7 Kasım 2013 Perşembe

Tam on ay

Zaman çok hızlı geçiyor. Açlık ve uyku dışında hiç bir şeye tepki vermeyen bebeğim artık benimle kolayca iletişime geçebilen küçük bir insana dönüştü. Aslında bu ayın başrolü babada. Ayhan'ın aylardır beklediği günler geldi. İlginç bir şekilde Dora'nın söylediği tek kelime "baba" oldu bu ay. Sevinince, kızınca, acıkınca, sadece "baba" demeye başladı. Ruh durumuna göre tonlaması değişiyor ama kelime hep aynı. Özellikle ağlarken "baba" demesi çok içli oluyor ama benim işime geliyor bu durum, Ayhan'a "seni çağırıyor" diye söyleyerek olaydan kaçabiliyorum. Söyleyebildiği diğer kelimelerden bile vazgeçti, sadece "baba"...

Bu ay gelişiminde önemli bir basamak daha atladık, artık kendisi tutunarak ayağa kalkabiliyor, saniyeler kadar kısa süreli ayakta kalabiliyor, tutunarak sıralayabiliyor. Yürümenin ilk aşamalarına geçmiş oldu böylelikle. Hızlı başladı, günler içinde ayağa kalkabildi, durdu, sıraladı, ilk başta yapamazken oturmayı öğrendi. Bu kadar hızlı devam eder mi, erken zamanda yürür mü, yoksa bir süre bu seviye de kalıp daha geç mi yürür kestirmek çok zor ama şimdilik bu gelişim bile beni çok mutlu etti. Genelde gelişim basamaklarına en geç zamanda ulaşırdı, ayaklanması erken oldu. Keyfini çıkarmaya çalışıyor, arka arkaya ayağa kalkıp oturuyor. Önce oturamadığı için sinirleniyordu. Başardıktan sonra tutamıyoruz, sürekli oturup bir çırpıda kalkıyor. Alkışlarsak da çok mutlu olup yeniden tekrarlıyor.
 
Beni çok mutlu eden bir gelişme de son birkaç haftadır parmak gıdalarla beslenmeye başladı. Zaten her şeyi kendisi yapmak isteyen bir bebek, kaşıkla beslerken de kaşığı elimden almaya çalışıyor, ağzına götürüyor ama tabi henüz düz tutamıyor. Bisküvi ya da küçük doğranmış meyveleri önüne koyduğumda minik parmaklarıyla alıp ağzına götürmeye başladı. İlk denemelerimde başarılı olamamıştım geçen ay. Oyuncakları ağzına götürdüğü için muzları doğrayıp koymuştum ama tatmadan ezmişti sadece. Bir süredir yemeğe karşı ilgisi artınca denemeye başladım. Ekmek, meyve, bisküvi ne varsa küçük parçalar halinde önüne koyuyorum. Teker teker alıp ağzına götürüyor, minicik dişleriyle çiğneyip yutunca mutlu oluyor.

Annem tüm gün ona bir şeyler öğretiyor. Biz akşam eve dönünce de öğrendiklerini bize göstermeye çalışıyor. Hepsini birden yapmaya çalışınca çok komik görünüyor. Ardarda baş-baş yapıyor, el sallıyor, el çırpıyor, oturuyor, kalkıyor, arada heyecanlanıyor kollarını sallamaya başlıyor, en sonunda kafası karışıyor kalakalıyor. Eve dönmeyi iple çekiyorum her gün. Kapıdan girdiğimde gördüğüm sevinci her şeye değer.

Çalışmaya başladığım ilk hafta ciddi uyuma sorunu oldu. Uykuya dalmakta güçlük çekti. Sadece kucağımda uyudu, öyle kalmak istedi, yatağa bırakınca ağlayarak uyandı. Zor ve stresli günlerdi, neyse ki bir kaç günde geçti. Ondan uzak kalmak zaten çok zorken bir de onun etkilendiğini görmek çok kötüydü.
 
Yavaş yavaş karakteri oturmaya başlıyor bu dönemde. Zor bir çocuk değil ama hırslı olabilir. İsteyip de elde edemediğinde sinirlenebiliyor. Ayrıntılara önem veriyor gibi, küçük şeyleri fark ediyor ve takılıyor. Kitaplarını çok seviyor, artık daha rahat sayfa çevirip inceleyebiliyor. Bir gün toplayıp kitaplarını çadıra girdi, dakikalarca çadırının içinde kitaplara baktı, Ayhan'la fark ettirmeden izledik, çok ama çok güzeldi. Onu öyle görmek o kadar çok mutlu etti ki beni...

Bu ay Dora’nın rutin tetkiklerini yaptırdım. Kan sayımında bir sorun yok, hala kansızlığı ya da demir tedavisine ihtiyacı olmadığı için başlamayı düşünmüyorum. Önceki değerlerinde düşük çıkıp beni korkutan immunglobulin düzeyleri de normal geldi, içim rahatladı. Belki enfeksiyon fobim biraz olsun azalır, en azından şimdilik bir bağışıklık problemi görünmüyor. Demir, vitamin B12, folik asit değerleri normalin üst sınırında çıktı, çok sevindirici tabi ki. Ben Dora’ya da, hastalarıma da sadece D vitamini yerine vitamin kompleksi başlıyorum, teorik olarak gerekli olmadığını öğrensek de bu aylarda vitamin eksikliklerinin geri dönülmez hasarlara neden olması ve tedavinin zorluğunu bildiğim için böyle yapıyorum ve Dora’nın sonuçlarından yaptığımın ne kadar doğru olduğunu gördüm. Ayrıca rutin demir tedavisi yerine hemogram kontrolüyle gerekli olursa demir başlıyorum, çünkü yan etkileri fazla olan bir tedavi ve gereksiz kullanımı da zararlı olabiliyor. Hemogram artık çalıştığımız ortamlarda kolayca yapılabiliyor olduğundan böylesi daha uygun. Elbette periferde ASM’lerde dördüncü ayda demir başlanması iyi bir uygulama ama ideali bu değil. En önemli tetkiklerinden biri de kızamık salgını nedeniyle 9. aya çekilen ve beni çok strese sokan kızamık aşısının etkinliği için baktırdığım antikor değeriydi, bunu uzun zamandır bekliyordum, neyse ki aşı tutmuş. Birlikte Anti HBs antikorlarına da baktırdım, o konuda da sıkıntı yok. Elbette rutinde bu tetkiklerin yapılması gerekmiyor, hem uygun değil, hem de maliyetli ama ben aklıma takılanların cevabını bilmezsem rahatlayamadığım için biraz fazla obsesif davranıyorum. Karaciğer, böbrek, tiroid fonksiyonlarında ve elektrolitlerinde de sorun yok, sadece idrar kaldı, onu da tamamlayınca biraz daha rahatlayacağım.

Artık her şey daha keyifli, daha eğlenceli, daha güzel ve daha özlem dolu… Sanırım bundan sonra günlerim Dora'yı özleyerek geçecek. Çok şanslıyım ki annem yanında olduğu için aklım onda kalmıyor, sadece özlüyorum, akşamları uçarak eve geliyorum, buna çözüm de yok...
 
10. ay bebek gelişimi
Bebek için çevresindeki dünya sadece oyunlardan ibarettir ve istediği her oyunu oynayabileceğine inanır. Bir çok bebek bakım kitabı evde yeterince önlem alındığı takdirde hiç endişelenmeden bebeğin çevresini tanımasına olanak vermeyi önerir. Her ebeveyn bunu hayata geçirmenin söylendiği kadar kolay olmadığını bilir. Eşyalar ortadan kaldırılıp, kapıları kilitlenip, pencerelere demir, prizlere kapak taktırılsa da, sonuçta ebeveynlerin de evde bazı ihtiyaçları olacağı için, ev ancak bir noktaya kadar güvenli hale getirilebilir. Bu yüzden de bebek evde bazı bölgelere girme izni olmadığını bilmelidir. Masa örtüsü kullanılıyorsa üzerinde tabak-çanak bulundurmamaya gayret edilmeli. Banyo ve mutfak kapılarını kapalı tutulmalı. Klozet kadar eğlenceli başka oyuncak yoktur: hışırtılı sesler çıkartır ve içine kolaylıkla eşyalar atılabilir. Bebek artık “hayır” dan anlıyordur ve hatta bunu tekrar edip kafasını sallayabiliyordur. Ancak bu onu engellemez. Sürekli “hayır” dense bile o hiç yorulmadan bir yasak yerden diğerine geçmekten vazgeçmeyecektir. (Bebeğin başını sallayıp isteklere “evet” demesi için daha birkaç ay var). Sabırlı ve sakin olmak zor görünse de, bebeğin kendi kendini kontrol etmeyi öğrenmesinin başka yolu yoktur. Bebek için potansiyel tehlike olarak gözüken herhangi bir nesne veya durum çok sakin olarak değerlendirilmelidir. Onun bazı durumların tartışılmayacağını kabul etmesi gerekmektedir.

 Bebeğin kendi kendine oturmak gibi bazı temel aşamaları becermiş olması gerekmektedir; ancak unutulmamalıdır ki her on aylık bebeğin motor gelişimi farklı olur. Oturma ve buna bağlı olan her hareketi bebek artık çok rahat gerçekleştirebilmelidir. Dönebilir, eğilebilir, pozisyonunu değiştirebilir ve otururken karnının üzerine yatıp tekrar doğrulur.

Hemen hemen tüm bebekler bu dönemde emekler, bazıları ise biraz destekle ayakta kendi başına durabilir. Bazıları mobilyaların etrafında dolaşır, çok azı bir kaç adım atar, yine çok azı yürümeye başlar. Emeklemeyi veya yürümeyi, “zamanında” gerçekleştirmeyen bebeklerin anne-babaları, onların etrafa karşı meraksız olmalarından yakınır. Aslında o sırada bebek konuşma veya oyuncakları detaylı inceleme gibi bambaşka bir alanda kendini geliştiriyor olabilir. Gerçekte endişelenecek hiçbir durum yoktur. Her ne kadar bu bebekler motor becerilerini biraz erteleseler de sonradan çok hızlı gelişme gösterip arayı kapatabilirler. Bazısı karyolasının kenarlarına tutunup ayakta durmaya çalışır. Çok hareketli bir bebek gün içinde bir saat ve gece 11 saat uyuyabilir. Bu yeterli görünmeyebilir, ancak bu bebekler de en az çok uyuyanlar kadar enerjik olabilirler.

Bebek, artık tamamen uyanıkken uykuya dalma zorlukları yaşayabilir. Eğer böyleyse rahatlamak için anneye ihtiyaç duyar. Tam uyumadan önce, onu kucağa yatırıp masal okumak veya ninni söylemek gerekebilir. Önemli olan uyku haline geçerken onu yatağına koymaktır. Bebeğin dil gelişimi için en iyi yollardan birisi bu zamanda ona kitap okumaktır, özellikle de masal kitapları.. Her ne kadar onun en sevdiği iş, kitapları raflardan çıkarıp yere atmak olsa da, aslında kitabı okumak da ona ilginç gelecektir. Kitaplardaki resimlere bakmaya ve anlatılanın yarısını anlamasa da ona okunmasına bayılır. Eğer sayfaları kendi çevirmekten ve bazı sayfaları daha uzun süre incelemekten hoşlanıyorsa bunu yapmasına izin verilmelidir. Bu dönemde bir oturuşta kitabı bitirmek neredeyse imkansızdır. Bebeğin çıkardığı sesler anlaşılamasa da konuşma tonlarıdır. Bu yaştaki bebek, ”baş-baş”, “bay-bay” gibi basit kelimeler söyleyebilir ve anladığı kelimeler de oldukça fazladır. “Göster” dendiği zaman bir çok nesneyi eliyle gösterebilir. Artık “saklanma” oyununu kendine göre yorumlamaktadır ve “neredesin?” dendiğinde kendi stiliyle yüzünü kapatır. Yüzünü eliyle veya battaniyesiyle kapatarak o oyunu oynamak istediğini belli eder. Bazen hemen kendini gösterir, bazen ise saklanması birkaç saniye sürer. Onun mantığına göre o anneyi göremiyorsa anne de onu göremez.

Bebeğin özellikle kendi ilgi duyduğu alanlarda daha çok şey öğrenebilmek için yeni talimatlara açık ve hevesli olduğu bir dönemdir, örneğin kendi kendine kaşık tutmak gibi. Ancak aynı heves bez değiştirmek gibi ortak gerçekleştirmek gereken başka alanlarda görülmeyebilir. Bir dakika için bile olsa hoşlanmadığı bir işi yapmak onu sinirlendirecektir ve tepkisini bağırarak gösterecektir.

Bebeğin araştırma dürtüsü onu sürekli yasak bölgelere gitmeye itecektir, bunun için kendisine kızıldığında mutsuz olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki yasaklanan bölge sürekli yasak olarak kalmalıdır, yasak kalktığı zaman her yasağın kalkabileceğini düşünür.

1 yorum:

  1. Merhaba Sinem Hanım;
    Önceki aylarında Dora için seçtiğiniz oyuncaklardan bahsetmistiniz. 10. ay için de önerileriniz var mı?
    (Sophie vazgecilmezimiz oldu mesala ☺)
    Özlem

    YanıtlaSil