8 Nisan 2013 Pazartesi

Kızım büyüyor...

Bebekler çok hızlı değişiyor. Her hafta bir öncekinden farklı. Huyu değişiyor, düzeni değişiyor, talepleri değişiyor. Biz tam bir şeye adapte olduk, düzen kurduk derken o vazgeçiyor. Her şey en baştan başlıyor. Problemi her defasında yeniden çözmek gerekiyor.

Bu aralar çok sevimli Dora, gülmeyi ve agulamayı öğrendi. Sabah uyandığında etrafa bakınıp mızmızlanıyor ama beni ilk gördüğü anda yüzünde kocaman bir gülümseme beliriyor ki içim eriyor. Bir de doyduğu zaman o harika gülücükler yerleşiyor yüzüne, keyfi de yerindeyse agulamaya başlıyor. İlk günlerde sadece “aaguu” diye bir ses çıkarıyordu. Şimdiler arka arkaya “aaguu, aaauuu, buuu, aağğ” gibi sesler çıkararak kendince cümle kuruyor. Karşısına geçip yavaş konuşarak bir şeyler anlatırsam ağzıma odaklanıyor, dudaklarını büzüp açarak taklit etmeye çalışıyor. Çok ama çok şirin oluyor.

 
İnsanları tanımaya başladı bu aralar. Tabi ki favori benim, başka birinin kucağındayken beni görürse gözleri bana kilitleniyor, harika bir duygu. Babayı da tanıyor artık, akşam geldiğinde onu ilk gördüğü anda çok mutlu oluyor. Bir de anneanne, hafta içi sabahları geliyor, onunla konuşunca artık anneanneyi de tanıyor. Dedeyi hatırlaması biraz daha uzun sürüyor. Babaanne ve dedeyi daha seyrek gördüğü için onları görünce tanımaya çalışır gibi bakıyor. Her hali ayrı bir şeker, bir başka tatlı…

Uykularımız yine bir garipleşti, daha doğrusu çok az uyuyor. Gündüz bir iki defa 40-45 dakika kadar kestirip bana bir nefes aldırıyor, onun dışında genellikle emmek istiyor, mama oranımız azaldı. Geceleri ise uyumak bilmiyor. Akşam 9 gibi uyutma denemelerine başlıyorum, kucakta kısa uyuklamalar dışında başarılı olamıyorum, beşiğe koyunca uyanıyor, gece 1 gibi ancak düşüyor, bu defa da uyanmak bilmiyor, sabah 7’yi buluyor beslenmesi. Gece beslenmesinden çok erken vazgeçmek üzere kızım.

Havalar ısınınca dışarı çıkmaya da başladık, hafta sonu ilk defa açık hava keyfi yaptı, sitede biraz yürüyüş yaptık sonra da kafede oturduk bir saat kadar, güneş Dora’nın da çok hoşuna gitti, sakinleşti, biraz kestirdi. Bize de iyi geldi. Gelecek yıl park keyiflerimiz kim bilir ne güzel olacaktır, şimdiden sabırsızlanıyorum…

Hafta sonu minik Alya’yla da tanıştı kızım, Mete amcanın kızı, henüz 20 günlük bir melek… Bir süre sonra kızımın arkadaşı olacaktır ama şimdilik sadece bakıştılar. Belki de sonra ki karşılaşmaları daha farklı olur, ne de olsa hızla değişiyorlar. Baharla birlikte şimdilik keyfimiz yerinde, umarım bozulmaz…
 

Bebek gelişimi

1.ay

Yeni bir hayatın ilk günlerinde anne baba da, bebek de bu yen hayata adapte olmaya çalışır. İlk hafta korkular, endişeler, bocalamalar, uykusuz geceler ile geçer. Sonraki üç hafta boyunca, bebeğin görünüşü değişmeye devam eder. Doğduğunda, gözleri muhtemelen birbirine yakındır ve şaşı bakmaktadır. Bebek kısa bir sürede göz kaslarını kontrol etmeye başlayarak, bakışlarını istediği gibi odaklamayı öğrenir. Ve bu arada bebeğin kişilik özellikleri de ilk sinyallerini verir: sessiz veya gürültülü; ya da hareketli veya sakin.

 Ayın ortalarına doğru bebek artık muhtemelen beslenme zamanlarını bir düzene koymuş olacaktır. Şanslı azınlığın bebekleri ay sonuna doğru geceleri aralıksız 6 saat uyur. Ancak bu dönemdeki bebeklerin çoğu, gece gündüz, her iki, üç saatte bir emzirilmek ister. Bu dönemdeki bebekleri uygun zamanlarda beslenmek yerine aç olduklarında beslenmeleri gerekmektedir.

 Bebekler bu ilk dönemlerde fazla hissedilmeyen bazı hafif uyarılara odaklanırlar ve yüksek sesler, karmaşık görüntüler ve buna benzer dış olaylara karşı algılarını kapatırlar. Bu yüzden bu dönemde bebek uyurken evi sessiz tutmaya çalışmak yersiz bir çabadır. Bunu yapmak onun sessiz bir ortam aramasına ve hayatının sonraki bölümlerinde sesli ortamlarda uyumakta zorlanmasına neden olur.

Her ne kadar bebek hareket eden bir nesneyi seyredecek kadar kafasını çevirebilse de, bunu yapmayı henüz akıl edemez, eğer nesne göz hizasının dışına çıkmışsa, o artık bebek için “yok olmuş” demektir. Bunun yerine bir desen veya hareketsiz bir nesneye uzun süre bakmayı tercih eder. Siyah-beyaz renklerden oluşan nesneleri uzun süre izler çünkü kontrast renkler ilgisini çekmektedir. Bebekler doğduklarından itibaren birkaç hafta benzer renkleri ayırt edemezler. Yakını en iyi görürler, bu yüzden oyuncaklar 50 cm’den uzakta olmamalıdır.

Bebekler özellikle de anne ve babasının yüzlerini incelemekten çok hoşlanır. Her ne kadar tüm yüzü anlamaya çalışacaksa da saç ve yüz kontrast renklerde olduğundan genelde saçlara odaklanır. Artık ufak ufak oyunlara başlanabilir. Ona hafifçe şarkı söyleyip konuşmak cevap veremese de çok hoşuna gider. Ağız hareketlerini seyretmek, yine ağızla yüzün diğer uzuvları arasında renk farkı olduğundan, onu keyiflendirecektir.

Bazen, bebeğin ağzının köşelerinin sanki gülümsermiş gibi yukarı kalkar. Genelde bu hareketler bebek uyurken veya uykuluyken olur ve göz kırpmalarıyla devam eder. Kaslar henüz kontrol altında değildir ve bu yarım gülüşler, çok sevimli olsa da henüz sadece birer reflekstir.

2.ay

İkinci aya girildiğinde bebek çevresine artık iyice alışmış olacaktır. Buna karşılık anne baba da ailenin bu yeni üyesini daha iyi tanımış ve ruh halini öğrenmiş olacaktır. Sekiz haftanın sonunda, bebeğin doğumundan beri bir hayli değişim geçirdiği fark edilebilir. Artık beslenme ve uyku zamanları, arada bir bozulsa da daha düzenli olmaya başlamıştır. Uyanık olduğu zamanlar daha belirgin ve daha uzundur. Bu arada beslenme düzeni ve şekli de, gaz çıkarmalar ve beslenme sırasındaki uzun ya da kısa molalarla oluşmaya başlar. Daha önce sadece rahatsızlığını belli eden bebek bu ay memnuniyetini de gösterecektir. Annesine bu ay içinde kocaman mutlu bir gülücük hediye edecektir.

Bu ay içinde sinir sistemi geliştikçe, bebekler hareketlerini de daha iyi kontrol etmeye başlayacaktır. İlk günlerdeki kontrolsüz bebek refleksleri yerini kontrollü hareketlere bırakacaktır. Tüm el ve ayak vurmaları anlamsız görünse de aslında bebeğin kaslarını çalıştırma egzersizleridir.

İki aylık bebek, henüz başını tam olarak dik tutamasa da, boyun kaslarını yavaş yavaş kontrol etmeye başlar. İkinci ayın sonuna doğru muhtemelen karnının üstüne yatarken kafasını kaldırabiliyor olacaktır bunu yapmak aslında hiç de kolay değildir, çünkü kafası hala vücudunun en büyük parçası durumundadır ve ona göre oldukça ağırdır. Hareketli bir bebek karnının üstünde dururken emekleme hareketleri yapabilir; hatta bazı bebekler yatağın içinde yer bile değiştirebilir.

Artık daha hareketli olduğundan bebeğin düşmemesi için dikkatli olmanız gerekmektedir. Örneğin altını değiştirirken, bir anda ani bir refleksle hareket edip kendini yere atabilir. Veya içinde olduğu ana kucağı uzanabileceği bir yere yakın duruyorsa, gözüne kestirdiği nesneyi tutup kendini çekebilir ve ana kucağıyla birlikte yere yuvarlanabilir.

Bu ay uyku konusunda da gelişmeler fark edilebilir. Uzun uykusuz gecelerden sonra, bebeğin tüm gece uyumaya başlaması mucize gibi gelecektir. Sağlıklı ve zamanında doğmuş bebekler genelde 5. haftadan itibaren 7 saat kadar uyuyabilir. Bazı bebekler gece ile gündüzü karıştırabilir ve gece uykularını hava aydınlıkken yaparlar. Bunu değiştirmenin yolu 3 en fazla 4 saatlik uykudan sonra bebeği uyandırmaktır. Bebek zamanla uyku düzenini, evdekilerin düzenine göre yeniden belirleyecektir.

İkinci ayda, bebeğin işitsel ve görsel duyuları birbiri ile uyumlu hale gelir. Örneğin değişik bir sese doğru bakabilir ve gözleriyle sesin kaynağını arayabilir. Ancak sesin geldiği yöne başını çevirmesi 3. ayı bulabilir. Ayrıca duyduğu seslerin taklitlerini çıkartabilir. Gözleri artık kolayca bir objeyi iki yana veya yukarıdan aşağı ve daha sonra dairesel olarak takip edebilir. Gözlerini odaklandığı yerden ayırabilir ve 50cm uzağa kadar görebilir. Parlak renkler, hareket eden nesneler veya üç boyutlu objelere bakmaktan hoşlanır ve bunu belli eder.

Emmek, onu hala çok mutlu eder ve artık elini ağzına daha rahat götürebilir. Emme içgüdüsü hala çok kuvvetlidir ve uzun bir süre daha bunu engellemeye gerek yoktur. Bazı anneler “doğal” olduğu düşüncesiyle bebeklerinin parmaklarını emmelerine, kimileri de ileride ellerinden daha rahat alınabileceği için emzik kullanmasına izin verir. Emme içgüdüsüne ek olarak, bebek oyuncaklar dahil, eline geçen her şeyi ağzına götürmeye başlayacaktır. Bu denemeler, kendi bedeninin bittiği ve dış dünyanın başladığı sınırları kavramasına yardımcı olur. Şimdilik farklı şekil, kıvam ve dokuları da aynı yöntemle keşfedecektir. Bu dönemde ayrıca oyuncaklara vurmaya başlar ve çıkardıkları sesten pek keyif alır.

Duyusal uyarılar bebek için önemli olmakla beraber, insanla kurduğu iletişimin yerini tutamaz. En güzel oyuncaklarla donanmış bir karyola bile bebeği, uyanık olduğu zamanlarda oyalamaya yetmez. Evinde neler olup bittiğini öğrenmesi gerekmektedir ve tüm yetişkinler gibi o da yanında bir insan ister. Uyanık olduğu saatlerde bebeği ana kucağına yerleştirip ev içinde annenin yanında tutmak yerinde olacaktır.

Bu dönemdeki bebekler insan sesine bayılırlar. Beslenirken, normalde seslere karşı ilgisizdir, ancak konuşan ya da şarkı söyleyen insan sesini duyduğunda emmeyi bırakıp sesi dinlemeyi tercih edebilir.

Babalar, annelerden farklı olarak bebeğe genelde oyun dürtüleri kazandırmada ustadırlar. Ancak babaların bebekle iletişim kurma yöntemi farklı olsa da, bu hem bebek hem de baba için çok değerli bir çabadır. Bebeğin, her iki ebeveyni ile bir bağ kurabilmesi için bu etkileşimler çok önemlidir. Bazen anne, babadan bebeğin bakımı ile daha çok ilgilenmesini ister ancak baba çoğu zaman bu kadar küçük bir bebek karşısında kendini yetersiz hissedebilir.

Henüz iki aylık olan bebek, bakıcısıyla veya bir başkasıyla beraberken rahatsız olabilir. Bu, mutlaka ortada bir sorun olduğu anlamına gelmez. Bebeğin rahatsızlığının asıl nedeni, anne ve babasından aldığı tepkiyi diğer yetişkinlerden de almak istemesidir. Bebek evdeki diğer insanları tanıdıkça rahatlayacaktır.

3.ay

Artık bebekler belirgin ihtiyaçlarını ve önceliklerini belli etmeye başlar. Çevresi ve kalıtımsal özellikleri kişiliğini oluşturur. Daha da önemlisi, artık sadece fiziksel ihtiyaçlarının etkisiyle hareket etmez, etrafında olup bitenden de keyif almaya başlar. Örneğin bir sese doğru daha emin olarak döner ve hareket etmekte olan bir insanı gözleriyle takip edebilir. Yüzleri incelemek çok hoşuna gider; saç ve yüz arasındaki renk kontrastı ilgisini çeker. Duyusal uyarılar artık çok daha önemlidir, çünkü etrafındaki dünyayı duyuları sayesinde öğrenecek ve tanıyacaktır. Artık uyanık olduğu anlarda kucağa alınıp sallanmaktan eskisi kadar hoşlanmaz. Onunla konuşulmasını, oynanmasını ve ona yeni şeyler gösterilmesini ister. Uzun süre yalnız kalmak asla hoşuna gitmeyecek ve bunu da hemen belli edecektir.

 Bebek ona verilen hemen her şeyi elleriyle tutacak ve her seferinde daha önce bilmediği yeni bir objeyi tercih edecektir. Artık nesnelerin sadece görünüşü ile değil, dokusu ve tadı ile de ilgilenmektedir. Kadife kumaşlar, tüylü oyuncaklar, yastıklar gibi değişik dokuları tanımak hoşuna gidecektir. Bu dönemde bebek sıcak ve soğuğun değişik dereceleri olduğunu da keşfedecek, bazen bir objeyle oynarken o objenin şekil değiştireceğini öğrenecektir. Bıraktığında bazı nesneler yeni bir şekil alır; bazıları ise eski şekline döner. Bebek bunları oyunları sırasında tekrar tekrar deneyerek öğrenir.

Renk, bebeğin görme yetisini geliştiren önemli bir unsurdur. Siyah-beyaz oyuncaklara karşı ilgisini artık kaybetmekte ve ana renklere karşı ilgisi artmaktadır. Pastel renkler ona henüz çamur gibi kirli görünmektedir. Ona parlak kırmızı, mavi ve yeşil gibi ana renklerden oluşan oyuncaklar; değişik şekil ve desenlerde kumaşlar gösterip tepkilerini izlemek eğlenceli olacaktır.

Üçüncü aya girdiğinde kafasını daha iyi tutabilecek ve biraz yardımla yarı oturur bir duruma geçebilecektir. Karnının üzerine yattığında kafasını biraz kaldırabilir. Ayağa kaldırdığınızda bacakları kıvrılır, ancak kafasını kısa bir süre için de olsa dik tutabilir; ayrıca ayaklarını zıplayacakmış gibi dışarı doğru itebilir. Bebek kollarını yanlardan havaya kaldırabilir ve her iki elini de havada vücudunun ortasında birleştirir.

3. ayın sonunda, bebek, ara ara uyansa bile geceleri 10 saat kadar uyuyabilmelidir. Uyandığında ağlayabilir veya sadece emziğiyle oyalanabilir. Bu yarı-uyanık dönemi uyku saati boyunca yaşayacaktır. Yetişkinler de uykularında aynı dönemi yaşarlar ancak onlar tamamen uyanmamaya programlıdır, yatakta bir iki kez dönüp yeniden uykuya dalabilirler. Bebekler de, uyanır uyanmaz yanına koşulmadığı sürece, aynı düzeni kendi kendine bulacaktır. Uyandığı anda yanına gitmek onu yanında annesi olmadan tekrar uyuyamayacağına inandırır. Bu yaştaki bebeklerin uyuyana kadar ağlaması çok sık görülen bir durumdur. Ağlamanın, onu bir şekilde rahatlattığı gözlenmiştir. Ancak, yatağına yattığı anda ağlamaya başlıyorsa gün boyunca yeteri kadar uyanık kalmadığı sonucunu çıkarılabilir. Bu nedenle, eğer uykusu yoksa ya da uyumuyorsa bebek yatağında bırakılmamalı, uyku ile yatağı bir tutmalıdır. Diğer yandan, özellikle uykudan önce uyarılmışsa, uyumakta güçlük çekebilir. Böyle zamanlarda bebeği sakinleştirmek için biraz emzirmek veya mama vermek, bezini değiştirmek ve biraz sallamak denenebilir.

Üç aylık bebek konuşma amaçlı sesler de çıkarmaya başlar. Müzik veya konuşma sesleri, bebek sinirli iken onu sadece rahatlatmakla kalmayacak, birtakım sesler çıkararak bu seslere tepki vermesini de sağlayacaktır. Eğer böyle sesler çıkarıyorsa, keyfi yerinde demektir. Ayrıca bu dönemde tükürükle balon yapmayı da dener. Bebek, ona sorulan sorulara ahenkli sesler çıkararak cevap verir ve karşısındakinden de aynı şeyi bekler. Ay sonunda aranızda, 15-20 dakikalık bir “ohh’lar ve ahh’lar” diyaloğu geçebilir. Ara sıra bebekle beraber derin bir nefes alıp aynı sesi çıkarmak hoşuna gidebilir.

Bebek uyanıkken zamanının çoğunu ellerine bakarak ve onlarla oynayarak geçirir. Şimdiye kadar ellerini yumruk şeklinde tutuyordu. Üçüncü ayda ellerini daha serbest hareket ettirecek ve sonunda tamamen açık bırakacaktır. Böylece yeni oyuncaklar ortaya çıkacaktır: tam on minik parmak. Üçüncü ay onlara bakmak ve parmakların hareketlerini gözlemlemekle geçer. Ellerini her gördüğünde şaşıracak ve yeniden bulduğuna sevinecektir.

Üç aylık bebeği yıkarken veya üstünü değiştirirken ona vücudunu anlatmak, uzuvlarını tanıtmak konuşmaya başlamadan çok önce, sorulduğunda ayaklarını veya kulaklarını gösterebilmesini sağlar. Kısa ninniler veya yumuşak tonda anlatılan masallar ve şarkılı oyunlardan çok hoşlanır ve bunu çıkardığı seslerle belli eder. Elinizi çırpmak, kafanızı sallamak ya da dil çıkarmak onu çok etkileyecektir. Bu ayın en önemli aşaması, bebeğin karın üstü yatarken kollarıyla iterek göğsünü havaya kaldırabilmesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder