Yapacağımız yolculuğu, kalacağımız yeri, götüreceğimiz eşyaları günler
öncesinden planlamaya başladık. Bizim de dinlenebilmemiz amacıyla annemlerle
birlikte tatil yapma fikri çok cazip geldi. Bodrum’daki yazlığa gitmeye karar
verdik, devremülkü aynı zamana ayarladık. Annemler bizden birkaç gün önce
gittikleri için bizim daireyi de bir güzel temizlediler, Dora’nın ihtiyaçlarını,
suyunu, bezini, mendilini, yumurtasını, peynirini alıp yerleştirdiler. Götürmemiz
gereken eşyaları biraz azaltmış oldular.
Yanımızda götüreceklerimizi günler öncesinden planlamaya başladım. Dora’nın
gün içinde kullandığım her şeyi listelemeye çalıştım ki önemli bir şeyi
unutmayayım. Kocaman bir bagajımız olmasına rağmen Ayhan’la benim eşyalarımızı
minumum tutarak ancak sığdırabildik küçük hanımın bavullarını. Arabası ve park
yatağın önemli bir yer kapladığı kesin, giysileri, biberonlar, tabakar,
mamalar, banyo eşyaları, havlusu, şusu, busu doldurduk. Ayhan akşam gelince birkaç
saat uyudu, yolculuk Dora’nın uyku saatine denk gelsin diye erkenden yola çıktık.
İlk aylarında Dora arabada çok rahattı, hemen uykuya daldığı için sıkıntı
yaşamazdık, son haftalarda araba giderken iyi ama ışıkta durduğumuzda bile
huysuzlanıyordu. Neyse ki ana yollarda sürekli hareket halinde olduğumuz için
sadece acıktığında huysuzlandı, genellikle uyudu. Arada sıkıldığı için durup
hareket ettirdik, besledik, altını değiştirdik. Genel olarak bizi çok zorlamadı
kızım.
Bodrum’a vardığımızda annemler Dora’yı on gündür görmemiş olmanın verdiği
özlemle hevesle karşıladılar bizi. Fırsatı kaçırmadık, ilk gece besleyip
uyuması için annemlere bıraktık ve güzel bir uyku çektik.
Tatil hepimize iyi geldi. Ben biraz Dora’nın sorumluluğunu azalttığım için
dinlenebildim. Ayhan kızıyla zaman geçirebilmenin tadını çıkardı, annemle babam
Dora’ya özlemlerini dindirdiler. Ece’yle Arda’nın da yanımızda olması güzeldi.
Dora’ysa çok zevk aldı, zaten açık havada olmaya bayılır, bir de kucaktan
kucağa gezdi, gülücükler, öpücükler gırla gitti. Önce şişme havuzunu deniz
suyuyla doldurup güneşte ısınmasını bekledik, sonra Dora’yı içine soktuk,
bayıldı tabi. Zaten suyu çok seviyor, dakikalarca oynadı. Ardından babayla
denize girme denemeleri oldu ama huysuzlanınca babacık endişelenip vazgeçti. En
son benim kucağımda denize sokma girişimimse çok başarılı oldu. Başta ürktü ama
bana sarılınca sakinleşti, ellerini ayaklarını çırpmaya başladı. Ben de bundan
cesaret alarak birkaç defa suya dalmasını sağladım. Biraz şaşırdı, sanırım su
yuttu ama çok korkup ağlamadı. Sevmesini, alışmasını istiyorum, bakalım nasıl
gidecek.
Bir sabah kahvaltıda Dora’yı beslerken gözüme minik beyaz bir şey takıldı. Kontrol
ettim, pirinç tanesi gibi bir dişle karşılaştım. Çok garip bir duyguydu,
heyecan, mutluluk, şaşkınlık… Önceki günlerde çok sakindi, huzursuzlanması
olmamıştı, bir gece önce çok iyi uyumuştu. Böyle kolayca çıkmasına çok
sevindim. Annemin mutfağında buğday varmış, aynı gün kaynatıp içine kuru üzüm
ve kuru kayısı karıştırdık, birkaç kek, kurabiye çıkarıp aile içinde diş
buğdayını bile yaptık. Çok eğlenceliydi, Dora’da çok mutlu oldu. Adettendir deyip
önüne birkaç parça eşya koyup seçmesini de bekledik. Kalem, kitap, makas,
bıçak, tarak, fotoğraf makinesi, telefon, araba anahtarı, stetoskop bulabildik.
Kızım sol eline kitabı, sağ eline stetoskobu aynı anda alınca çok tanıdık geldi
ama görmezden gelmeye çalıştık. Anne babasının hayatını özetledi ama aynı yolu
seçmesini ister miyiz emin değilim.
Bu tatil daha çok Dora’yla dışarda olmaya alışma tatili oldu, kendimiz için
yaptığımız tatillerden çok farklıydı ama yine de güzeldi. Gezdik, eğlendik,
dinlendik ve evimize döndük. Dönüş yolculuğunda da kızım bizi zorlamadı. Beslenme
ve temizlik dışında genelde uyudu. Eve dönüşte bavulları boşaltıp, çamaşırları
yıkamak benim için biraz zor oldu ama tecrübe kazanmış oldum. Bir daha ki hedefimiz
bayramda Akçay’a yazlığa gitmek. Ev ortamı daha rahat olacaktır, Dora’nın
giysilerinin tamamını götürmüştüm, bu defa seçsem iyi olacak, çoğunu giymedi. Park
yatağı zaten annemler götürdü, sterilizatör de onlarda var. Bagajda bizim için
biraz daha yer olacak. Şimdiden hazırlanmaya başladık…
Bebekle tatil
İlk tatil hem tecrübesizlikten hem de çok fazla ihtiyaç olduğundan
zorluklarla dolu olabilir. Bebekle tatilde önceliğin bebek olacağını unutmadan
beklentiler sınırlanırsa çok eğlenceli olacağı kesin. Güzel bir tatil
geçirebilmek için bebeğin ve annenin hayatını kolaylaştıracak her malzemenin
(puset, ıslak mendil, alt açma minderi, bebek bezi, plastik ya da tek
kullanımlık önlük, kaşık, plastik tabak, bardak, kitap, yeni oyuncaklar vb)
yanında bulunması önemli. Çocuğun tatile daha rahat uyum sağlayabilmesi için
onun günlük programına olabildiğince yakın davranmak iyi bir seçim olacaktır.
Tatile gitmeden önce gidilecek yer ve süre ile ilgili bebeğin doktoruna
bilgi vererek, aşı ve takip durumu için takvim belirlemek gerekir. Doktorun önerisi
ile her zaman kullanılan ateş düşürücü şurup, fitil, burun damlası gibi
ilaçları, termometre, yara bandı, pişik kremi, diş çıkarıyorsa diş jeli,
antiseptik jeller ve kremler, antibakteriyel jeller, tırnak makası, güneş kremi
ve sivrisinek kovucu kremler ve tabletler bulundurulmalıdır.
Gidilecek tatil bölgesinin hava durumunu göz önünde bulundurarak uygun
kıyafetler alınmalı. Bir yaşından küçük bebekler değişimi sevmez, gıdaların
hazırlanmasında evdeki düzen devam ettirilmeli. Bebeğin beslenmesi yanında
yeterli sıvı aldığından emin olunmalı. İçme suyuna dikkat edilmesi, bebek için
uygun olup olmadığının denetlenmesi gerekir. Bebeğin gıdalarını
bekletilmemeli, bekleyen gıdaları yedirmemeye özen gösterilmelidir.
Araba koltuğuna oyuncaklar asmak, dikkatini dağıtabilecek malzemeler
bulundurmak yolculuk için rahatlatıcı olabilir. Sık sık mola vermek bebeğin
yolculuğu daha rahat geçirmesi için sık sık emzirmek gerekir. Yolculuk boyunca
güneşten korunması için pencerelerinize güneşlik takmak, arabanın havasını taze
tutmaya çalışmak, klima kullanırken direkt soğuk havaya maruz kalmamak konforu
arttıracaktır. Uçakla yolculukta basınçtan olumsuz etkilenmemesi için bebeğini
yeteri kadar su içtiğinden emin olunması, uçağın kalkış ve inişinde çiğnemesi
için bir şeyler verilmesi veya mümkünse emzirilmesi onu rahatlatacaktır. Sıcak havalarda gıda zehirlenmesi riski fazla olduğundan,
güvenlik ve hijyene çok daha fazla dikkat etmek gerekir.
Güneşten,
denizden ve kumdan güvenli bir şekilde faydalanmak için dikkat edilmesi gereken
bazı detaylar var. Eğer çocuk ilk kez denizle tanışıyorsa, suya girmesi
için ona baskı yapmak sudan korkmasına ve dolayısıyla banyodan uzaklaşmasına
neden olabilir. Denize alışması için onu ayakları suya değecek şekilde deniz kıyısına
oturtup birlikte çeşitli oyunlar oynamak işe yarayabilir. Küçük bir havuz
alarak, içini suyla doldurup onu içine oturtarak, çeşitli oyunlar oynamak su
korkusunu yenmesine yardımcı olabilir. Çocuğun
deniz/havuz kıyısında yalnız olmamasına dikkat etmek çok önemlidir. Havuzlardaki
bakteriler pek çok enfeksiyona neden olabiliyor. Bu yüzden temizliğinden emin
olunan bir havuz tercih edilmeli. En az 25 koruma faktörlü bir güneş kremini tüm
vücuduna sürmeden çocuğu asla güneşe çıkarmamalı. Öğlen sıcağında, direkt güneş
altında ve şapkasız olmadığından emin olunmalı. Serin ortamlarda kalmasına ve
bulunduğu ortamdaki sıcaklığın 25 derecenin üzerine çıkmamasına dikkat edilmeli.
Her zaman alışkın olduğu ortamdan uzak olunacağından temizlik ve güvenlik
önlemlerine daha fazla özen gösterilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder