Kızım
üç ayını doldurdu, hamilelikte aldığım kiloların çoğunu versem de bir
deformasyon kaldı elbette. Emzirdiğim için diyet yapma şansım da yok, canımı
sıkıyor bu durum. Eski pantolonlarıma ya giremiyorum, girebiliyorsam da hoş
görünmüyor. Bir şeyler yapmanın zamanı geldi kısaca.
Bu
hafta spor salonuna gitmeye başladım ama önceki gibi basit değil, bu defa sıkı
tutacağım. Önce spor eğitmenimle tanıştım. Gökhan Bey ölçümlerimi yaptı, sonuç
tabi ki felaket. Yağ fazla, kas az, sıvı az, protein az, mineral az, tartı
normal… Dora’dan sonra yağdan başka her şey azalmış. Bana bir program yapacak,
sıkı takip edeceğini söyledi. Ne yazık ki bizim gibi tembel insanların takip
edilmesi gerekiyor. Gevşemeye o kadar hazırım ki, başlamam için bile annemin
ittirmesi gerekti. Gardolap sıkıntım olmasa belki onu da yapmazdım ama şimdi
mecburum. İlk dört gün yürüyüş yapıp hazırlanacağım, sonra programımı
verecekmiş. Kaslarımı geliştirmek için öncelikle kardiyo yapacağımı söyledi,
yağ yakmak için kaslarıma ihtiyacım olduğunu da ekledi. Sonra pilates
yapacağız, biraz da ağırlık çalışması. Aslında spor salonu kültürüm çok fazla
olmadığı için bahsettiklerinin hepsini anlamadım, zamanla öğreneceğimi
düşünüyorum. Çalışmaya başlamadan önce biraz toparlanmam gerekiyor, yoksa çok
daha zor olabilir…
Emzirmek
doğumdan sonra kilo vermeyi kolaylaştıran bir faktör, oldukça yüksek oranda
kalori yakılmasını sağlıyor ancak sütü arttıracak diye bol tatlı ile
beslenilmediği takdirde… Sütün yeterli ve kaliteli olması için annenin iyi
beslenmesi önemli, kalorisi fazla olan değil besin değeri yüksek gıdalar
tüketilmeli, bol su içilmeli ama düşük kalorili zayıflama dietleri de asla
uygun değil.
Doğumdan
sonra egzersizlere başlamak hem anneyi mutlu ediyor hem de eski formuna
kavuşmasını sağlıyor. Normal doğumdan bir hafta, sezaryenden bir ay sonra
egzersize başlanabileceği söyleniyor kadın doğumcular tarafından ancak bu
dönemlerde henüz düzen oturmadığı için uykusuzluk ve yorgunlukla birlikte hiç kolay
değil. Benim hedefim üç aydı zaten, öyle de başladım. Egzersizin anne sütünü
azaltacağı yönündeki söylentilere katılmıyorum, bilimsel bir dayanağını
bulamadım, hatta annenin iyi hissetmesini sağlayarak olumlu yönde etkisi bile
olabilir. Ancak yürüyüş, yüzme gibi vücut direncini arttıracak hafif tempolu
egzersizler öneriliyor, koşu, bisiklet gibi ağır egzersizlerin süt tadını ve
kalitesini etkileyebileceği okumuştum, bu da bebeğin anne sütünden vazgeçmesine
sebep olabiliyor.
İlk aylar geçtikten
sonra bebekle hayat çok daha keyifli bir hale geliyor. Eski düzene dönmek
mümkün olmasa da yeni bir düzen kurmak bile insanı mutlu edebiliyor. Kendim için
bir şeyler yapmayı özlemişim. Annemin de desteğiyle yavaş yavaş form tutmak
beni mutlu edecek, bu defa sıkılıp bırakma ihtimalim daha düşük gibi, bakalım
umarım öyle olur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder