6 Temmuz 2012 Cuma

Okumak şart

11. hafta bitti, 12. Haftanın içindeyim, bulantı kalmadı, iştahım açıldı, söylendiği gibi yemeklere saldırmıyorum ama eskisi gibi aç da gezmiyorum. Enfeksiyon tetkiklerimin sonuçları temiz geldi, obsesyonlarım işe yaramış, sürekli yıkanarak kendimi korumayı becerebilmişim. Kanama durdu, içerde ne durumda bilmiyorum, salı günü öğreneceğim. Sadece Hb değerim 15’den 12’ye düşmüş, tamam pek et yediğimi söyleyemeyeceğim ama küçük vampir neredeyse anemi sınırına getirecek beni. Bunu da sormayı düşünüyorum, 3 ayda 3 gr normal mi?

Bu aralar cinsiyetini merak etmeye başladık, her şeyi işaret olarak görüyoruz, gözümüze kız çocuklar takılıyor, kızlar yanıma yanaşıyor, rüyamda kızlar görüyorum ama bakalım. Ayhan’da eskiden erkek çocuk isterdi ama şimdi “prenses” lafı ağzında sürekli. Babaanne ve dede de kız istiyor, arkadaşlarım kız diyor. Böyle olunca da ben bir oğlum olması yönüne kayıyorum tabi, muhalefet olacağım ya. Ama sonu ne olursa olsun “sağlıklı olsun da kız-erkek farketmez” diyerek bitiyor.

Bu arada ne kadar bir çok şeyi biliyor olsam da sürekli okumaya çalışıyorum. Hamilelikle ilgili birkaç kitap aldım. En önemlisi Dr. Kağan KOCATEPE’nin “9 Ay 10 Gün” isimli kitabı, hem çok açıklayıcı, hem bilimsel ama anlaşılabilir bir dilde, merak edilebilecek her şeyin cevabı da var içinde, başucu kitabım oldu bile. Kadın doğum ders kitaplarına göre çok daha tercih edilir üstelik.
 
İkincisi Ayşe ÖNER isimli bir hemşirenin kitabı, kendini doğum koçu olarak yetiştirmiş, ünlülerle çalışıyormuş. Daha magazinsel, eğlenceli ama işe yarayacak ve başka yerde böyle toplu halde bulunmayacak bilgileri içeren bir kitap. Beslenme, egzersiz, masaj, kremler, bebek eşyaları.. vs ile ilgili bilgiler içeriyor, kolay okunuyor, eğlenceli bir kitap.
 
Bir diğeri “Hamilelik Takvimi” isimli bir kitap, çeviri, yazarı Annette NOLDEN, her hafta için kısa kısa bilgiler, not alacak alanlar içeriyor, kitap okumak yerine dergi karıştırmak gibi ama öğrenecek bilgiler de çıkıyor tabi.
 
Son iki kitabım gebelik tecrübelerini içeriyor, belki benim de biraz daha bilgiyle harmanlayarak gerçekleştirmeyi planladığım gibi. Saba DENİZ’in “Bebekle Doğmak” ve Devrim ATILKAN’ın “Sihirli 40 Hafta” isimli kitapları. Tamamını okuyamadım ama insanın yalnız olmadığını hissettiriyorlar ve tabi ki eğlenceliler. Ders çalışmam gereken bu dönemde aralarda kaçamak yapıp bu kitapları kurcalamak bebeğimi hatırlattığı için keyifli oluyor.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder