Sağlık Bakanlığı ve ulusal çalışmalar dördüncü ayda demir
desteğinin başlanmasını öneriyor. Çalıştığım popülasyonlarda bunun ne kadar
önemli olduğunu gördüm, anne sütü alan bebeklerin neredeyse tamamında altıncı
ayda anemi gelişmişti. Sindirim sistemi üzerine yan etkileri ve tolere
edilmesindeki güçlükler nedeniyle anneler zaten demir replasmanına hiç sıcak
bakmadıkları için onları vazgeçirecek en ufak bir etken hemen demiri
bırakmalarına ve aneminin kronikleşmesine neden oluyordu. Sonra da iştahsız,
büyümesi geri, başarısız çocuklar…
Dora anne sütü yanında formül mama da aldığından ve
mamalardaki demir oranı yüksek olduğundan ona dördüncü ayını tamamladığında
demir replasmanı başlamadım. Altıncı ayını bitirmeden önce kızamık için antikor
baktırmayı planlıyorum. Kızamık salgını nedeniyle aşı 6. aya çekildi ancak
etkinliği ile ilgili sıkıntılar olduğu için koruyucu antikorları azaldıysa aşı
yaptıracağım. O dönemde tetkik için kan alınırken hemogram ve demir düzeyi
kontrolü yaptırıp sonucuna göre gerekirse demir başlayacağım. Aslında en
doğrusu bu ancak sağlık politikaları bireysel olmadığı ve genelde replasmana
ihtiyaç duyulduğu için hemogram kontrolü yapılmadan demir replasmanı
başlanmasına da asla karşı değilim, hatta sonuçları bu kadar önemliyken destekliyorum.
Demir eksikliği bütün dünyada süt çocuklarında sorun
oluşturmaya devam etmektedir. Anne sütü bile alsalar, 6 aydan sonra süt
çocuklarına demir vermek gerekliliği çok iyi bilinmektedir. Erkenden inek sütü
eklenen süt çocuklarında demir desteği daha da erken, hatta 4 aydan itibaren olmalıdır.
Demir, yaşayan organizmaların en önemli elementidir. Demirin vücutta tüm
hücrelerin çalışmasında ve birçok nörolojik işlevde gerekli olduğu
bilinmektedir. Beynin büyük kısmı demir eksikliğinin yaygın olduğu ilk yıllarda
miyelinize olmaktadır. Sağlıklı süt çocukları ilk yıl içinde demir desteğinden,
daha sonra da demirden zengin gıdalardan gelişimsel ve davranışsal olarak
etkilenebilirler.
Demir çok sayıda nörolojik işlevde önemlidir. Anemi
olmasa da demir eksikliğinde apati, iritabilite, letarji, konsantrasyon
bozukluğu, anksiyete, hipoaktivite, kognitif işlevlerde azalma ve dikkat
eksikliği görülebilir. Bu belirtiler için beyin demirinde azalma,
hipomiyelinizasyon, dopaminerjik işlev azalması ve gecikmiş nöromatürasyon
suçlanmaktadır (1,2,3). Hatta neonatal demir eksikliğinin geriye dönüşümsüz
değişikliklere neden olduğu gösterilmiştir(4). Ancak çok uzun sürmemiş demir
eksikliklerinde demir tedavisi ile kognitif fonksiyonlar geriye dönebilir(5).
Demir eksikliği olan çocuklarda anemi varsa anemik olmayanlara göre nörolojik
sorunlar daha ağır ve uzun sürmektedir(6). Büyüme çağında demir desteği
çocukların davranış ve büyümelerine pozitif yönde etki etmektedir (7).
Demir aynı zamanda bağışıklık sisteminde de önemli
görevler üstlendiği uzun zamandır bilinmektedir(8). Demir eksikliğinde çocuklar
daha sık hastalanırlar ve tedavi ile bu durum düzelir (9).
Gıdalardaki demir miktarı değişkendir. Gelişmiş ülkelerde
besinlerle günlük demir alımı 10-20 mg iken gelişmemiş ülkelerde 4-5 mg’a kadar
düşmektedir (10). Diyetle alınan demirin yaklaşık üçte biri hemoglobin ve
miyoglobin içindeki hem demiridir. Gıdalarla alınan diğer demir çeşitleri
besinlerin pişirilmesiyle veya işlenmesiyle açığa çıkan demir tuzları ve
demir-aminoasit bileşikleri şeklinde olur. Büyümenin hızlı olduğu çağlarda
demir gereksinimi de artar. Bu durum süt çocuklarında demir konusunun önemini
arttırmaktadır.
Demir emilimi onikiparmak barsağı ve üst jejunum epiteli
tarafından hem, ferrik ya da ferröz formda emilir. İnsanlarda hem mukoza
hücresinden direk olarak az miktarda plazmaya geçebilmektedir (11,12). Eğer
besinle alınan demir miktarı gereğinden fazla olursa o zaman barsak
hücrelerinde ferritin olarak saklanır. Bu hücrelerin süresi dolunca da
villuslardan barsak lümenine dökülürler. Ancak bu fizyolojik mekanizma
zehirlenme gibi durumlarda aşırı demirle karşılaşınca çalışmaz ve emilim artar.
Oksalat, fitat ve fosfatlar demir ile bileşim oluştururlar ve emilimini
azaltırlar. Askorbat, laktat, piruvat, süksinat, fruktoz ve sorbitol demir
emilimini arttırırlar.
Süt çocuklarında demir eksikliği genellikle yetersiz alım
ile ilgilidir. Yaşamın ilk yılında süt çocuğu 160 mg demire gereksinim duyar.
Bu miktar prematürelerde 240 mg’a çıkar. Bu miktarın 50 mg’ı yenidoğan
dönemindeki fetal eritrositlerin yaşamın ilk haftasında yıkılmasından
sağlanırsa da geri kalan diyetle alınmalıdır. Annede ağır demir eksikliği
olduğunda yenidoğanın demir desteği gereksinimi de doğal olarak artacaktır(13).
Bebek beslenmesinde ilk 6 ayda ana besin anne sütüdür. Anne sütü alan süt
çocuklarında demir eksikliği görülmez. Ancak 6′ncı aydan sonra sadece anne sütü
almakta olan süt çocuklarında da demir eksikliğine bağlı anemi tespit edilir
(14). Emzirme süresince anne sütünün demir içeriğinin de zamanla azaldığı
gösterilmiştir (15). Günümüzde 1 yaşın altında inek sütü tercih edilmese de
anne sütü olmaması halinde demir ile takviye edilmemiş inek sütü
kullanıldığında demir eksikliği daha erken gelişmektedir ve bu çocuklarda
4′üncü aydan sonra demir takviyesi önerilmektedir.(16, 17)
Günümüzde bebek dostu olmanın koşutu ilk 6 ay sadece anne
sütü vermektir. Ama 6′ncı aydan itibaren sadece anne sütü vermek doğru kabul
edilmez, çünkü çocuğun gereksinimi olan kaloriyi karşılamakta yetersiz kalır.
Ayrıca 1 yaşındaki hedefimiz çocuğun sofraya oturması ve gıdaları çiğneyerek
kendisinin yemesidir. Yani çiğnemeyi öğretmek için ilk dişlerin çıktığı 5. aydan
itibaren eğitmemiz gerekir. Pratikte pek çok annenin sorunu budur. Bir yaşına
kadar çocuğuna beslenme eğitimi vermeyen ya da veremeyen anne daha sonra elinde
tabakla oda oda hatta parklarda bebeğinin peşinde dolaşır durur. İşte inek sütü
de bu açıdan yani kolaylığı açısından sık tercih edilen bir gıda olmuştur. Oysa
inek sütünün içindeki maddeleri çocuk tam olarak hazmedemez. Ayrıca içine şeker
katmamızın nedeni de budur. Bu şekilde bebeği daha erken yaşta şekere de
alıştırıyoruz. Dolayısı ile herhangi bir işlemden geçirilmemiş, katkısız inek
sütü insan bebekleri için doğru bir beslenme kaynağı değildir. Birincisi inek
sütünde demir miktarı yetersizdir. İkincisi demir başka gıdalarla verilirse
onların içindeki demiri bağlar ve işe yaramaz hale getirir. Üçüncüsü de alerjik
nedenlerle onikiparmak barsağında kanama yapar. Bu da gizli bir kan kaybıdır.
Bebeğe yoğurt peynir gibi süt ürünlerini vermek de demir
eksikliğine neden olur, bu gıdalar da besinlerdeki demirin emilimini azaltır.
Bu gıdalar demirli gıdalardan ayrı bir zamanda verilmelidir. Demir emilimini
azaltan durumlar: Mideden asit salgısının azalması (tok olmak), antiasit
kullanımı (gaz damlalarının bazılarında antiasit var), kalsiyum (inek sütü
kalsiyumu tam danaların gereksinimlerine göredir), çay kahve, barsak
hareketlerinin hızlanması, yeşil gıdalardaki bazı fitatlar ve oksalatlar. Sabah
kahvaltısında aslında demir içeren bir gıdamız olmadığı için peynir vermekte
demir açısından bir sorun yoktur. Ama diğer öğünlerde su yerine süt verilmesi
gıdalardaki demiri kullanılmaz hale getirir.
Demir eksikliği anemisi nörolojik etkileri nedeniyle
hastanın günlük yaşantısını etkileyecek kadar önemli bulgular verebilir.
Halsizlik, iritabilite, başağrıları gibi belirtiler dışında anemiye bağlı
solukluk gibi bulgular da eşlik eder. Anemisi olmayan demir eksikliği olan
kişilerde bu belirtiler görülmediğinde bile egzersiz toleransları bozulmuştur.
Pika, yani kil, kireç, kül gibi alışılagelmemiş şeyleri yeme arzusu demir
eksikliğinin klasik bir bulgusudur ve tedaviyle kaybolur. Bazı süt çocuklarında
demir eksikliği ile birlikte dalak büyümesi görülebilir.
Ülkemizde demir eksikliği ile ilgili çok sayıda araştırma
yapılmıştır ancak sağlık bakanlığının yaptığı geniş bir tarama mevcut değildir.
Bütün bu çalışmalar belirli illerde ve merkezlerde rastgele örnekleme ile yapılmış
araştırmalardır (18,19,20,21). Ancak yine de çalışmaların yapıldığı dönem için
bize bir fikir verebilmektedirler. En sık anemi görülme yaşı 6 ay 2 yaş arasında
bulunmaktadır ve bir yaş civarında en fazla sayıya ulaşmaktadır. Bu
çalışmalarda süt çocuklarında anemi sıklığı %31-75 arasında değişmektedir. Bazı
çalışmalarda neredeyse araştırmaya alınan çocukların dörtte üçü anemik
bulunduğundan demir eksikliğinde aneminin buzdağının görünen ucu olduğunu kabul
edersek çocukların tamamına yakınında demir eksikliğinin az ya da çok
bulunabileceğini kestirmek mümkündür. Ancak bu çalışmaların Sağlık
Bakanlığı’nın 4 aydan sonra düzenli demir profilaksisi uygulamasından önce
yapıldıklarını, ülkemizde geniş kapsamlı yeni çalışmalara gerek olduğunu
söyleyebiliriz. Gelişmiş ülkelerde bu oranlar karşılaştırılamayacak kadar
düşüktür. Amerika Birleşik Devletlerinde bu oran bazı eyaletlerde %7’ye kadar
düşmüştür(22). Gelişmekte olan ülkelerde bildirilen oranlar bizdeki oranlara
benzemektedir.
Bebek beslenmesini takip ederken anne sütünün tek başına
yeterli olduğu ilk 6 aydan sonra eğer bebek erkenden inek sütüne başlatılmışsa,
ek gıda olarak günde en az 40-50 gr kırmızı et almıyorsa, iki aydan fazla
süreyle demir takviyesiz süt ürünü verilmişse, prematüre doğduğu halde gerekli
demir replasmanı yapılmamışsa incelenmeli ve demir takviyesi ya da gerekirse
tedavisi yapılmalıdır. Demir takviyesi prematürelerde 2m/kg, miadında
doğanlarda 1mg/kg olarak günlük miktar 15 mg’ı geçmeyecek şekilde bölünmüş
dozlarda ve aç karnına verilmelidir. Demir takviyeli mama kullanan bebeklerde
ilave demir verilmesine gerek yoktur ancak bebekler yakından takip edilmelidir.
Düzgün et takviyesi yapılamayan bebeklerde demir ilavesi bir yaşından sonra da
devam edebilir. Demir profilaksisi ferrik ya da ferröz demir tuzu içeren
ilaçlarla yapılabilir. Ferröz demir preparatlarının etkinliği daha yüksektir.
Ancak yan etkileri daha belirgin olabilir ve ilaca uyumluluğu etkiler. Ferrik
demir preparatlarının yanında C vitamini verilmesi ile de etkinlikleri artar.
Annenin demir preparatını düzenli kullanıp kullanmadığı yakından incelenmeli ve
gerekirse tedavi değiştirilmelidir.
Anne sütü ilk altı ay mutlaka tek başına tavsiye edilir.
Ama çoğul gebelik ya da başka nedenlerle anne sütü yetmiyorsa bebeğin ayına
uygun mamalar tercih edilmelidir. Bu mamalarda bebeğin gereksinimi olan demir
gibi ek gıdalar da düzenlenmiştir. Altıncı aydan itibaren bebeklere anne sütü
veya mama yanında çiğnemeyi öğrenene kadar değişik sebze çorbaları da
verilmelidir. Meyve, sebze ve ete ikinci altı ayda alışmalıdırlar. Günümüzde
mamalar mümkün olduğu kadar bebeğin gereksinimlerine göre düzenlenmişlerdir.
Geçiş döneminde anne sütü yanında ek mamaların da alıştırılmasıyla bebeğin
yeterli gıda alırken beslenme terbiyelerinin de geliştirilmesi tavsiye edilir.
Kaynaklar
Prof. Dr. Hilmi Apak
(1) Larkin E,Crao G. İmportance of fetal and neonatal
iron: adequacy for normal development of central nervous system. In: Brain,
behaviour and iron in infant diet (Dobbing J ed), pp43-63. Springer Verlag,
London, Uk.
(2) Yu GS, Steinkirchner TM, Rao GA, Larkin EC. Effect of
prenataliron deficiency on myelinationin rat pups. AM J Pathol 125: 620-24,
1986.
(3) Roncagliolo M, Garrido M, Walter T,Peirano P, Lozoff
B. Evidence of altered central nervous system development in infants with iron
deficiency anemia at 6 mo: delayed maturation of auditory brainstem responses.
Am J Clin Nutr 68:683-90, 1998.
(4) Beard J, Erikson KM, Jones BC. Neonatal iron
deficiency results in irreversible changes in dopamine in rats. J. Nutr.
133:1174-1179, 2003.
(5) Murray-Kolb LE, Beard JL. Iron treatment normalizes
cognitive functioning in young women Am. J. Clinical Nutrition, 85(3): 778 –
87, 2007.
(6) Grantam S,M, Ani C. Iron defiency anemia: Reexamining
the nature and magnitude of the public health problem. Journ Nutr. Suppl,
649-68, 2001.
(7) Lozoff B, Andraca ID, Castillo M, Smith JB et al.
Behavioral and developmental effects of preventing iron deficiency anemia in
health full term infants. Pediatrics, 112: 846-54, 2003.
(8) Dallman PR. Iron deficiency and the immune response.
American Journal of Clinical Nutrition, Vol 46, 329-34, 1987.
(9) Silva A, Atukorala S, Weerasinghe I, AhluwaliaN. Iron
supplementation improves iron status and reduces morbidity in children with or
without upper respiratory tract infections: a randomized controlled study in
Colombo, Sri Lanka. Am J Clin Nutr, 77; 234-41, 2003.
(10) Rodriguez SC, Hotz C, Rivera JA. Bioavailable
Dietary Iron Is Associated with Hemoglobin Concentration in Mexican Preschool
Children. J Nutr 137(10): 2304 – 10, 2007.
(11) Weintraub R, Weinstein MB, Huser HJ, Rafal S.
Absorbtion of hemoglobin iron: the role of heme-splitting substance in the
intestinal mucosa. J Clin Invest 47:531, 1968.
(12) Turnbull A, Cleton F, Finch CA. Iron absorbtion. IV.
The absorbtion of hemoglobin iron. J Clin Invest. 41:1897, 1962.
(13) A. Kumar, A. K. Rai, S. Basu, D. Dash, and J. S.
Singh. Cord Blood and Breast Milk Iron Status in Maternal Anemia. Pediatrics,
121(3): e673-7,2008.
(14) Saarinen UM. Need for iron supplementation in
infants on prolonged breast feeding. Jpediatr. 93:177-80, 1978.
(15) Siimes MA, Vuori E, Kuitunen P: Breast milk iron: A
declining concentration during course of lactation. Acta Pediatr Scand 68(1):29-31,
1979.
(16) Walter T, Dallman PR, Pizarro F, Velozo L, Pena G et
al. Effectiveness of iron fortified cereal in prevention of iron deficiency
anemia.
(17) Calvo EB, Gnazzo N. Prevalence of iron deficiency in
children aged 9-24 mo from large urban area of Argentina. Am J Clin Nutr
52:534-40,1990.
(18) Çetin E, Aydın A. İstanbul’da Yaşayan Çocuk ve
Adolesanlarda Anemi Prevalansı ve Anemilerin Morfolojik Dağılımı: Çocukların
Yaş, Cinsiyet ve Beslenme Durumu İle Anne-Babaların Ekonomik ve Öğrenim Durumunun
Anemi Prevalansı Üzerine Etkileri. Turk Ped Ars (34); 1-5, 1999.
(19) Revanlı M, Tosun SY, Tanyeli F. Manisa İlinde Cocuk
Doneminde Demir Eksikliği Anemisinin Karşılaştırılması. İzmir Ataturk Eğitim
Hastanesi Tıp Dergisi 40(1): 59-62, 2002.
(20) Şukru A, Genel F, Atlıhan F, Serdaroğlu E. 6 ay – 15
yaş Arası Cocuklarda Demir Eksikliği Anemisi Sıklığı. Ege Pediatri Bulteni
7(4): 175-80, 2000.
(21) Soylu H, Ozgen U, Babalıoğlu M, Aras Ş, Sazak S.
Iron Deficiency and iron Deficiency anemia in: Infants and Young Children at
Diferent Socio Economic Groups in İstanbul. Turkish Journal of Haematology
18(1): 019-025, 2001.
(22) Sherry B, Mei Z, Yip R. Continuation of the decline
in prevalence of anemia in low-income infants and children in five states. Pediatrics
107:677—82, 2001.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder