Genelde kutlama yapmayı severiz, doğumgünleri, yıldönmüleri, sınav sonuçları bizim için her zaman kutlama için bahane olur. Altıncı evlilik yıldönümümüz, aslında 17 Eylül’deydi ama bir taraftan amniyosentez telaşı, diğer taraftan benim hasta olmam ertelememize sebep oldu. Farenjitten sonra ağır bir enterit geçirdim, 2 gün tuvalette yaşadım diyebilirim, bir etken tespit edilemedi, kızım da iyi görünüyor, umarım ona bir zarar vermeden atlatmışızdır.
Evlilik yıldönümlerimizi genelde ufak çapta bir tatille kutlarız, bir süre uzaklaşırız ama bu yıl bir yemekle yetinmek durumunda kaldık, tatili en kısa zamanda gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Başbaşa zaman geçirmek, hala konuşabildiğimizi ve gülebildiğimizi görmek güzeldi, son günlerde benim yüzümden tek konumuz hastalık ve tek hissettiğimiz duygu endişeydi.
17 Eylül’de kızımızı bana verdiği en güzel armağan onu hissetmeye başlamam oldu. Etrafımdaki insanlar bana artık “tekme” sormaya başlamışlardı, hatta ben de bu beklenti karşısında endişelenip Suat Bey’e durumu sormuştum. “22. haftaya kadar hissedememen normal, sonra hissetmelisin” demiştim, 17 Eylül’de 22. Haftamız bitti ve ben o gece ilk kıpırtıları hissettim, önceki kabarcıklara göre biraz daha belirgindi, şimdi artık sürekli kızımın hareketlerini takip ediyorum, eski evdeki ultrasonu da getirdik, hasta olduğum dönemde, hareketlerde azalma hissedince hemen probu elime alıp kontrol ediyorum. Biraz fazla obsesifim ama yapacak bir şey yok. Yedinci yılımızda kızımız aramıza katılacak umarım ve bir sonraki yıldönümümüz farklı olacak, şimdilik aklımızda sadece o var…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder