Kanama bu dönemde azaldı, günlerdir ciddi şekilde dinleniyorum, sanırım iyi geldi. Umarım bebiş de iyidir. Silifke’de poliklinikte kullandığım ultrasonu eve getirmemek için kendimle ciddi bir savaş halindeyim. Her ne kadar ultrason güvenli olsa da benim elimde doz aşımına sebep olabilir, bebekten çok, şu anda hematomun durumunu merak ediyorum ama eminim biraz daha büyüdüğünde bebeği görmek için de sürekli elim proba gidecektir. Şimdilik direniyorum, eski evde depoda duruyor, ne kadar uzun süre orada kalsa iyidir.
Bebişi babaanne ve dedesiyle tanıştırdık, sürpriz bir şekilde bir torun daha beklediklerini öğrendik, beklediğimiz heyecanı hissedemedim. İki torun ihtimali onları korkuttu. Zamanla alışacaklardır, yıllarca bekleyip iki tane bebekle birden karşılaşacak olmak endişe verici oldu onlar için, ikiz haberi alan aileler gibi sanırım.
Hayat yavaş yavaş düzene giriyor, tatil bitti, Ayhan çalışmaya başlıyor, ben de bir süredir aksattığım, kariyer planlarımın son halkası YDUS için çalışmaya kaldığım yerden devam etmeyi düşünüyorum. Yaklaşık iki aydır kitap yüzü görmediğim için “kaldığım yerden” biraz zor olacak ama toparlamaya çalışacağım. Zaten kasımdaki sınav son şansı gibi, bebişten sonra bir de özel hastanede başlarsam bir daha denemek bile çok zor olacaktır. Enfeksiyon tetkiklerimin sonuçları Çarşamba çıkacak, bir de gerginlikle onları bekliyorum. Sürekli gerilecek bir sebep buluyorum, sanırım huysuz bir bebek olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder