, saç fırçası, tarağı, diş fırçası, termometresi var, çok kullanışlı geldi bana. Ayhan’a gösterince o da banyosu ve masajları için heveslendi. Şimdilik bu kadar, diğer ihtiyaçları, özellikle büyük olanlar için de araştırma içindeyiz bu dönemde, marka-model seçmeye çalışıyoruz, bir de tabi gerçekten ihtiyacımız olacakları belirlemeye… Yani her şey yolunda, bakalım ikinci yarı da aynı şekilde güzel geçecek mi?
 
 

 



 
İkinci Düzey Ultrasonografi
 
Ayrıntılı ultrasonografi, bebeğin organ gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı, amniyos sıvısının nispeten fazla olması nedeniyle görülebilirliğin arttığı ve böylece yapıların nispeten daha ayrıntılı olarak görülebildiği 19 ile 23. gebelik haftaları arasında genellikle gebeliği takip eden doktor tarafından uygulanan bir incelemedir. Bu incelemede bebek ve bebeğe ait yapılar "tepeden tırnağa" gözden geçirilir ve ultrasonografi ile gözlemlenebilecek tüm özellikler dikkatli bir şekilde incelenerek bebeğin sağlık durumu hakkında ayrıntılı bilgi edinilir.
Temel amaç bebeğin doğumsal kusurlar açısından taranmasıdır. Bu ultrasonografide saptanan doğumsal kusurlar (hidrosefali gibi) ve / veya doğumsal / kromozomal bir kusura işaret edebilecek işaretler (koryoid pleksus kisti, böbrek iletim kanallarında genişleme, amniyos sıvısının artması ya da azalmış olduğunun saptanması gibi) varlığında kesin tanı amacıyla anne adayı bir üst merkeze sevkedilir.
 
Bu üst merkezde doğumsal kusurların erken tanısı ve tedavisi konusunda Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisası üzerine ek olarak eğitim görmüş perinatoloji uzmanları tarafından ikinci düzey ultrasonografiyle tanı doğrulanır veya amniyosentez gibi ek bir girişimle tanıya gidilir. Bebeğin durumu hakkında bilgi bu aşamada verilir.
 
Perinatoloji uzmanı sayısının kısıtlı olması ve bu incelemenin pahalı olması nedeniyle ikinci düzey ultrasonografi ülkemizde ve dünyada tüm anne adaylarına yapılabilecek bir inceleme değildir. Gebeliği takip eden doktorun ayrıntılı ultrasonografide şüpheli durumlar görmesi durumunda veya anne adayının doğumsal kusurlu bebek doğurma açısından yüksek risk altında olduğu durumlarda (ileri anne yaşı, anne adayında şeker hastalığıbulunması gibi) veya amniyosentez gibi müdahale gerektiren durumlarda doktorun ikinci düzey ultrasonografi incelemesi için anne adayını ilgili uzmana sevk etmesi daha uygun bir yoldur.
 
Ayrıntılı ultrasonografi incelemesinde en tecrübeli olan ve en gelişmiş cihazları kullanan uzmanlar bile doğumsal kusurların ancak %70-80'ini tanıyabilir. Bunun nedeni bazı doğumsal kusurların ultrasonografide görülemeyen veya çok zor bulgular vermesidir. Bazı doğumsal kusurlar da ilk belirtilerini doğum sonrası erken veya geç dönemde verirler.

www.gebelik.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder