Bazı
yaşlar vardır ya, insanın kişisel tarihinde yeri başka olur; okula başlarsın,
üniversite kazanırsın, mezun olursun, evlenirsin… 32 de kişisel tarihime not
düşülecek yaşlardan biri oldu benim için. Belki de en önemlisi; anne oldum...
Kimine göre anne olmak için geç kalınmış bir yaş belki ama, bizim için en güzel
zamanda geldi bebeğim…
Yeterince
okudum, yeterince gezdim, eğlendim, yeterince iki kişilik hayatın, evliğin
tadını çıkardım, mecburi hizmeti bitirdim… Geriye bakınca bir çırpıda
sayabileceğim bunlar var. Bundan sonra her şeyi kızımla yaşayacağım, hayatımın
sonuna kadar aklımda olacak, önce hep o gelecek… Onunla büyüyeceğim,
öğreneceğim, eğleneceğim.
32
yaş kimine göre “çok genç”, kimine göre “olgunluk”… Ben artık geçen zamana
yetişemiyorum. Eskiden de “aklı bir karış havada” grubuna dahil olmadığım için
çok büyük bir olgunluk hissetmiyorum, çok da genç sayılmam artık. Daha durağan,
daha sakin hissediyorum sadece, basit şeylerin “basit” olduğunu daha kolay fark
ediyorum, daha zor heyecanlanıyorum.
Büyüdüm sanırım biraz daha, tecrübelerim arttı. İnsanları daha kolay tanıyorum. Daha çok
biliyorum, daha az şaşırıyorum. Güzel anılar biriktiriyorum, daha gerçek
planlar yapıyorum. Tadını çıkarmaya bakıyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder