Bu aralar
çok sevimli Dora, gülmeyi ve agulamayı öğrendi. Sabah uyandığında etrafa
bakınıp mızmızlanıyor ama beni ilk gördüğü anda yüzünde kocaman bir gülümseme
beliriyor ki içim eriyor. Bir de doyduğu zaman o harika gülücükler yerleşiyor
yüzüne, keyfi de yerindeyse agulamaya başlıyor. İlk günlerde sadece “aaguu”
diye bir ses çıkarıyordu. Şimdiler arka arkaya “aaguu, aaauuu, buuu, aağğ” gibi
sesler çıkararak kendince cümle kuruyor. Karşısına geçip yavaş konuşarak bir
şeyler anlatırsam ağzıma odaklanıyor, dudaklarını büzüp açarak taklit etmeye
çalışıyor. Çok ama çok şirin oluyor.
Uykularımız
yine bir garipleşti, daha doğrusu çok az uyuyor. Gündüz bir iki defa 40-45
dakika kadar kestirip bana bir nefes aldırıyor, onun dışında genellikle emmek
istiyor, mama oranımız azaldı. Geceleri ise uyumak bilmiyor. Akşam 9 gibi
uyutma denemelerine başlıyorum, kucakta kısa uyuklamalar dışında başarılı
olamıyorum, beşiğe koyunca uyanıyor, gece 1 gibi ancak düşüyor, bu defa da
uyanmak bilmiyor, sabah 7’yi buluyor beslenmesi. Gece beslenmesinden çok erken
vazgeçmek üzere kızım.
Havalar
ısınınca dışarı çıkmaya da başladık, hafta sonu ilk defa açık hava keyfi yaptı,
sitede biraz yürüyüş yaptık sonra da kafede oturduk bir saat kadar, güneş Dora’nın
da çok hoşuna gitti, sakinleşti, biraz kestirdi. Bize de iyi geldi. Gelecek yıl
park keyiflerimiz kim bilir ne güzel olacaktır, şimdiden sabırsızlanıyorum…
Hafta
sonu minik Alya’yla da tanıştı kızım, Mete amcanın kızı, henüz 20 günlük bir
melek… Bir süre sonra kızımın arkadaşı olacaktır ama şimdilik sadece
bakıştılar. Belki de sonra ki karşılaşmaları daha farklı olur, ne de olsa hızla
değişiyorlar. Baharla birlikte şimdilik keyfimiz yerinde, umarım bozulmaz…
Bebek
gelişimi
1.ay
Yeni
bir hayatın ilk günlerinde anne baba da, bebek de bu yen hayata adapte olmaya
çalışır. İlk hafta korkular, endişeler, bocalamalar, uykusuz geceler ile geçer.
Sonraki üç hafta boyunca, bebeğin görünüşü değişmeye devam eder. Doğduğunda,
gözleri muhtemelen birbirine yakındır ve şaşı bakmaktadır. Bebek kısa bir
sürede göz kaslarını kontrol etmeye başlayarak, bakışlarını istediği gibi
odaklamayı öğrenir. Ve bu arada bebeğin kişilik özellikleri de ilk sinyallerini
verir: sessiz veya gürültülü; ya da hareketli veya sakin.
Ayın ortalarına doğru bebek artık muhtemelen
beslenme zamanlarını bir düzene koymuş olacaktır. Şanslı azınlığın bebekleri ay
sonuna doğru geceleri aralıksız 6 saat uyur. Ancak bu dönemdeki bebeklerin
çoğu, gece gündüz, her iki, üç saatte bir emzirilmek ister. Bu dönemdeki
bebekleri uygun zamanlarda beslenmek yerine aç olduklarında beslenmeleri gerekmektedir.
Bebekler bu ilk dönemlerde fazla hissedilmeyen
bazı hafif uyarılara odaklanırlar ve yüksek sesler, karmaşık görüntüler ve buna
benzer dış olaylara karşı algılarını kapatırlar. Bu yüzden bu dönemde bebek
uyurken evi sessiz tutmaya çalışmak yersiz bir çabadır. Bunu yapmak onun sessiz
bir ortam aramasına ve hayatının sonraki bölümlerinde sesli ortamlarda uyumakta
zorlanmasına neden olur.
Her
ne kadar bebek hareket eden bir nesneyi seyredecek kadar kafasını çevirebilse
de, bunu yapmayı henüz akıl edemez, eğer nesne göz hizasının dışına çıkmışsa, o
artık bebek için “yok olmuş” demektir. Bunun yerine bir desen veya hareketsiz
bir nesneye uzun süre bakmayı tercih eder. Siyah-beyaz renklerden oluşan
nesneleri uzun süre izler çünkü kontrast renkler ilgisini çekmektedir. Bebekler
doğduklarından itibaren birkaç hafta benzer renkleri ayırt edemezler. Yakını en
iyi görürler, bu yüzden oyuncaklar 50 cm’den uzakta olmamalıdır.
Bebekler
özellikle de anne ve babasının yüzlerini incelemekten çok hoşlanır. Her ne
kadar tüm yüzü anlamaya çalışacaksa da saç ve yüz kontrast renklerde olduğundan
genelde saçlara odaklanır. Artık ufak ufak oyunlara başlanabilir. Ona hafifçe
şarkı söyleyip konuşmak cevap veremese de çok hoşuna gider. Ağız hareketlerini
seyretmek, yine ağızla yüzün diğer uzuvları arasında renk farkı olduğundan, onu
keyiflendirecektir.
Bazen,
bebeğin ağzının köşelerinin sanki gülümsermiş gibi yukarı kalkar. Genelde bu
hareketler bebek uyurken veya uykuluyken olur ve göz kırpmalarıyla devam eder.
Kaslar henüz kontrol altında değildir ve bu yarım gülüşler, çok sevimli olsa da
henüz sadece birer reflekstir.
2.ay
İkinci
aya girildiğinde bebek çevresine artık iyice alışmış olacaktır. Buna karşılık
anne baba da ailenin bu yeni üyesini daha iyi tanımış ve ruh halini öğrenmiş
olacaktır. Sekiz haftanın sonunda, bebeğin doğumundan beri bir hayli değişim
geçirdiği fark edilebilir. Artık beslenme ve uyku zamanları, arada bir bozulsa
da daha düzenli olmaya başlamıştır. Uyanık olduğu zamanlar daha belirgin ve
daha uzundur. Bu arada beslenme düzeni ve şekli de, gaz çıkarmalar ve beslenme
sırasındaki uzun ya da kısa molalarla oluşmaya başlar. Daha önce sadece
rahatsızlığını belli eden bebek bu ay memnuniyetini de gösterecektir. Annesine bu
ay içinde kocaman mutlu bir gülücük hediye edecektir.
Bu
ay içinde sinir sistemi geliştikçe, bebekler hareketlerini de daha iyi kontrol
etmeye başlayacaktır. İlk günlerdeki kontrolsüz bebek refleksleri yerini
kontrollü hareketlere bırakacaktır. Tüm el ve ayak vurmaları anlamsız görünse
de aslında bebeğin kaslarını çalıştırma egzersizleridir.
İki
aylık bebek, henüz başını tam olarak dik tutamasa da, boyun kaslarını yavaş
yavaş kontrol etmeye başlar. İkinci ayın sonuna doğru muhtemelen karnının
üstüne yatarken kafasını kaldırabiliyor olacaktır bunu yapmak aslında hiç de
kolay değildir, çünkü kafası hala vücudunun en büyük parçası durumundadır ve
ona göre oldukça ağırdır. Hareketli bir bebek karnının üstünde dururken
emekleme hareketleri yapabilir; hatta bazı bebekler yatağın içinde yer bile
değiştirebilir.
Artık
daha hareketli olduğundan bebeğin düşmemesi için dikkatli olmanız
gerekmektedir. Örneğin altını değiştirirken, bir anda ani bir refleksle hareket
edip kendini yere atabilir. Veya içinde olduğu ana kucağı uzanabileceği bir
yere yakın duruyorsa, gözüne kestirdiği nesneyi tutup kendini çekebilir ve ana
kucağıyla birlikte yere yuvarlanabilir.
Bu
ay uyku konusunda da gelişmeler fark edilebilir. Uzun uykusuz gecelerden sonra,
bebeğin tüm gece uyumaya başlaması mucize gibi gelecektir. Sağlıklı ve
zamanında doğmuş bebekler genelde 5. haftadan itibaren 7 saat kadar uyuyabilir.
Bazı bebekler gece ile gündüzü karıştırabilir ve gece uykularını hava
aydınlıkken yaparlar. Bunu değiştirmenin yolu 3 en fazla 4 saatlik uykudan
sonra bebeği uyandırmaktır. Bebek zamanla uyku düzenini, evdekilerin düzenine
göre yeniden belirleyecektir.
İkinci
ayda, bebeğin işitsel ve görsel duyuları birbiri ile uyumlu hale gelir. Örneğin
değişik bir sese doğru bakabilir ve gözleriyle sesin kaynağını arayabilir. Ancak
sesin geldiği yöne başını çevirmesi 3. ayı bulabilir. Ayrıca duyduğu seslerin
taklitlerini çıkartabilir. Gözleri artık kolayca bir objeyi iki yana veya
yukarıdan aşağı ve daha sonra dairesel olarak takip edebilir. Gözlerini
odaklandığı yerden ayırabilir ve 50cm uzağa kadar görebilir. Parlak renkler,
hareket eden nesneler veya üç boyutlu objelere bakmaktan hoşlanır ve bunu belli
eder.
Emmek,
onu hala çok mutlu eder ve artık elini ağzına daha rahat götürebilir. Emme
içgüdüsü hala çok kuvvetlidir ve uzun bir süre daha bunu engellemeye gerek
yoktur. Bazı anneler “doğal” olduğu düşüncesiyle bebeklerinin parmaklarını
emmelerine, kimileri de ileride ellerinden daha rahat alınabileceği için emzik
kullanmasına izin verir. Emme içgüdüsüne ek olarak, bebek oyuncaklar dahil,
eline geçen her şeyi ağzına götürmeye başlayacaktır. Bu denemeler, kendi
bedeninin bittiği ve dış dünyanın başladığı sınırları kavramasına yardımcı
olur. Şimdilik farklı şekil, kıvam ve dokuları da aynı yöntemle keşfedecektir.
Bu dönemde ayrıca oyuncaklara vurmaya başlar ve çıkardıkları sesten pek keyif
alır.
Duyusal
uyarılar bebek için önemli olmakla beraber, insanla kurduğu iletişimin yerini
tutamaz. En güzel oyuncaklarla donanmış bir karyola bile bebeği, uyanık olduğu
zamanlarda oyalamaya yetmez. Evinde neler olup bittiğini öğrenmesi
gerekmektedir ve tüm yetişkinler gibi o da yanında bir insan ister. Uyanık
olduğu saatlerde bebeği ana kucağına yerleştirip ev içinde annenin yanında
tutmak yerinde olacaktır.
Bu
dönemdeki bebekler insan sesine bayılırlar. Beslenirken, normalde seslere karşı
ilgisizdir, ancak konuşan ya da şarkı söyleyen insan sesini duyduğunda emmeyi
bırakıp sesi dinlemeyi tercih edebilir.
Babalar,
annelerden farklı olarak bebeğe genelde oyun dürtüleri kazandırmada ustadırlar.
Ancak babaların bebekle iletişim kurma yöntemi farklı olsa da, bu hem bebek hem
de baba için çok değerli bir çabadır. Bebeğin, her iki ebeveyni ile bir bağ
kurabilmesi için bu etkileşimler çok önemlidir. Bazen anne, babadan bebeğin
bakımı ile daha çok ilgilenmesini ister ancak baba çoğu zaman bu kadar küçük
bir bebek karşısında kendini yetersiz hissedebilir.
Henüz
iki aylık olan bebek, bakıcısıyla veya bir başkasıyla beraberken rahatsız
olabilir. Bu, mutlaka ortada bir sorun olduğu anlamına gelmez. Bebeğin
rahatsızlığının asıl nedeni, anne ve babasından aldığı tepkiyi diğer
yetişkinlerden de almak istemesidir. Bebek evdeki diğer insanları tanıdıkça
rahatlayacaktır.
3.ay
Artık
bebekler belirgin ihtiyaçlarını ve önceliklerini belli etmeye başlar. Çevresi
ve kalıtımsal özellikleri kişiliğini oluşturur. Daha da önemlisi, artık sadece
fiziksel ihtiyaçlarının etkisiyle hareket etmez, etrafında olup bitenden de
keyif almaya başlar. Örneğin bir sese doğru daha emin olarak döner ve hareket
etmekte olan bir insanı gözleriyle takip edebilir. Yüzleri incelemek çok hoşuna
gider; saç ve yüz arasındaki renk kontrastı ilgisini çeker. Duyusal uyarılar artık
çok daha önemlidir, çünkü etrafındaki dünyayı duyuları sayesinde öğrenecek ve
tanıyacaktır. Artık uyanık olduğu anlarda kucağa alınıp sallanmaktan eskisi kadar
hoşlanmaz. Onunla konuşulmasını, oynanmasını ve ona yeni şeyler gösterilmesini
ister. Uzun süre yalnız kalmak asla hoşuna gitmeyecek ve bunu da hemen belli
edecektir.
Bebek ona verilen hemen her şeyi elleriyle
tutacak ve her seferinde daha önce bilmediği yeni bir objeyi tercih edecektir.
Artık nesnelerin sadece görünüşü ile değil, dokusu ve tadı ile de
ilgilenmektedir. Kadife kumaşlar, tüylü oyuncaklar, yastıklar gibi değişik dokuları
tanımak hoşuna gidecektir. Bu dönemde bebek sıcak ve soğuğun değişik dereceleri
olduğunu da keşfedecek, bazen bir objeyle oynarken o objenin şekil
değiştireceğini öğrenecektir. Bıraktığında bazı nesneler yeni bir şekil alır;
bazıları ise eski şekline döner. Bebek bunları oyunları sırasında tekrar tekrar
deneyerek öğrenir.
Renk,
bebeğin görme yetisini geliştiren önemli bir unsurdur. Siyah-beyaz oyuncaklara
karşı ilgisini artık kaybetmekte ve ana renklere karşı ilgisi artmaktadır.
Pastel renkler ona henüz çamur gibi kirli görünmektedir. Ona parlak kırmızı,
mavi ve yeşil gibi ana renklerden oluşan oyuncaklar; değişik şekil ve
desenlerde kumaşlar gösterip tepkilerini izlemek eğlenceli olacaktır.
Üçüncü
aya girdiğinde kafasını daha iyi tutabilecek ve biraz yardımla yarı oturur bir
duruma geçebilecektir. Karnının üzerine yattığında kafasını biraz kaldırabilir.
Ayağa kaldırdığınızda bacakları kıvrılır, ancak kafasını kısa bir süre için de
olsa dik tutabilir; ayrıca ayaklarını zıplayacakmış gibi dışarı doğru itebilir.
Bebek kollarını yanlardan havaya kaldırabilir ve her iki elini de havada
vücudunun ortasında birleştirir.
3.
ayın sonunda, bebek, ara ara uyansa bile geceleri 10 saat kadar
uyuyabilmelidir. Uyandığında ağlayabilir veya sadece emziğiyle oyalanabilir. Bu
yarı-uyanık dönemi uyku saati boyunca yaşayacaktır. Yetişkinler de uykularında
aynı dönemi yaşarlar ancak onlar tamamen uyanmamaya programlıdır, yatakta bir
iki kez dönüp yeniden uykuya dalabilirler. Bebekler de, uyanır uyanmaz yanına
koşulmadığı sürece, aynı düzeni kendi kendine bulacaktır. Uyandığı anda yanına
gitmek onu yanında annesi olmadan tekrar uyuyamayacağına inandırır. Bu yaştaki
bebeklerin uyuyana kadar ağlaması çok sık görülen bir durumdur. Ağlamanın, onu
bir şekilde rahatlattığı gözlenmiştir. Ancak, yatağına yattığı anda ağlamaya
başlıyorsa gün boyunca yeteri kadar uyanık kalmadığı sonucunu çıkarılabilir. Bu
nedenle, eğer uykusu yoksa ya da uyumuyorsa bebek yatağında bırakılmamalı, uyku
ile yatağı bir tutmalıdır. Diğer yandan, özellikle uykudan önce uyarılmışsa,
uyumakta güçlük çekebilir. Böyle zamanlarda bebeği sakinleştirmek için biraz
emzirmek veya mama vermek, bezini değiştirmek ve biraz sallamak denenebilir.
Üç
aylık bebek konuşma amaçlı sesler de çıkarmaya başlar. Müzik veya konuşma
sesleri, bebek sinirli iken onu sadece rahatlatmakla kalmayacak, birtakım
sesler çıkararak bu seslere tepki vermesini de sağlayacaktır. Eğer böyle sesler
çıkarıyorsa, keyfi yerinde demektir. Ayrıca bu dönemde tükürükle balon yapmayı
da dener. Bebek, ona sorulan sorulara ahenkli sesler çıkararak cevap verir ve
karşısındakinden de aynı şeyi bekler. Ay sonunda aranızda, 15-20 dakikalık bir
“ohh’lar ve ahh’lar” diyaloğu geçebilir. Ara sıra bebekle beraber derin bir
nefes alıp aynı sesi çıkarmak hoşuna gidebilir.
Bebek
uyanıkken zamanının çoğunu ellerine bakarak ve onlarla oynayarak geçirir.
Şimdiye kadar ellerini yumruk şeklinde tutuyordu. Üçüncü ayda ellerini daha
serbest hareket ettirecek ve sonunda tamamen açık bırakacaktır. Böylece yeni
oyuncaklar ortaya çıkacaktır: tam on minik parmak. Üçüncü ay onlara bakmak ve
parmakların hareketlerini gözlemlemekle geçer. Ellerini her gördüğünde
şaşıracak ve yeniden bulduğuna sevinecektir.
Üç aylık
bebeği yıkarken veya üstünü değiştirirken ona vücudunu anlatmak, uzuvlarını
tanıtmak konuşmaya başlamadan çok önce, sorulduğunda ayaklarını veya
kulaklarını gösterebilmesini sağlar. Kısa ninniler veya yumuşak tonda anlatılan
masallar ve şarkılı oyunlardan çok hoşlanır ve bunu çıkardığı seslerle belli
eder. Elinizi çırpmak, kafanızı sallamak ya da dil çıkarmak onu çok
etkileyecektir. Bu ayın en önemli aşaması, bebeğin karın üstü yatarken
kollarıyla iterek göğsünü havaya kaldırabilmesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder