7 Eylül 2013 Cumartesi

8. ay bitti

Çok keyifli bir ay daha geçti, Doralata artık sekiz aylık oldu. Onunla zaman geçirmek daha da keyifli hale geldi. Tepkileri daha anlamlı, daha rahat iletişim kurabiliyor ve bu aralar çok mutlu, sürekli gülüyor ve her şeye heyecanlanıyor. Onunla geçen her güne şükreder hale geldim. Çünkü onunla geçirdiğim günler artık az kaldı, bir süre sonra sadece akşamları ve hafta sonları görüşebileceğiz. Bunun olması gerektiğini düşünüyorum ama Dora’yla ilgili kaçıracaklarım ben çok üzüyor.

Bu ay biraz daha yakınız birbirimize, bana sevgisini göstermesi ve anlayışı da çok arttı. Yüzümü tutup öpmeye çalışması artarak devam ediyor ve daha başarılı oluyor artık. Biraz daha söylediklerimi anlamaya başladı, algısı çok açık bir bebek ve kolay kabul ediyor. Dokunmaktan, sarılmaktan, birlikte olmaktan çok hoşlanıyor. Tek sıkıntımız saniyeler için bile olsa odada yalnız kalaktan hoşlanmıyor. Ama bu durum sabahlar için geçerli değil, sabah uyandıktan sonra yatağında oyalanabiliyor, ta ki ben onu almaya gidene kadar. Günün ilk karşılaşmasından sonra bir daha yalnız kalamıyor.

Akşam 21’de sütünü içip yatıyor, sabah 8 gibi ben uyanıyorum. Yumurtasını makineye koyup Ayhan’a kahvaltı hazırlıyorum. Sonra Doralata’nın odasına gidiyorum, o ana kadar mırıltılarını duyuyorum ama odaya girmiyorum. Coşkulu bir günaydından sonra günümüz başlıyor. Temizlenmesi, kahvaltısı, biraz oyun, balkon keyfi, bizim yatağımızda boğuşma, ki buna bayılıyor, sonra biraz uyku, anneanne gelmiş oluyor. Gün içinde belki dışarı çıkabiliyoruz, özellikle sitenin havuzuna ve kafesine bayılıyor. Tabi şimdilik sadece izlemeye. Annemle zaman geçirmekten de çok hoşlanıyor. Beslenmesi çeşitlendi ama hala tatlı olmayan şeyleri pek severek yemiyor. Çorba, meyve, yoğurt, muhallebiyi sıraya koyuyoruz. Akşam 18 gibi Ayhan geliyor, onu görünce de çok mutlu oluyor, birlikte oynuyorlar. Sonra banyo ve uyku… Dört aylık olduğundan beri geceleri uyanmıyor, son iki aydır da odasında uyuyor. Yeni düzenimiz bu ama bebeklerin düzeni çok çabuk değiştiği için b ne kadar devam eder bilmiyorum ama en istikrarlı süren bu oldu.

Gelişimi de çok hızlı ilerliyor. Dönmek, desteksiz oturmak artık çok kolay. Henüz emeklemiyor ama sürünerek ilerleyebiliyor. Açıkçası ben de emeklemesi için pek destek olmuyorum, güvenlik ve hijyen takıntılarım endişelenmeme neden oluyor. Zaten emeklemek gelişim basamaklarında yer almıyor. Dora da ayakta durmaya çok meraklı.

Bu ay favori oyuncaklarımız müzikli aynası, içi çe geçen kaplar, halkalar, küpler… Sophie diş kaşıyıcısı zaten her zaman elinde, ya da ağzında. Oyuncaklardan çok bizimle zaman geçirmekten hoşlanıyor, bir süre ilgi görmezse bağırıp, çığlık atarak dikkatimiz çekmeye çalışıyor, başarırsa çığlıklar kahkahalara dönüşüyor. Ellerini çok daha iyi kullanabiliyor, kucağa alınmak istediğinde kollarını açıp uzanmaya, elleriyle çağırmaya, alkış yapmaya başladı. Kolayca uzanıp tutabiliyor, yataktan uzanamadığı oyuncaklarını çarşafı çekerek yaklaştırabiliyor, bunu ilk yaptığında şaşırmıştım, zekice gelmişti, artık sık sık tekrarlıyor. Taklit etmeye çalışmalar, üflemeler, püskürtmeler, heyecanlanınca hızlı hızlı nefes alması çok ama çok sevimli oluyor.

Fotoğraflarını çekmeyi çok seviyorum. Daha şimdiden binlerce fotoğrafı var, hepsini özenle dosyalıyorum. Güzel bir bebek olduğu için, bunu ben söylemiyorum sadece, bir de ortama ve aksesuarlara özenince hoş fotoğraflar çıkıyor ortaya. İlerde seveceğini düşünüyorum.

Bu ay bu kadar yakın olabileceğimiz son aydı, zaten büyüdükçe bu dönemler bitecek. Eminim paylaşımlarımız arttıkça güzelleşecektir ama ben çok özleyeceğim bu masum, bebek hallerini…


8.ay bebek gelişimi

Sürünme becerisi giderek artan bebek, artık yeni keşifler için yola çıkmaya hazırdır. Bebeğin çevresine olan ilgisi ve merakı bu ay doruğa çıkacaktır. Güvenebileceği dürtüleri henüz pek fazla olmadığından, dünyayı kendi çabalarıyla tanıması gerekir. Ancak gördüğü her şeyi bir an önce keşfetmek isteyeceğinden, yaptıklarının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini henüz anlayamaz. Bu yüzden tipik bir 8 aylık bebek evin içinde oradan oraya hareket eder ve önüne gelen her şeyi düşünmeden yere atar, ısırır veya çeker.

Bu yaşta bir bebek, genellikle hiç desteksiz uzun bir süre oturabilir. Ancak bebeklerin çok azı kendi kendine ve hiç destek almadan oturma pozisyonuna geçebilir. Emekleme kasları kuvvetlendikçe bebek bunları ayağa kalkmak için kullanacaktır. Oturma pozisyonundan ayağa kalkmak karmaşık bir manevra yeteneği gerektirmektedir. Elini nereye koyacağını, ağırlığını nereye yükleyeceğini ve ne zaman ayaklarını kullanacağını anlayana kadar epey deneme yapar. Her zaman kendini biraz daha yükseğe kaldırmaya çalışacaktır.

Bu egzersizleri yapabilmesi için boş bir alan yaratılmalıdır. Bebeğe müdahale etmemeye çalışılmalı, hata yaparak öğrenmesi için kendi haline bırakılmalıdır. Ayağa kalkmayı başardıktan sonra bir süre, ne yapabileceğini kestirmeye çalışacaktır. Daha sonra, önce tek eliyle tutunarak durmayı, sonra da hangi ayağına yükleneceğini öğrenir, bunların hepsi adım atmaya birer hazırlıktır. Ayrıca hangi nesnelerin ve hangi mobilyaların onun ağırlığını taşıyabileceğini, hangilerinin taşıyamayacağını anlar.

Kısa bir süre sonra da kanapeye dayandığında her iki elini de bırakabileceğini keşfeder. Çok sık olmasa da bazı zamanlar dik durmayı becerebilir. Ancak, doğru bir şekilde tekrar yere dönmesi birkaç haftayı bulacaktır. Bunu yapmak için bağırarak yardım isteyebilir veya arkası üstü düşebilir.

Bu yaşta yeme alışkanlıklarını tahmin etmek oldukça zordur. Genelde haftadan haftaya değişir. Bazı bebekler kendi kendilerine yemeyi reddedip, annenin beslemesini isteyebilirler. Bazıları ise yemek işini kendi kendine becermeyi tercih eder. Bazıları da bebek mamalarını reddedip, annenin tabağınızdaki yemeğe el atar. Özellikle diş çıkartırken bebek yemeğe olan ilgisini kaybedebilir, bunun yerine yemeği inceler. Bu konuda çok katı olmayıp, bebeğin istediğini yapmak ve zorla yemek yedirmemek gerekir.

Bu dönemde uyku saatlerini de ayarlamak bir hayli zordur. Her ne kadar bazı bebekler 14-15 aylığa kadar gün içinde iki kez uyusa bile, birçoğu sadece bir defa uyuyabilir. Çok hareketli bir bebek bir kez uyuyabilir, ancak çok yorulmuşsa bu uykunun süresi uzar. Bebekler gece yarısı veya sabah erkenden uyansa da, kendi başına tekrar uyuyabilmeyi öğrenmesi için zamana ihtiyacı vardır. Ağlamalarını kısaltmak gerekir, eğer bebek çok şiddetli ağlıyorsa onunla yumuşak tonda konuşarak rahatlatmaya çalışılmalı, çünkü ağladığı sürece uyuyamaz. Onunla konuşmak, ona sarılmak veya onu biraz sallamak rahatlatıcı olabilir. Ancak bunu yaptıktan birkaç dakika sonra onu yalnız bırakma konusunda ısrarcı olmak gerekir.

Artık bebek nesneleri baş parmağı ile işaret parmağı arasında tutabilir. Ay sonunda bu hareketle kırıntıları veya küçük objeleri eline alabilir. Bu önemli bir aşamadır, çünkü iki parmağı kullanabilmek insanı hayvandan ayıran önemli özelliklerden biridir. Bebek tüm-uzanma-tutma-bırakma sistemini çözmüş durumdadır. Eliyle neler yapabileceği konusunda artık fazla kafa yormasına gerek yoktur ve tuttuğu nesneye rahatlıkla konsantre olabilir. Ayrıca 25 cm uzağa kadar her şeye uzanabilir. Uzanmak, bebeğin etrafını keşfetmesinde önemli bir etkendir. Artık istediği şeyi işaret edebilir ve gözleriyle işaret ettiğiniz nesneyi takip edebilir. Detaylara karşı o denli duyarlıdır ki, odaya yeni koyulan bir nesneyi hemen fark eder.

Bebeğin en sevdiği yerlerden birisi mutfaktır, çünkü orada irili ufaklı bir sürü eşya ve yiyecek ile dolu dolap ve çekmeceler boşaltılmayı beklemektedir. Aşağı raflardaki kırılabilir eşyaları kaldırmak yerinde bir karar olacaktır. Çekmece ve dolap kapaklarını açmasını önlemek için ufak kilitler kullanılabilir. Bebekler ayrıca çöp kutularına bakmayı veya içindekileri karıştırmayı da severler.

Bebeğin dil gelişimi ilk kelimesini söylemeden çok önce oluşmaya başlar ve devam eder. Tek taraflı olsa bile onunla sohbet etmeye devam edilmeli, ona basit ama somut şeyler anlatılmalı. Bebek daha kavramları anlayamaz. Ancak ses ve ritimleri anlayabiliyordur ve söylenenlerden birkaç kelimeyi çıkartabiliyordur. Bebeğin bu dönemde duyduğu kelimelerdeki heceleri taklit ettiği fark edilebilir. Çıkardığı ve anlamsız gelen birçok ses, aslında duyduğu bir sesin taklididir. Sadece doğru harf seslerini henüz çıkartamıyordur. Birinci senenin geri kalan döneminde neredeyse her gün değişim gösterecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder